Yargıtay'ın, MHP kurultayı ile ilgili dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği haberi gündeme bomba gibi düştü. Ancak Karar.com'un ulaştığı bilgilere göre, 18. Hukuk Dairesi böyle bir karar almadı. Son dakika haberi ise MHP'nin 'B Planı'nı deşifre etti. MHP Genel Merkezi'ne yakın bir delegenin, dosyanın AYM'ye gönderilmesi için Yargıtay'a başvurduğu ortaya çıktı.
Yargıtay'ın, MHP'de kurultay kararı alan Ankara 12. Sulh Ceza'nın kararına ilişkin temyiz incelemesinin sonucu beklenirken, flaş haber olarak geçilen son dakika bilgisi herkesi şaşırttı. Habere göre Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin, MHP dosyasını Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiği ileri sürüldü. Ancak MHP Genel Merkezi haberi yalanladı. Karar.com'un ulaştığı kaynaklara göre, Yargıtay'a böyle bir başvuru yapıldı ancak henüz karar verilmedim.
MHP'de muhalifler Sinan Oğan, Meral Akşener, Koray Aydın ve Ümit Özdağ, olağanüstü kurultayın toplanamamasının ardından Yargıtay kararının beklenmesi konusunda uzlaşmış, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de Yargıtayın olağanüstü kurultayın yapılması yönünde bir karar alması durumunda kurultayı toplayacaklarını açıklamıştı.
Yargıtay 18. Hukuk Daire Başkanlığı tarafından yapılan duyuruda, dosyanın bu ay içinde sonuçlandırılacağı belirtilmişti.
AYM PLANI DEŞİFRE OLDU
Gözler açıklanacak karara çevrilirken Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin MHP'nin olağanüstü kurultay dosyasını AYM'ye taşıdıği bilgisi geldi. Yargıtay kaynakları ve MHP Genel Merkezi tarafından yargılanan bu bilgi, Bahçeli'nin B Planı'nı da deşifre etti. Buna göre, merkeze yakın bir delege dosyasının AYM'ye taşınması için Yargıtay'a başvurdu. MHP'nin tüzüğündeki bir maddenin Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla Yargıtay'a başvuran delegenin dilekçesine Karar.com ulaştı. İşte o dilekçe:
Siyasi Partiler Kanunu’nun (SPK) m.104 ve 106 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Tüzük hükmünün SPK ve/veya Anayasaya aykırı olup olmadığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının müracaatı üzerine Anayasa Mahkemesince karara bağlanmalıdır.
Elbette normlar hiyerarşisi bağlamında, alttaki hukuk normlarının üst hukuk normlarına aykırı olması halinde, AKSİNE BİR DÜZENLEME BULUNMUYORSA, uyuşmazlığı çözmekle görevli hâkim, üst hukuk normuna aykırı alt hukuk normunu uygulamaz; üst hukuk normunu olaya uygulayarak ihtilafı çözüme kavuşturur. Ancak aykırılığın tespiti hususunda, mevzuatta özel bir düzenleme yer alıyorsa, Mahkeme, aykırılığın tespiti hususunda özel düzenlemede yer alan usulü takip etmek zorundadır. Örneğin, Kanunların Anayasaya aykırılığı hususunda, özel düzenleme bulunmaktadır. Kanunların anayasaya aykırı olduğu, uyuşmazlığı çözmekle görevli yargı organı tarafından değil, bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanacaktır (Ay. m.150 vd). 2820 sayılı SPK’da da, siyasi partilerin tüzüklerinde yer alan hükümlerin Kanun ve/veya Anayasaya aykırılığını tespit hususunda özel bir düzenleme yapılmış ve yetki Anayasa Mahkemesine verilmiştir.
2820 sayılı Kanunda, Parti Tüzüklerinin Anayasa ve/veya Kanunlara aykırı olması halinde, nasıl bir yol takip edileceği açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi bu özel düzenlemeyi nazara almadan, Tüzük hükmünün SPK m.14/6’ya aykırı olduğuna hükmetmiş ve Tüzük hükmü yerine SPK m.14/6 hükmünü uygulayarak hüküm tesis etmiştir.
Bu nedenle, bir üst kurul delegesi olarak, mensubu olduğum parti tüzüğünün 63/3 maddesinde yer alan takdir yetkisinin Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı olup olmadığının yetkili ve görevli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından denetlenmesini, şayet bu madde hükmü Siyasi Partiler Kanunu’na aykırıysa, söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesi denetiminden geçirilmek üzere madde hakkında gerekli yasal sürecin başlatılmasını ve yetkili ve görevli Anayasa Mahkemesinin bu hususu incelemesinin sağlamasını talep etmekteyim.
