AB Bakanı Ömer Çelik, düzenlendiği basın toplantısında, AGİT'in yayınladığı referandum raporuna sert tepki göstererek, "Açıklamalar sınırı aşmıştır" dedi.
AB Bakanı Ömer Çelik, referandum sonuçları ve AGİT'in referandum raporuyla ilgili bir basın toplantısı yaptı.
Bakan Çelik'in açıklamalarından satırbaşları şu şekilde:
"Her yerde seçmenlere kendi tezimizi anlattık. Evet ya da Hayır diyenler özgürce kampanyalarını yaptılar. Sonuç olarak seçmenlerimiz, sistem değişikliğine evet dedi. Çıkan sonucunun üzerinde herhangi bir soru işareti yoktur.
Bundan sonra kimin başkan olacağı, kimin mecliste çoğunluğu alacağı seçimlerle belli olacaktır. Türkiye'deki bazı partilerin çabaları, kendi varlık sebepleri zayıflatır. Türkiye'nin sistemine Türk halkı karar verir. Özellikle Avrupa'daki bazı siyasilerin, Türkiye'de çıkan referandum sonucunu, Türkiye-AB ilişkilerinin sonu olur demeleri, onların demokrasi kültüründen ne kadar uzak olduğunu gösterir. Bunun hiçbir gerekçesi olamaz.
Aşırı sağ ve popülist akımın temsilcileri, oradaki vatandaşlarımızın oradan sürülmesinden bahsediyor. Bu Avrupa değerlerinin, bazı Avrupalı siyasiler tarafından nasıl tehdit edildiğini gösterir. Avrupa'nın bütün ilerici siyasetçilerini bu ırkçılara karşı önlem almaya çağırıyoruz.
AGİT RAPORU
Juncker, Mogherini ve Hahn'ın açıklamalarını yadırgıyoruz. AGİT raporuna göre süreci değerlendireceklerini açıklamalarını açıkçası yadırgıyoruz. Bu demokratik olgunluğa saygı göstermemek demektir. AGİT ile şimdiye kadar hep verimli bir işbirliğimiz oldu. Kendilerini her seçimde kabul ettik. Açık ve şeffaf bir süreç yürettik. Bu referandumla ilgili açıklamaları da anlamakta güçlük çekiyoruz.
Türkiye'nin seçimler konusunda hukuki altyapısı çok güçlüdür. Açık ve net şekilde, Avrupa'daki pek çok ülkeden daha şeffaf bir altyapımız vardır. Egemenliğin ifade hakkının altını çiziyoruz. Referandumun ardından yapılan açıklamalar, sınırları aşmıştır. Bu şekildeki yaklaşımları saygın göremeyiz.
Avrupa ülkelerinde Evet yanlısı kampanya yapılamamıştır. Bunun dikkate alınması gerekirdi ancak AGİT bildirisinde bunun yer almaması raporun objektifliğine gölge düşürmektedir. Referandumun tüm tarafları özgür şekilde kampanya yürütmüştür. Olağanüstü Hal uygulaması hiçbir negatif etki yapmamıştır. Tam tersine halkın iradesini net şekilde ortaya çıkarmıştır. Çeşitli bölgelerde, terör örgütlerinin vatandaşlar üzerinde nasıl baskı kurduğunu görüyorduk. Bu sefer bunlara hiçbir şekilde müsaade edilmemiştir.
Beklediğimiz tarafsız, objektif ve hakkaniyetli bir gözlemdir. Siyasi yorumların hiçbir saygınlığı olmayacaktır. YSK'nın mühürsüz pusulalar ile ilgili yaptığı açıklamaya AGİT'in bakışı doğru değildir. YSK'nın bu kararı ilk kez alınmış bir karar değildir. Esas olan iradenin sandığa tecelli etmesidir. Karar da sürecin henüz başında, oylar sayılmadan önce alınmıştır. Bu iradenin tecelli etmesi yönünde karar alınmıştır. AGİT'in yaklaşımı doğru değildir.
"AB İLE İSTİŞAREYE AÇIĞIZ"
Anayasa değişikliği tercihi ise ülkemizi eleştirenler, 15 Temmuz'un ardından Türkiye'ye gelmeyenlerdir. Bu yaklaşımları, Türk demokrasisinin sözde koruyuculuğuna soyunmaları ciddiye alınmaları mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti'nin her vatandaşı eşit ve birinci sınıf vatandaştır. Hiçbir yabancı kuruluşun korumasına ihtiyacı yoktur. Birilerinin tutup da şu yönde oy kullananlara biz sahip çıkacağız demeleri tehlikeli bir yaklaşımdır. İlla mücadele etmeleri gereken bir şey varsa, onlara Avrupa'nın içinde yükselen ırkçılıkla mücadele etmelerini öneririz.
AB ile istişareye açığız ancak tek beklentimiz karşımızda açık fikirli, özgür bir muhattap görmektir. AGİT'in de teknik değerlendirme aşamasında kalması önemlidir. Aksi takdirde bu raporlar dikkate alınmayacaktır.
VİZE SERBESTİSİ VE İDAM
Vize serbestisi ile ilgili çalışma gerçekleştirildi. Bu Türkiye'nin bir hakkıdır. Şimdiye kadar verilen sözler tutulmamıştır. Türkiye bütün sözlerini yerine getirmiştir. Bizim terör yasasında bir düzenleme yapmamız mümkün değildir. Bu konuda net bir çalışmamız var.
İdam konusu 15 Temmuz'dan sonra ortaya çıktı. Nitekim bu FETÖ'nün her gün yeni bir tehdidi ortaya çıktıkça bu istek yükseliyor. Bunlar halkın karar vereceği konulardır. Bu değerlendirmeler yapılacaktır. Süreç kendi seyri içerisinde işlemektedir."