Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch daha önce bazı Türk bankalarını negatif izlemeye alırken, şimdide Moody’s 11 Türk şirketin kredi notunu indirmek için harekete geçti. Kuruluş son olarak 17 Türk bankasının da notunu düşürdü.
Haziran ayını başında Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye bankalarına ilişkin bir rapor hazırladığını belirtti. İddialara göre, raporda, bankalardaki gelişmelerin 6 aylık bir süre için izleneceği açıklanmıştı. Bir diğer derecelendirme kuruluşu olan Moody’s ise 11 Türk şirketi kredi notu için izlemeye aldı. Moody’s’in izlemeye aldığı Türk şirketler; Anadolu Efes Biracılık(Efes), Coca-Cola İçecek (CCI), Doğuş Holding (Doğuş), Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları(Erdemir), Koç Holding (Koç Holding), Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), Rönesans Gayrimenkul Yatırım A.S. (Rönesans), Turkcell İletişim Hizmetleri (Turkcell), Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı (Turkish Airlines), Türkiye Petrol Rafinerileri (TÜPRAŞ), Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları (Şişecam) oldu.
Öte yandan ise kuruluş 17 Türk bankasının notunu düşürdü. Moody’s ayrıca notunu düşürdüğü bankaları da kapsayan 19 finansal kurumun notlarını yeni bir indirim için izlemeye aldı. Yapılan açıklamada “Not indirimlerinin, kurumların fonlama profilleri üzerindeki olumsuz etkisiyle birlikte Türkiye’nin çalışma ortamının bozulmasını yansıttığı” belirtildi. Moody’s not izlemelerin, çalışma ortamının daha fazla bozulma ihtimali ve bunun bankaların bağımsız kredi gücü üzerindeki etkisine, yabancı sermayeli bankaların iştiraklerine verdiği destekteki değişimlere ve Moody’s’in 1 Haziran’da Türkiye’nin “Ba2” seviyesindeki kredi notunu, gelecek dönemdeki makroekonomik politikalara yönelik belirsizlik gerekçesiyle izlemeye aldığını açıklamasının ardından hükümetin destek kapasitesindeki zayıflamaya odaklanacağını belirtti. Moody’s, Türk bankalarına yönelik Mart 2018’deki son değerlendirmeden bu yana Türkiye’deki çalışma ortamının, özellikle de piyasa fonlaması açısından kötüleştiğini söyledi.
Moody’s’ten yapılan açıklamada “Bankaların döviz cinsi finansman maliyeti, 10 yıllık devlet tahvil getirisinin Ocak 2018 ile Mayıs ayı sonlarında yaklaşık 300 baz puan artmasının ardından bu yıl önemli ölçüde genişledi. Ayrıca, TL aynı dönemde dolar karşısında yaklaşık yüzde 24 değer kaybetti (Mart ayından bu yana yaklaşık yüzde 20). Buna ek olarak, bankaların uzun vadeli dış finansman çevirme oranı, 2018 yılının ilk çeyreği ile karşılaştırıldığında mart ayında azaldı. Dolar kısa vadeli piyasa fonlamalarına olan yüksek bağımlılıkları nedeniyle, kısıtlı fonlama koşulları, Türk bankaları için önemli bir sorun” denildi.
OPERASYONLARA HAZIRLIKLIYIZ
Türk bankacılık sektörünün yoluna devam ettiğine dikkati çeken Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, açıklamaların algı oluşturma gayreti olduğunu vurguladı. Tüfenkci “Biz bu operasyonlara hazırlıklıyız, Türkiye bunların üstesinden gelebilecek. İnşallah 24 Haziran’da milletimiz sandıkta bunun cevabını en iyi şekilde verecek. 24 Haziran’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yüzde 55’in üzerinde oy potansiyeliyle seçildiğinde, güçlü meclisi oluşturduğunda o derecelendirme kuruluşlarının tamamı milletimizden gerekli tokadı ve cevabı almış olacaklar. Milletimiz müsterih olsun. Bu algı operasyonlarına aldanmasın ve bu operasyonları bir oylarıyla bozsun” ifadelerini kullandı.
ZAMANLAMA OLDUKÇA MANİDAR
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in bankalara yönelik not indirim kararına ilişkin “Biz ülke olarak da bankacılık sektörü olarak da üstünlüklerimizi, güçlü yanlarımızı bildiğimiz kadar zayıflıklarımızı veya risklerimizi de biliyor ve yakından izliyoruz. Ancak reyting şirketlerinin en küçük olasılıklı olumsuzlukları dahi hemen yarın olacakmış gibi, güçlü ve olumlu yanlarımızı ise hemen yarın kaybedecekmişiz gibi değerlendirdiklerini görmekte ve not etmekteyiz. Moody’s tarafından yapılan not indirim kararının TCMB’nin faiz indirim kararıyla aynı gün akşamı yapılması manidar olup, bir o kadar da gayri ahlakidir. Analiz ve değerlendirmelerinde diğer kuruluşlardan geniş aralıklı ayrışma içerisinde olduğu açıktır” dedi.
SEKTÖRÜMÜZ SAĞLIKLI VE SAĞLAM
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Moody’s’in bankacılık sektörü ile ilgili kararının ardından “Bankacılık sektörümüz sağlıklı ve sağlam. Sermaye yeterlilik oranı yüzde 16.7, kur ve faiz artışı sonrasında bile yüzde 15” dedi. Twitter üzerinden değerlendirmede bulunan Şimşek “Takipteki kredilerin oranı yüzde 2.9 ve yüzde 75 genel karşılık ayrılmış. Sektörün özkaynak karlılığı yüzde 16. Bankaların kaldıraç düzeyi düşük. Aktif/Özkaynak sadece 8.7 kat” açıklamalarını yaptı. Devletin borcunun artmadığını belirten Şimşek “Brüt kamu borç stokunun (iç +dış) milli gelire oranı 2002’de yüzde 72 idi. 2017 sonunda yüzde 28.3’e düştü. Dünya ortalaması yüzde 87” ifadelerini kullandı. ,