İHRAÇ İÇİN SÜRE KAZANILACAKTI İDDİASI3
Ankara'da konuşulan iddiaya göre, sözkonusu dilekçe ile davanın AYM'ye taşınması durumunda MHP Genel Merkezi muhalifler karşısında zaman kazanacaktı. Böylece başta Meral Akşener olmak üzere muhaliflerin ihraç süreci de tamamlanacaktı.
SÜREÇ NASIL BAŞLADI?
MHP'deki olağanüstü konre sürecic, bazı muhalif il başkanlarının "Kurultay Çağrı Heyeti" oluşturularak, partinin olağanüstü kurultaya götürülmesine karar verilmesi için 15 Ocak'ta parti genel merkezine başvurmasıyla başladı.
Genel Merkez'in olağanüstü kurultay talebine yanıt vermemesi üzerine muhaliflerin avukatları, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinde 5 Şubat'ta dava açtı. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi, 8 Nisan'da "Kurultay Çağrı Heyeti" oluşturularak, partinin olağanüstü kurultaya götürülmesi kararını verdi. Büyük kurultayı toplantıya çağırmak üzere kapatılan Aksaray İl Başkanı Ayhan Erel, MHP Kurucular Kurulu Üyesi Ali Sağır ve Bursa Üst Kurul Delegesi Mehmet Bilgiç'in "Kurultay Çağrı Heyeti" olarak görevlendirilmesine karar veren mahkeme, gerekçeli kararını 11 Nisan'da tamamladı.
MHP'nin bin 232 delegesinden 531'inin olağanüstü kurultay talebinde bulunduğu gerekçeli kararda, bu kişilerin talepte bulunmasına rağmen MHP Genel Merkezince olağanüstü büyük kurultay çağrısı yapılmadığının anlaşıldığı belirtildi. Gerekçeli kararda, MHP Tüzüğü'nün 63/3. maddesinde büyük kongre üyelerinin 1/5'inin başvurusu üzerine olağanüstü büyük kurultay toplantıya çağrılabileceği hükmünün yer aldığı ifade edilerek, bu hükmün bu hususta partiye takdir yetkisi vermediği sonucuna varıldığı aktarıldı.
5 NİSAN'DA TEMYİZE GÖTÜRÜLDÜ
NTV'nin haberine göre, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin bu kararının ardından konu, parti yönetimince Yargıtaya taşındı. Karar, 5 Nisan'da temyize götürdü.
15 MAYIS'TA OLAĞANÜSTÜ KURULTAY KARARI ALINMIŞTI
Temyiz süreci Yargıtay'da devam ederken, mahkemece görevlendirilen çağrı heyeti 19 Nisan'da yaptığı toplantıda, Olağanüstü Kurultay tarihi olarak 15 Mayıs'ın belirlendiğini açıkladı. Parti yönetimi ise bu kararı tanımadığını bildirdi.
Kurultay tarihinin belirlenmesiyle MHP Genel Merkezi ve muhaliflerden farklı açıklamalar, hukukçulardan da farklı yorumlar geldi. Bazı hukukçular, Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı tedbir niteliği taşıdığı için Yargıtay kararı beklenmeden, hemen uygulanması gerektiği görüşünde, bazıları ise temyiz başvurusunun ardından Yargıtayın vereceği kararın beklenmesinin zorunlu olduğunu belirtti.
GEMEREK VE TOSYA KARARLARI
Tartışmalar devam ederken ve temyiz istemini görüşecek Yargıtay 18. Hukuk Dairesindeki süreç işlerken bu kez yerel mahkemelerden yeni kararlar geldi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, 29 Nisan'da düzenlediği basın toplantısıyla MHP ilçe başkanlarının başvurusu üzerine Tosya ve Gemerek Asliye Hukuk Mahkemelerinin, "Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararını Yargıtaydaki temyiz incelemesi sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurduğunu" duyurmuştu.
MHP Genel Merkezinin avukatı Yücel Bulut, Gemerek ve Tosya'dan alınan "tedbir" kararlarını, gereği yapılmak üzere İçişleri Bakanlığına, Emniyet Genel Müdürlüğüne, Jandarma Genel Komutanlığına, Ankara Valiliğine, Akyurt Kaymakamlığına, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, ilgili seçim kurullarına ve Yüksek Seçim Kuruluna göndermişti.
Ankara 25. İcra Dairesi, "kararın yasal süre içerisinde kendilerine ulaştırılmadığı" gerekçesiyle Tosya Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği tedbir kararını hükümsüz saymış, Gemerek Asliye Hukuk Mahkemesinin olağanüstü kurultayın yürütmesinin durdurulması yönündeki tedbir kararı gereğince ise "olağanüstü kurultayın düzenlenmesine ilişkin girişimlere engel olunması" yönünde karar almıştı.
İcra Dairesinin kararı doğrultusunda, muhaliflerin 15 Mayıs'ta olağanüstü kurultayı yapmayı planladıkları Büyük Anadolu Oteli'ne girişleri polis tarafından engellendi, kurultay toplanmadı.