Nottaki son kale Fitch’i korumak için kaldı 37 gün

Nottaki son kale Fitch’i korumak için kaldı 37 gün

Fitch, 27 Ocak’ta Türkiye’nin kredi notunu açıklayacak. “Bu yıl yaşananlar gelecek kararda etkili olabilir ama bir not düşüşü felaket anlamına da gelmez” diyen Prof. Dr. Burak Arzova, “Önemli olan Türkiye’nin yeni bir hikaye yazmasıdır” dedi.

GÜVEN ADALI

Büyük umutlarla başladığımız fakat başta Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle beklentilerin uzağında kalan 2016’yı önümüzdeki hafta noktalıyoruz. Ekonomi yönetimi 2017’nin çok daha iyi bir yıl olmasını ümit etse de bu yıl yaşanan gelişmeler gelecek yıl için de bazı riskler oluşturuyor. Moody’s ve S&P’nin kredi notumuzu yatırım yapılabilir seviyesinin altına indirmesi sonrasında tek ‘yatırım yapılabilir’ nota sahip olduğumuz Fitch Ratings, 2017’ye dair takvimini açıkladı.

Fitch gelecek yıl 27 Ocak ve 21 Temmuz’da Türkiye için rapor açıklayacak. Fitch’teki yatırım yapılabilir notunu kaybetmememiz için ise bu yılki ülke ekonomisini yıpratan gelişmelerdeki etkilerin bertaraf edilmesi gerekiyor. Özellikle Türkiye ile ilgili son zamanlarda yabancı basında çıkan haberlerin, bombalı saldırı, terörist eylem, suikast olduğu gerçeği dikkate aldığında, bir yabancının ülkemiz ile ilgili ilk düşündüğünün güvenlik sorunu olacağını belirten Prof. Dr. Burak Arzova, bu haberlerdeki temel amacın da bu algıyı oluşturmak olduğunu, bunun da Fitch’in kararında etkili olabileceğini belirtti.

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un vahim bir suikaste kurban gitmesinin derinden incelenmesi gereken bir konu olduğunu ifade eden Arzova, “Bununla birlikte bu suikastin temel amacının Türk-Rus ilişkilerine zarar vermek olduğu konusunda herkes hem fikir. Bu ve benzer saldırılar ile temelde amaçlananın Türkiye’nin güvensiz bir ülke olduğu algısını yaratmak olduğunu düşünüyorum. Tam da basında 2017 yılında 3 milyon Rus Turist beklediğimiz haberiyle aynı güne denk gelmesi son derece düşündürücü” dedi.

2016 yılında peş peşe gelen terörist eylemler neticesinde Türkiye’nin özellikle batılı turistlerin destinasyonlarından çıkarıldığını vurgulayan Arzova, “Rusya ile yaşanan uçak krizi neticesinde Rus turistlerde de büyük kayıplara uğradık ve neticede Türkiye en önemli gelir kalemi olan turizm büyük ölçüde kan kaybına uğradı.

Rusya Büyükelçisine yapılan suikastin temel amaçlarından birisi de sıradan Rus vatandaşına Türkiye’de güvende olamayacağı algısını yaratmak olduğunu düşünüyorum. Bu algı neticesinde birçok Rus vatandaşının Türkiye’ye gelmekten vazgeçebilecek olma olasılığı şu an için büyük bir risk olarak duruyor” diye konuştu. Fitch yönünden olaya bakınca artan kur riski, özel sektörün bu riski nereye kadar taşıyabileceğine ilişkin çeşitli tereddütler, kur artışı ile beraber gelecek enflasyon, büyümede 27 çeyrek sonra gelen daralma ve terör olaylarındaki artış gibi unsurların Fitch’in Türkiye’ye bakışını olumlu düzeyde tutmayabileceğini söyleyen Arzova, “Özellikle Moody’s ve S&P’nin not indirimi sonrası Fitch’in Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviyede tutuyor olması, bu kurum üzerinde dış baskıları da artırabilir. Fitch buna ne kadar dayanır bilemiyoruz” ifadelerini kullandı.

Olası bir Fitch not indirimi kararının elbette felaket olmadığını belirten Prof. Burak Arzova, ancak özellikle bankaların dış kaynak kullanımında katlandıkları maliyetlerin artacağına işaret etti. Bunun neticesinde içeride kredi maliyetlerinde artış konusu gündeme gelebileceğine değinen Arzova, sözlerine şöyle devam etti: “Son dönemlerde dünyada faiz artırım trendine girildiği gerçeğini de göz önüne aldığımızda bu husus TCMB üzerinde faiz artırım baskısını artırabilir. Yabancı sermaye reel getiri görene kadar Türkiye’den çıkmak isteyebilir. Ancak Trump’ın göreve başlaması ve yeni normalleşme neticesinde, bizim gibi ülkelere tekrar risk iştahı ile birlikte yabancı fonlar girebilir. Ancak bunlar serseri fonlar olup, kısa süreli kar amacıyla gelenler olacaktır. Bu husus ise şimdi gördüğümüz gibi volatiliteyi artırabilir. Unutulmaması gereken, Türkiye en önemli gelişmeleri notu yatırım yapılabilir seviyede değilken gerçekleştirdiği gerçeğidir. Önemli olan Türkiye’nin yeni bir hikaye yazmasıdır.”

2016’DA NELER YAŞANDI?

27 Şubat: Fitch, Türkiye’nin BBB- kredi notu ve durağan görünümünü teyit etti.

9 Nisan: Moody’s, Türkiye’nin ‘Baa3’ ile ‘yatırım yapılabilir’ seviyedeki kredi notunu ve ‘negatif’ not görünümünü değiştirmedi.

6 Mayıs: S&P, Türkiye’nin ‘BB+’ olan kredi notunu teyit etti, not görünümünü ise ‘durağan’a yükseltti.

20 Temmuz: S&P, Türkiye’nin kredi notunu BB+’dan BB’ye, görünümünü ise ‘durağan’dan ‘negatif’e indirdi. Açıklamada, “Siyasi belirsizlik düşünülürse, Türk yetkililerin ekonomiyi dış finansman bağımlılığından kurtaracak reformları alma konusundaki kararlılıklarından uzaklaşacaklarını düşünüyoruz” denildi.

25 Temmuz: Türkiye’nin kredi notunu ve not görünümünü ‘negatif’ izlemeye alan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, 90 gün izleme kararı aldı.   

19 Ağustos: Fitch, Türkiye’nin kredi notunu ‘BBB-’ ile ‘yatırım yapılabilir’ olarak teyit etti. ‘Durağan’ olan not görünümünü ise negatife çevirdi. 

24 Eylül: Moody’s Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına indirdi, görünümünün ise durağan olduğunu kaydetti.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN