Ortadoğu ve enerji piyasaları açısından dün tarihi bir gelişme yaşandı ve İran ile P5+1 ülkeleri arasında anlaşmaya varıldı.
Anlaşmayla beraber petrol fiyatlarında yaşanacak olası bir düşüşün Türkiye için müjdeli haber olduğu söylenebilir. İlerleyen aşamalardaysa, Türkiye’nin İran’dan aldığı petrol ve gaz artabilir.
İran’dan aldığımız petrol miktarının ambargo öncesindeki seviyeden bile yükseğe çıkabileceğini vurguluyor.
Hürriyet'in haberine göre İran’a yönelik ambargoların kalkmasını sağlayacak anlaşmanın yapılmasıyla dikkatler dev ülkenin kaynaklarına yöneldi. İran, şüphesiz dünyanın enerji süper güçlerinden biri. Dünyanın kanıtlanmış en büyük ikinci doğalgaz ve dördüncü petrol rezervlerinin üzerinde oturuyor.
İran, yıllık 10 milyar metreküplük doğalgaz ile Rusya’dan sonra Türkiye’nin ikinci doğalgaz tedarikçisi konumunda. Batının yaptırımlarına rağmen petrolde ise Türkiye’nin talebinin yüzde 30’una yakın bir bölümünü İran karşılıyor.
İşte şimdi tüm bu dengeler değişebilir. Tüpraş’ın petrol alımını arttırması beklenirken, ilerleyen dönemlerde İran’dan aldığımız doğalgaz miktarının da artması ihtimaller arasında. Tabii bunun için önce İran’dan beklenen doğalgaz indiriminin alınması gerekiyor.
The Bosphorus Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü, “Türkiye’nin, İran ile enerji konularında ortaklaşa çaba gösterilmesi, güven yaratılması, uluslararası yatırımcılar ile birlikte çalışılması, siyasi ve bürokratik pürüzlerin giderilmesini sağlamak üzere ortak bir üst düzey enerji işbirligi konseyi kurması faydalı olur” önerisi yapıyor.
İran petrolü artacak
Yıllarca süren zorlu bir sürecin ardından İran ile Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ve Almanya (P5+1 ülkeleri) arasında gerçekleştirilen nükleer müzakerelerde anlaşma sağladı. Yani İran’ın nükleer programını kısıtlaması karşılığında Tahran’a uygulanan ekonomik yaptırımlar hafifleyecek.
Bu tarihi gelişmeden etkilenecek başlıca ülkelerden biri kuşkusuz komşusu Türkiye olacak. Türkiye, yaptırımlardan önce ithal ettiği petrolün yarısını İran’dan karşılıyordu. Ancak ambargo baskısı nedeniyle İran’dan aldığı petrol miktarını yarı yarıya azaltarak, Irak gibi ülkelere yöneldi.
Tüpraş 2011’de 9.7 milyon ton ham petrol aldığı İran’dan, geçtiğimiz yıl 5.28 milyon ton ithal etti. Konuya yakın kaynaklar, İran petrolünün dünyadaki en kaliteli petroller arasında yer aldığına işaret ediyor ve Türkiye’nin İran’dan daha fazla ham petrol almasına kesin gözüyle bakıyor.
Hatta Enerji Bakanlığı kaynakları, ambargo öncesindeki yüzde 50 seviyesinden bile daha fazla bir miktara çıkılabileceğini vurguluyor. Öte yandan, İran’a yönelik yaptırımların yumuşaması Türkiye’nin enerji ithalat faturasını da olumlu etkileyebilir. Uzmanlar, son dönemde Suudi Arabistan ve Irak’ın petrol ihracatını artırdığına işaret ederek, “Piyasaya bir de İran petrolü girerse fiyatlar düşecektir.
