Mirasını itfaiyecilere bırakan Mahmure Birsen Sakaoğlu kimdir?

Mirasını itfaiyecilere bırakan Mahmure Birsen Sakaoğlu kimdir? Mirasını neden itfaiyecilere bıraktı? İşte bütün bu soruların yanıtı ve detaylar haberimizde. Mahmure Birsen Sakaoğlu vasiyeti ile Türkiye'nin gündeminde. Mahmure Birsen Sakaoğlu ilk kez ismini Türkiye Güzeli seçilmesi ile duyurmuştu. Mahmure Birsen Sakaoğlu şimdide mirası ile gündemde. Mahmure Birsen Sakaoğlu mirasının bir kısmını itfaiyecilere bıraktı. İşte konu ile ilgili son dakika gelişmleri ve tüm haberler...

MAHMURE BİRSEN SAKAOĞLU KİMDİR? 

Mahmure Birsen Sakaoğlu kimdir? sorusu miras haberiden sonra gündemde.  Henüz çok küçük yaşlardayken evlerinde çıkan yangından itfaiye erlerinin gayreti ile kurtarılan Mahmure Birsen Sakaoğlu, mirasının da kendisini kurtaran bu itfaiyeciler ve belirlediği birkaç kişi arasında bölüştürülmesini istedi.

1936 yılında Türkiye güzeli olan Mahmure Birsen Sakaoğlu'nun Fatih İtfaiye Teşkilatı'nda görevli itfaiye erlerine bıraktığı vasiyetnamesi, 14 yıl sonra mahkeme tarafından geçerli sayıldı.  

Fatih’te 1909 yılında dünyaya gelen Mahmure Birsen Sakaoğlu (İzmirli), henüz 4 yaşındayken evlerinde çıkan bir yangında binada mahsur kaldı. Yangına müdahale eden Fatih İtfaiyesi ekipleri, Sakaoğlu’nu alevlerin arasından kurtarmayı başardı. Bu olaydan sonra İzmirli ailesi küçük kızlarını kurtardığı için itfaiye teşkilatına duydukları minneti her fırsatta dile getirdiler. Sakaoğlu da bu minnet duyguları arasında büyüdü. 1936 yılında katıldığı yarışmada Türkiye Güzeli seçilen Sakaoğlu, bir taraftan da tıp eğitimini tamamlayarak pratisyen hekim olarak çalışmaya başladı. Kendisi gibi doktor olan Mustafa Sakaoğlu ile evlendikten sonra ABD’ye giderek bir süre de burada çalıştı.

ABD’de 7 yıl çalışan Sakaoğlu çifti daha sonra Türkiye’ye geri döndü. Bundan sonra yaşamlarını Türkiye’de sürdüren çiftin yıllar süren mutlu evliliklerinde çocukları olmadı. Mahmure Birsen Sakaoğlu, 1999 yılı Eylül’ünde eşini kaybettikten sonra yalnız yaşamaya başladı. Erkek kardeşi Emekli Albay Selahattin İzmirli ile aralarında doğan anlaşmazlıklar nedeniyle de sorunlar yaşıyordu. Bundan sonra tek başına hayatını sürdüren Sakaoğlu, eşini kaybettikten dört yıl sonra 17 Aralık 2003 tarihinde, 94 yaşında yaşama gözlerini yumdu.

MİRASININ BÖLÜŞTÜRÜLMESİNİ İSTEDİ

Sakaoğlu’nun ölümünün ardından ortaya çıkan vasiyet yüzünden yer yerinden oynadı. Eski Türkiye Güzeli, vasiyetinde yıllardır biriktirdiği servetinin Fatih İlçesi İtfaiye Teşkilatı çalışanları, avukatı Kaya Açıkel, hesabının bulunduğu bankanın müdür yardımcısı Meral Çolakoğlu, aile dostu eski vali Erdoğan İzgi ve maliyeci Hakkı Sağlam’a paylaştırılmasını istiyordu. Henüz 4 yaşındayken manevi evlat olarak aldığı Mustafa Sakaoğlu’na ise otomobilinin ve ailesinin masraflarını karşılayacak bir para ödenmesini istemişti.

Vasiyete göre ana para bankada sabit olarak kalacak, bu paranın faizi üçer aylık dilimlerle mirasçılara paylaştırılacaktı. Hayatını kaybeden mirasçının hakları ailesine devredilemeyecekti. Sakaoğlu, kendi el yazısı ile yazdığı ve imzaladığı vasiyetinin geçerliliğini ispatlamak amacıyla da aynı tarihte tam teşekküllü bir hastaneden akli dengesinin yerinde olduğuna dair rapor almıştı.

Bugünlerde görülen tenfiz davasından çıkacak karar ile mirasçıların ne kadar para alacakları belli olacak.

2 BİN SOKAK İTFAİYECİLERE KAPALI

İstanbul’da yaşanan son 2 yangında itfaiye ekipleri, yangına dar sokakve hatalı park nedeniyle güçlükle müdahale edebildi. Milliyet olarak İstanbul sokaklarındaydık. Değil itfaiye aracı otomobilin bile geçemeyeceği sokaklar, olası yangın veya afet durumunda ulaşılamaz halde. Kentte itfaiye aracının giremediği 2 bin sokak bulunuyor.
 
İstanbul’da her yangın çıktığında “İtfaiye ekipleri, dar sokak ve park eden araçlar nedeniyle yangına müdahale etmekte güçlük çekti” sözünü çok sık duyarız. Geçen hafta da buna benzer 2 olay yaşandı. Biri Bayrampaşa’da diğeri de Fatih, Derviş Ali Mahallesi’nde. İtfaiye ekipleri sokakların darlığı ve hatalı park eden araçlar nedeniyle yangın bölgesine ulaşmakta güçlük yaşadı. Bir kişinin ölümü 4’ü çocuk 6 kişinin yaralanmasına neden olan Bayrampaşa’daki yangının ardından İstanbul’un fiziki engelleri bir kez daha gündeme geldi. 

YANGIN MUSLUĞU YOK

Fatih ve Bayrampaşa’daki sıkıntı İstanbul’un neredeyse tüm ilçelerinde yaşanıyor. Megakentin bazı bölgelerinde bırakın itfaiyeyi otomobillerin bile geçeceği genişlikte yol yok. Gelişigüzel park edilmiş araçlar, dar olan yolları daha da ulaşılmaz kılıyor. Bir diğer büyük sorun ise dar sokakların neredeyse tamamında yangın hidrantının (musluğu) bulunmaması. İstanbul sokaklarında yaptığımız kısa tur manzarayı açık bir şekilde ortaya koydu.

YA DEPREM OLURSA

İlk durağımız 1 kişinin öldüğü yangının yaşandığı Bayrampaşa Vatan Mahallesi. Çok sayıda sokağın dar olduğu mahallede, o sokaklara yine araçlar düzensiz bir şekilde park etmiş. Semtlerinin riskli alan ilan edildiğini söyleyen mahalle sakinleri, “Sokaklarımıza itfaiye ve ambulans girmekte zorlanıyor. Daha kötüsü deprem olsa gidecek yerimiz yok” diyor. Bir sonraki durağımız Eyüp Ayvansaray Mahallesi’nde de aynı manzara karşılıyor bizi. Dar sokaklara gelişi güzel park edilmiş araçlar, sokakları daha da daraltarak geçişi zorlaştırıyor. Tarihi mahallenin sakinleri, çıkan yangınlara sokaklar dar olduğu için ekiplerin müdahalesinin geciktiğini belirtiyor. 

KORKUYORLAR

Beyoğlu Keçecipiri Mahallesi’nde de cadde ve sokak aralarında yoğun park sorunu var. Dar olan sokaklar araçların yüzünden daha da daralmış. Mahalleli acil bir durumda itfaiye ve ambulansın geç ulaşmasından kaygı duyuyor. Kağıthane Hürriyet Mahallesi’nde ise durum diğer bölgelere göre daha kötü. Araçların geçmesi şöyle durusun bazı sokaklardan yayaların bile yan yana geçmesi zor. Acil bir durumda müdahalenin çok zor olabileceğini söyleyen mahalleli, kentsel dönüşümün bir an önce yapılmasını istiyor. Üsküdar Mimar Sinan Mahallesi’nde de dik ve dar sokaklara rağmen acil müdahaleyi kolaylaştıracak yangın vanaları bulunmuyor. 

EN RİSKLİ YERLER: 

Tahtakale Bayrampaşa Galata

Mevcut tabloyu Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdullah Kılıç, İstanbul’da yaklaşık 2 bin sokağa itfaiye aracının giremediğini söylüyor:

“Bunlar sokaklar, dar, dik ve merdivenli olanlar. Bunlarla sokaklara park edilen araçlarda müdahaleyi geciktiriyor. Bazı sokaklara da hiç girilemiyor. Dar sokaklara girebilecek küçük itfaiye aracı aldığınız zaman oraya gittiğinde altyapının ona uygun olması lazım. Eğer altyapı buna uygun değilse küçük araçta işe yaramaz. Yani her sokakta yangın hidrantının olması gerekiyor. İstanbul’da taşıma suyla yangın söndürülüyor. Acil durumlarda girilemeyen yerlere yangın konteynırı yerleştirilmesi gerekiyor. Risk haritasına göre en riskli yeler, Tahtakale, Bayrampaşa ve Galata.”     

'MİNİ İTFAİYE İSTASYONU ŞART'

İtfaiye ekiplerinin, İstanbul’un eski ve çarpık yapılaşmış semtlerindeki dar sokaklarda yangına müdahalesi zor olduğunu kaydeden İstanbul İtfaiye Daire Eski Başkanı Sabri Yalın da, “İtfaiye teşkilatı B planı olarak dar şaseli mini araçlar aldı. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) ile bazı semtlerdeki dar sokaklarda müdahalenin daha çabuk yapılması için yangın vanası çalışması yapıldı. Fakat sokaklarındaki yangın vanaları hâlâ yetersiz. Yangına müdahalede halkın aydınlatılması da çok önemli. Yangın olduğu zaman halkın ne yapması gerektiğini bilmeli. Acil durumlarda araçların geçmesi için araçlarını nasıl park etmesi gerektiğini konusunda halkın aydınlatılması gerekiyor. İtfaiye’nin giremeyeceği sıkıntılı semtlerde mini itfaiye istasyonlarının kurulması gerekiyor. En riskli alanlar Fatih, Beyoğlu, Sarıyer, Beykoz’da” dedi.