Muğla'da vahşice öldürülen Pınar Gültekin'in babası yaşananlara isyan etti. Yüreğinin yandığını belirten Sıddık Gültekin, "Bu vahşetten öte bir şeydir. Ben bir baba olarak kızımı teşhis edemedim" dedi.
Muğla’da vahşi bir cinayete kurban giden 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in cenazesi Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından dün akşam saatlerinde yakınlarına teslim edildi. Genç kız toprağa verilmek üzere memleketi Bitlis’in Hizan ilçesine gönderildi.
“YALNIZ KIZIMI DEĞİL HEPİMİZİ ÖLDÜRDÜ”
Kanal D’de Hakan Ural ve Nur Tuğba Namlı'nın sunduğu “Neler Oluyor Hayatta” programına bağlanan Pınar Gültekin’in acılı babası Sıddık Gültekin canlı yayında kızının yaşadıklarını anlatı ve öldürülme biçimine isyan etti.
Cemal Metin Avcı’nın kızını takıntı haline getirdiğini defalarca ayrılmak istemesine rağmen peşini bırakmadığını ifade eden baba Gültekin, “Bu vahşetten öte bir şey. Ben bir baba olarak kızımı teşhis edemedim. Bu benim yüreğimi yakıyor. Bu acıyla ben yaşayamam zaten. Bu yalnız kızımı öldürmedi, hepimizi öldürdü” diye konuştu.
“BENİM ACIM TARİFSİZ”
Tarifsiz bir acı yaşadığını kaydeden baba Gültekin şunları söyledi:
"Benim acım çok büyük Hakan bey, en iyi siz anlarsınız çünkü siz de bir babasınız. Benim acımın tarifi edilemez. Benim acım çok büyük. Artık yeter diyelim. Bugün benim ocağım yandı, benim ciğerlerim yandı, ben bittim, öldüm. Bütün ailem bitti. Benim 27 sene verdiğim bütün emekler bitti. Ama bundan sonra hiçbir evlat ölmesin, hiçbir kadın ölmesin, hiçbir kız çocuğu ölmesin.
“HER KIZ ÇOCUĞUNUN BAŞINA BİR BEKÇİ DİKELİM”
Artık Türkiye öyle olmuş ki, her kız çocuğunun başına birer nöbetçi mi dikmemiz lazım? Pınar benim kızım değil bu saatten sonra, bütün Türkiye’nin kızıdır.
Acım çok büyük. Bunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bütün Türk halkına teşekkür ediyorum. Muğla Akyaka Jandarma Bölge Komutanlığı’na, Muğla Valisi’ne, Emniyet teşkilatına teşekkür ediyorum. Ben şahit oldum, üç gün üç gece aynı bizim gibi hiç yatmadan görevlerini dört dörtlük yaptılar. Bunu söylemeden geçersem bir yanlış yapmış olurum. Türkiye’nin başı sağ olsun.
“BİZ BUNU HAK ETMEDİK”
Annesi tarif edilemez bir acı yaşıyor şu anda. Zaten hasta, orada da doktorlar geldi, müdahale etti. Kız kardeşi aynen öyle. Benim 5 tane çocuğum var, dördü de perişan. Biz bunu hak etmedik. Bir insan ne kadar kötü olursa olsun, hiçbir varlık, hiçbir canlı ölümü hak etmiyor. Artık yeter, bu ülke kana doymadı mı?
Pınar’ı en son 6 ay önce görmüştüm. Havaalanında karşılamıştım. 6 senedir üniversite okuyordu, bu sene son senesiydi. Bana telefon açtı ‘Baba ben artık eve döneceğim’ dedi.
“TAKINTI HALİNE GETİRMİŞTİ”
Bu ilişki değildi ki… Bu adam takıntı haline getirmişti. Zaten evli bir insandı, zengindi. Benim kızımın ismini belki kötüye çıkartmış olabilirler. Kızım şerefli, namuslu olmasaydı bugün kızım yaşardı. Namusu için canını verdi.
Kızımla birlikte olmak istiyormuş. Kızım buna defalarca itiraz etmiş. ‘Sen evli insansın, hanımına söylerim’ demiş. Zaten ne zaman ki kızım ‘Ben senin hanımına söylerim’ dedi, bu korkudan cinayeti işledi.
“BİR BABA OLARAK KIZIMI TEŞHİS EDEMEDİM”
"Çünkü artık kızım yakasını kurtaramıyordu. Bütün Muğla biliyor, esnaf biliyor. Benim kızım 6 yıldır Muğla’da. Tanımayan yok, erkek gibi kızdı. Pısırık bir insan da değildi. Ama neticede takıntı hale getirmiş adam. Bir türlü kızımın yakasını bırakmamış.
Ve en sonunda bu vahşet mi diyelim, isim bulamıyorum. Bu vahşetten öte bir şeydir. Ben bir baba olarak kızımı teşhis edemedim. Bu benim yüreğimi yakıyor. Bu acıyla ben yaşayamam zaten. Bu yalnız kızımı öldürmedi, hepimizi öldürdü."