Azize’nin altın tabaktaki gözleri

Azize’nin altın tabaktaki gözleri

Siena Ulusal Sanat Galerisi’nde sergilenen Azize Lucia tablosu Maniyerist üslup özellikleriyle öne çıkan ilgi çekici bir portredir.

DUYGU GÜLES KÖKEK

İtalyan ressam, heykeltıraş ve baskı sanatçısı Domenico Beccafumi, 16. yüzyılın önde gelen Siena ressamlarındandır. Yaklaşık 1486 ile 1551 yılları arasında yaşayan ve aile adı Domenico di Pace olan Beccafumi, ışığın etkilerine dayalı üslubu, lirik renk kullanımı ve duygusal bir gerilim ve çalkantı yüklü kompozisyonlarıyla Maniyerizm olarak adlandırılan Rönesans sonrası üslubun Siena’daki öncülerinden biridir. 1521 tarihli, günümüzde Siena Ulusal Sanat Galerisi’nde sergilenen ‘Azize Lucia’ adlı ahşap üzerine yağlıboya tablosu da bu üslup özellikleriyle öne çıkan ilgi çekici bir portredir.

MS 283-304 tarihleri arasında Sicilya’da yaşamış olan Azize Lucia (nam-ı diğer Siraküzalı Lucia), ilk Hıristiyan şehitlerinden biridir. Soylu bir Romalı aileye mensup olan Lucia, ilk şehitlerin çoğu gibi kendini (bekâretini) Tanrı’ya adamıştır. Azize Lucia’nın yaşamı hakkında çeşitli rivayetler mevcuttur. Annesinin Lucia’yı pagan bir gençle evlendirmek istediği, gencin onu Siraküza Valisi’ne ihbar ettiği ve Lucia’nın Hıristiyan olduğu için idam edildiği yönündeki inanış yaygındır. Rivayete göre, muhafızlar onu götürmeye geldiklerinde öküz arabasına bağlasalar bile yerinden kımıldatamazlar. Akabinde etrafına odun yığılıp ateşe verilir ama yanmaz. Sonunda Lucia, boğazına saplanan bir kılıçla öldürülür.

Lucia adı, Latince ‘ışık’ anlamına gelen ‘lux’ sözcüğüyle kökteştir. Dolayısıyla Azize, kışın karanlığında ışığın taşıyıcısı olarak düşünülmüş ve 13 Aralık, Azize Lucia Günü olarak kabul edilmiştir (13 Aralık, özellikle İskandinav geleneğinde yılın en karanlık gecesi olarak bilinir). Bundan ötürü, Lucia’nın erken dönem temsillerindeki atribüleri yanan lamba, kılıç ve öküz gibi imgelerdir.

Bazı anlatılarda, gözlerinin kendisi ya da ona zulmedenler tarafından oyulması konu edildiği için Lucia körlerin koruyucu azizesi olmuştur. 15. yüzyıla gelindiğinde, Azize’nin yaşam öyküsü efsanevi unsurlarla zenginleşmiş ve erkekler gözlerinin güzelliğine vurulduğu için kendi gözlerini çıkardığı yolundaki anlatı benimsenmiştir. Bu anlatının itibar görüp yaygınlaşması, Yeni Ahit’te geçen Hz. İsa’nın “Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at” (Matta 5:29) sözüyle ilişkilidir. Bu meyanda Azize Lucia portrelerinin ikonografisi de altın bir tabak üzerine yerleştirilmiş yahut parmakları arasında nazikçe tutulan bir çift göze dönüşmüştür. Bununla birlikte, resimlerinde kendi gözleri daima sağlamdır.

Beccafumi’nin resminde, Azize Lucia sol elinde altın tabaktaki gözleri, sağ elinde kılıç olduğu halde seyirciye bakmaktadır. Kompozisyon, gerek karanlık arka plan ile önde ışığın cömertçe yayılışı, gerek bekâret timsali saf ve genç yüzün ifadesi ile âdeta arka plana öykünen gözlerin ikircikli anlamı, gerekse ışığın yumuşak ama pervasız tonu ile duruşun itaatkâr zarafeti arasındaki bir dizi karşıtlık üzerine kurulmuştur. Bu karşıt öğelerin yarattığı hem duygusal hem şiirsel gerilim, Azize’nin altın tabaktaki gözlerinde birleşerek zirveye ulaşır.

Beccafumi, Siena ekolünün geçmiş tüm özelliklerine de atıfta bulunan resminde bizi iki çift göz arasında serbest ve kararsız bırakır: Azize’nin anlam yüklü insan gözlerine mi bakarız, yoksa anlamdan boşalmış ermiş gözlerine mi? Kuşkusuz bu, cevabı hâlen meçhul bir sorudur.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN