Bir MHP üst kurul delegesinin Yargıtay'a 'kararı AYM versin' başvurusunu Yargıtay kabul ederek olağanüstü kurultay ile ilgili dosyayı Anayasa Mahkemesine iddiaları haber merkezlerini hareketlendirdi. Bu iddiaların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı.
[KARAR]
MHP'de sular durulmuyor. Olağanüstü Tüzük Kongresi’nin toplanması dosyasının temyiz incelemesinde akşam saatlerinde de Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nden karar çıkmazken ilginç bir gelişme yaşandı. Bir MHP üst kurul delegesi dün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe vererek, MHP Tüzüğü’nün Siyasi Partiler Kanunu’na (SPK) aykırı olup olmadığının denetlenmesi için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşınmasını talep etti. Başsavcılık dilekçeyi işleme koydu.
"HABERLER ASILSIZDIR"
MHP Genel Merkez avukatı Yücel Bulut dün “Yargıtay tarafından tesis edilmiş bir karar bulunmamaktadır. Haberler asılsızdır. Yalnızca bir üst kurul delegesinin başvurusu bulunmaktadır. Bu başvuru üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından inceleme başlatılmış olduğu bilgisine ulaşılmıştır” açıklaması yaptı.
DAİRE DÜN TOPLANMADI
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi dün toplanıp müzakere yapmadı. Daire tarafından MHP Davası’nın temyiz incelemesinin “Mayıs ayı içinde sonuçlandırılacağı” açıklanmıştı. Yargı kulislerinde, Başsavcılığa sunulan dilekçe zaman kazanma taktiği olarak nitelendirildi.
MHP Tüzük Kurultayı’nın endesklendiği kararın böylece birkaç ay geciktirileceği ve yeni Hükümet’in çıkaracağı yargı paketiyle yeniden şekillendirilecek yeni 18. Hukuk Dairesi’nce karara bağlanmasının hedeflendiği öne sürülüyor.
"HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR"
Siyaset kulislerini hareketlendiren iddia sonrasında MHP yönetiminden açıklama geldi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Kongre dosyasının Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından AYM’ye gönderildiğine dair haberlerin gerçeği yansıtmamaktadır.
Yargıtay cumhuriyet başsavcılığına yapılan başvuru sonrasında inceleme başlatılmış olup devam etmekte olup hukuki süreç devam etmektedir” ifadelerini kullandı
İŞTE O DİLEKÇE
Siyasi Partiler Kanunu’nun (SPK) m.104 ve 106 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Tüzük hükmünün SPK ve/veya Anayasaya aykırı olup olmadığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının müracaatı üzerine Anayasa Mahkemesince karara bağlanmalıdır.
Elbette normlar hiyerarşisi bağlamında, alttaki hukuk normlarının üst hukuk normlarına aykırı olması halinde, AKSİNE BİR DÜZENLEME BULUNMUYORSA, uyuşmazlığı çözmekle görevli hâkim, üst hukuk normuna aykırı alt hukuk normunu uygulamaz; üst hukuk normunu olaya uygulayarak ihtilafı çözüme kavuşturur. Ancak aykırılığın tespiti hususunda, mevzuatta özel bir düzenleme yer alıyorsa, Mahkeme, aykırılığın tespiti hususunda özel düzenlemede yer alan usulü takip etmek zorundadır. Örneğin, Kanunların Anayasaya aykırılığı hususunda, özel düzenleme bulunmaktadır. Kanunların anayasaya aykırı olduğu, uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı organı tarafından değil, bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanacaktır (Ay. m.150 vd). 2820 sayılı SPK’da da, siyasi partilerin tüzüklerinde yer alan hükümlerin Kanun ve/veya Anayasaya aykırılığını tespit hususunda özel bir düzenleme yapılmış ve yetki Anayasa Mahkemesine verilmiştir.
2820 sayılı Kanunda, Parti Tüzüklerinin Anayasa ve/veya Kanunlara aykırı olması halinde, nasıl bir yol takip edileceği açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi bu özel düzenlemeyi nazara almadan, Tüzük hükmünün SPK m.14/6’ya aykırı olduğuna hükmetmiş ve Tüzük hükmü yerine SPK m.14/6 hükmünü uygulayarak hüküm tesis etmiştir.
Bu nedenle, bir üst kurul delegesi olarak, mensubu olduğum parti tüzüğünün 63/3 maddesinde yer alan takdir yetkisinin Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı olup olmadığının yetkili ve görevli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından denetlenmesini, şayet bu madde hükmü Siyasi Partiler Kanunu’na aykırıysa, söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesi denetiminden geçirilmek üzere madde hakkında gerekli yasal sürecin başlatılmasını ve yetkili ve görevli Anayasa Mahkemesinin bu hususu incelemesinin sağlamasını talep etmekteyim.