Ucuz petrol ise Türkiye ekonomisi için olumlu bir haber” yorumunu yapıyor. Dün İran ile P5+1 ülkelerinin anlaşmaya vardığına dair haberler üzerine petrol fiyatları inişe geçti. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş Türkiye’nin cari açığını 5 milyar dolara kadar etkileyebiliyor.
Şirketler Tahran'da otelleri kapattı
Mehmet Öğütçü, anlaşmayı şöyle yorumluyor: “İran’ın doğalgaz ve petrolde potansiyelini tamamen harekete geçirmesi halinde, küresel oyun değiştiricilerden biri olması mümkün. Ardında yalnızca 1979’dan bu yana süregelen İslam Cumhuriyeti değil, binlerce yıllık Pers medeniyeti ve mirası var.
Nükleer anlaşma çok önemli ama asıl İran’a yönelik yaptırımların aşamalı olarak nasıl kaldırılacağı, ülke içinde uluslararası yatırımlar için elverişli iklimin yaratılıp yaratılmayacağı, Rusya, Çin ve Körfez ülkeleri ile stratejik denklemin nasıl kurulacağı sorularına ikna edici yanıtlar da eşit derecede önemli.
Dünya petrol ve gaz piyasasında talep durgunluğu, arzın beklenenden daha fazla artması, fiyatların düşmesi ve fiyat düzeylerinin belirlenmesinde alıcıların öne çıkması, yenilenebilir ve nükleer enerjinin, kayagazı ve petrolünün ticari hale gelmesi üretici ülkeleri ciddi şekilde zorluyor.
Böyle bir ortamda İran’a yaptırımlar kalktıktan sonra, sadece bundan 15-20 yıl sonrasını öngören ve cepleri derin olan şirketlerin yatırım düşüneceği söylenebilir. Tahran’da birçok uluslararası enerji şirketi otelleri kapatıp, durum değerlendirmesi, fırsaltarın incelenmesi sürecini çoktan başlattı.
Ancak büyük sermaye yatırımlarının durduğu, hatta ertelendiği bir ortamda İran’a kısa sürede büyük fonların akmasını beklemek aşırı iyimserlik olur. Bence ilk etapta küçük ve orta ölçekli şirketler girecek, zemini yoklayacak ve büyük şirketlere yol açacaktır.”
TANAP’a İran gazı
Öğütçü, Türkiye boyutuna yönelik ise “Türkiye ile İran arasındaki ilişkiler Kasr-ı Şirin’den bu yana belli bir dengede yürüyor. Enerjide doğalgaz ticareti pürüzsüz olmadı. Hem Türk tarafı, hem İranlılar ‘al ya da öde’ gibi yükümlülüklerini zaman zaman yerine getiremediği için tahkime kadar gidildi.
Şu anda Türkiye doğalgazda en yüksek fiyatı İran’a ödüyor. İran, şayet Türkiye alımlarını artırırsa, fiyatı düşürebileceğinin sinyallerini verdi. Hatta Güney Pars sahasından çıkacak gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya satma konusunda da istekli.
Şahsen İran gazının öncelikle iç piyasada tüketileceğini, fazlasının Umman üzerinden LNG olarak ihraç edilebileceğini, daha sonra İran-Pakistan-Hindistan hattının devreye girebileceğini düşünüyorum. Türkiye pazarı İran için önemini korumaya devam edecek ama Avrupa’ya boru hattı üzerinden gaz ihracatı hem Avrupa’da talep daralması hem de İran fiyatının ekonomik olmayacağı gibi gerekçelerle mümkün görünmüyor.
Belki jeopolitik nedenlerle bir miktar gaz TANAP üzerinden aktarılabilir. Türkiye’nin bölgesel enerji merkezi olma arzusunu gerçekleştirmede İran petrol, gaz ve elektriğinin önemli bir girdi olduğunu da akıldan çıkartmayalım.
