Almanya'nın 1915 olaylarıyla ilgili soykırım kararı almaya hazırlanması, Ermeni tehcirindeki rolünü gündeme getirdi. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı ile ittifak yapan Almanya, Rusya'ya karşı Ermenilerin zorla göç ettirilmesi fikrini ortaya attı.
KARAR.COM
Almanya, Vatikan ve Avrupa Parlamentosu'nun ardından 1915 Ermeni tehicirini 'soykırım' olarak tanımaya hazırlanıyor.
Şimdiye kadar Ermeni tehciriyle ilgili Türkiye'nin tezlerine karşı çıkmayan, ancak olaylarla ilgili sorumluluğunu hiçbir zaman kabul etmeyen ve tartışılmasını istemeyen Almanya'nın kritik karı, yaşananlardaki rolünü tartışmaya açtı.
Birinci Dünya Savavşı'nda Osmanlı ile ittifak yapan Almanya'nın, Rusya ile işbirliği yapan Ermeni çetelerine karşı, 'tehcir' fikrini ortaya attığı ve bu konuda İstanbul'u zorladığını tarihi belgeler ortaya koyuyor.
Birinci Dünya Savaşı sürecinde, Doğu’da Rus taarruzları ile koordineli olarak ayrılıkçı Ermeni çetelerinin isyanları başlayınca, ordunun cephedeki askeri emniyeti tehlikeye düşmüştü. O dönem Osmanlı ordusunda önemli kademelerde bulunan Alman subaylar, Ermenilerin zorla göç etterilmesi konusunda Osmanlı yönetimine akıl hocalığı yaptı.
Osmanlı devleti komuta kademesinde ve karargahlarda çalışan Alman subayların teklif ve önerileriyle, cephe gerisinde askeri açıdan sakıncalı bulunan bölgelerdeki Ermenilerin, ülke toprakları içinde, muharebelerin olmadığı daha emniyetli bölgelere gönderilmelerine karar verdi.
Alman Yarbay itiraf etmişti
Dönemin Genelkurmay Başkanlığı Harekat Dairesi’nde bulunan Alman Yarbay Otto von Feldmann, Ermenilerin göç ettirilmesine karar veren Alman subaylardan birisinin kendisi olduğunu, açık açık yazdı.
Tehcir sırasında Osmanlı Ordusu Genelkurmay Başkan Vekili /Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan General Bronsart da, çeşitli yayınlarda, cephede beliren tehlikeli durumu bertaraf etmek için Ermenilerin tehcir edilmesi gerektiğini sık sık dile getirdi.
Osmanlı Ordusu'nda Helmut von Moltke (fotoğraftaki), Johannes Kaehler ve Colmar von
der Goltz liderliğindeki heyetler, Ermenilerin cephe emniyeti için göç ettirilmesi fikrini savundu.
'Soykırım'ı tanıma kararı almaya hazırlanan Almanya'nın 1915 olaylarındaki rolünü ortaya koyan sayısız belge, hatıra ve araştırma bulunuyor.
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Nail Alkan’ın geçen yıl yayınlanan “Ermeni Tehciri’nde Almanya’nın etkisi” başlıklı makale, konuyla ilgili yayınlanan en kapsamlı araştırmalardan biri. Alkan araştırmasında Alman subayların, Ermenileri Rusya’nın yandaşı oldukları için Anadolu’dan sürmek istediklerini kanıtlarıyla ortaya koyuyor:
Goltz Paşa: Ermeni unsurlar Osmanlı topraklarında olmamalı
19. yüzyıldan itibaren Osmanlı ordusunda görev alan Alman heyetleri önemli rol oynadılar. Özellikle Helmut von Moltke, Johannes Kaehler ve Colmar von der Goltz liderliğindeki askeri heyetler Osmanlı İmparatorluğu’nda reformlara katkıda bulundu ve bu komutanlar orduda yüksek rütbelere sahip oldu.
Deutsche Rundschau dergisinde yer alan bir yazısında Goltz Paşa, Osmanlı Devleti’nin jeopolitik yapısının korunması için, devletin sadece İslami ve Asyalı unsurlardan oluşması gerektiğini ve bu sebepten Hıristiyan Ermeni unsurlara Osmanlı toprakları içinde yer olmadığını savunuyordu.
Wolfgang Gust’un (Ermenilere Uygulanan Soykırım 1915/16) adlı kitabında da, Goltz Paşa’nın Ermenileri Osmanlı için stratejik bir tehdit olarak ifade ettiğinden ve Rusların doğal yandaşı oldukları için, Doğu Anadolu’dan Mezopotamya çöllerine sürülmelerinin Rusya’ya karşı etkili bir savunma olacağını kaydettiğinden bahsedilir.
Amiral von Usedom: Ermeniler başarımıza engel
I. Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında Osmanlı ordusunda görevli bir deniz subayı olan Amiral Guido von Usedom’un günlüğünde ise, Ermenilerin Almanların başarısı için bir engel teşkil ettiği, bu nedenle Ermenilerin uzaklaştırılması gerektiği belirtilmekte.
I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunun en üst mevkilerinde danışman ya da kumandan olarak Alman subaylar yer alıyordu. Savaş ortamında Alman subayların Ermenilerin Ruslarla olan işbirliğinden rahatsız oldukları için Tehcir Kanunu’nun çıkarılmasına ön ayak oldukları biliniyor.
Tehcirde Almanlar da görev aldı
Osmanlı İmparatorluğu’nun cephe gerisinde askeri açıdan sakıncalı bulduğu bölgelerdeki Ermenilerin, ülke toprakları içinde, çatışmanın olmadığı daha emniyetli bölgelere gönderilmesi kararının, komuta kademesinde ve karagahlarda çalışan Alman subayların teklif ve önerileriyle verildiği ortada. Hatta bu kararın uygulanması sürecinde birçok Alman konsolosun da yönetici ve teşvikçi olarak bu sürece katıldığı ileri sürülmektedir.
Sevk ve İskan Kanunu’nun (Tehcir) uygulamaya konulması kararının alındığı dönemde Almanya’nın iki yönlü bir politika izlediğini söylemek de yanlış olmayacaktır. Bu çerçevede Almanya’nın bir yandan Osmanlı İmparatorluğu ile müttefik olarak, savaştaki durum çerçevesinde ilişkilerini iyi tutmaya çalışırken bir yandan da Ermeniler hakkında alınan karar doğrultusunda İtilaf Devletleri’ne karşı kendisini savunmak durumunda olduğu görülüyor. Çünkü İtilaf Devletleri Tehcir Kanunu’nun esasen Osmanlı ordusunda görevli Alman subaylar tarafından alındığına dair bir kanaate sahipti!