Elbette ki tüm bu karşılıklı bağımlılıklar iki ülkeyi siyasi ve ekonomik olarak yakınlaştıracak, bölgesel rekabet yerini bölgesel işbirliği projelerinin gerçekleştirilmesine bırakabilecektir” şeklinde konuşuyor. Enerji Bakanlığı kaynakları, daha fazla gaz alınması için İran’ın Türkiye’ye yönelik tavrında değişiklik olması gerektiğini de vurguluyor.
2018’den sonra
HAZAR Strateji Enstitüsü İstanbul Enerji Programı Koordinatörü Emin Emrah Danış, İran’ın 2011’de 3.6 milyon varil/gün olan petrol üretiminin yaptırımlar sonrası 2015’de 2.8 milyon varile kadar düştüğüne işaret ederek, “Yaptırımların İran’ın anlaşma kapsamındaki maddelere uyup uymama durumuna göre kademeli olarak kaldırılacak olması İran’ın petrol ihracatının kısa sürede artırmasına imkan vermeyecek. İran’ın yaptırımlar sonrası yaşadığı ekonomik sıkıntıları aşmada petrol ihracatı çok önemli bir araç olacak.
Küresel ekonomi ve petrol talebinde hızlı bir toparlanma olmaması durumunda, önümüzdeki yıllarda İran kaynaklı ilave petrol arzının yaratacağı düşük fiyat sorunu İran için aynı zamanda önemli bir risk de olabilir” diyor.
Ambargo hemen kalkacak mı?
Anlaşmanın tam olarak uygulamaya konması aylar sürebilir ancak yaptırımların kaldırılmasının zamanla petrol zengini İran’ın enerji ihracatını etkinleştirmesine, ülkenin uluslararası finansmana erişimin kolaylaşmasına ve küresel yatırımcılara kapılarını açmasına yardımcı olması bekleniyor.
Konuya yakın diplomatlar, ambargonun en azından Birleşmiş Milletler’in aralık ayındaki raporuna kadar kalkmayacağını, Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın ise 15 Aralık’ta bir rapor yayınlayacağını söylüyor. Batı ülkeleri tarafından uygulanan yaptırımlar; İran devletine ait petrol şirketleri, bu şirketlerle işbirliği yapan yabancı şirketler ve İran’ın ihraç ettiği petrolü taşıyan denizcilik şirketlerine yönelik ekonomik ve hukuki yaptırımlardan oluşuyor.
Türkiye’den ilk tepkiler
Enerji Bakanı Taner Yıldız, “İran önemli bir rezervdir. Enerji sektörü açısından baktığımızda ciddi doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip olan bir ülkedir.
O ülkenin kaynaklarını gerek öncelikle bölge daha sonra da dünya için sunmak dünyadaki petrol fiyatları açısından son derece önemli olacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İran nükleer anlaşmasının Türk ekonomisi için çok iyi bir haber olduğunu kaydetti ve anlaşmanın iki ülke arasındaki ticaret ve yatırımları artıracağını vurguladı. Kaynaklar, yabancı şirketlerin İran’a girmesiyle taşeron olarak Türk şirketlerin de girişinin hızlanacağını kaydediyor.
Rakamlarla İran'ın enerji potansiyeli
Dünya kanıtlanmış petrol rezervlerinde payı
Yüzde 9.3
Toplam petrol rezervleri
157.8 milyar varil
2015’te günlük petrol üretimi
Ortalama 2.8 milyon varil
2015’te günlük petrol ihracati
1.1 milyon varil
İran petrolünün başlıca alıcıları
Çin, Güney Kore, Japonya, Hindistan, Türkiye ve Tayvan
Toplam doğalgaz rezervi
34 trilyon metreküp
Günlük doğalgaz üretimi
120 milyon metreküp
Denizlerde petrol tankerlerinde tuttuğu petrol miktarı
20-30 milyon varil
İran petrol üretimini ne kadar artırabilir?
Ambargo kalkar kalkmaz 500 bin varil/gün
İran gaz ihracatında Türkiye’nin payı
Yüzde 90