1985’te çektiği ‘Afgan Kızı’ karesiyle tanınan fotoğraf sanatçısı Steve McCurry’nin daha önce yayınlanmamış İstanbul kareleri Türkiye’de ilk kez İstanbul Sinema Müzesi’nde sergileniyor. Kendi çektiği bir Ara Güler portresine de yer verdiği sergisinin açılışına video konferansla katılan McCurry, “İnsanın çevresine kurduğu tüm duvarların yıkıldığı, gerçek benliğin belirdiği anın, insanın yüzüne kazınmış yaşanmışlığın peşindeyim” diyor.
SALİHA SULTAN
Afgan Kızı: Şarbat Gula’nın belleklerde yer eden karesiyle tanınan fotoğraf sanatçısı Steve McCurry’nin daha önce yayınlanmamış İstanbul kareleri ilk kez sergileniyor. McCurry’nin çektiği Ara Güler portresinin de bulunduğu serginin açılışı İstanbul Sinema Müzesi’nde gerçekleştirildi. Sanatçının son 30 yılda dünyanın farklı birçok bölgesinde çektiği ve 2011 yılında İstanbul seyahatinde fotoğrafladığı çalışmaların yanı sıra daha önce hiç yayınlanmamış 6 kare sanatseverlerle buluştu.
Sergi kapsamında Orhan Cem Çetin moderatörlüğünde, Laleper Aytek ve Ercan Arslan’ın konukluğunda iş ve sanat dünyasını da buluşturan fotoğraf, sanat ve gazeteciliğin ele alındığı bir sempozyum düzenlendi.
Sergide Steve McCurry’nin çektiği Ara Güler portresi de yer alıyor.
İstanbul Sinema Müzesi Genel Müdürü Ceyhun Tuzcu’nun ev sahipliğindeki sergi açılışına; Danimarka Başkonsolosu Thierry Hoppe, Taro Emir Tekin, Ebru Uygun, Itır Erhart gibi isimler katıldı. Tuzcu, İstanbul Sinema Müzesi’nin tarihinden bahsederek eski filmlerin yeni teknolojiler ile tekrar sinemaya kazandırılması için yapay zeka kullanarak yapılan film restorasyon çalışmalarını anlattı. İstanbul Sinema Müzesi’nde geçtiğimiz aylarda düzenlenen Stanley Kubrick sergisinden de söz eden Ceyhun Tuzcu, Steve McCurry sergisine ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutlu olduklarını söyledi.
National Geographic Dergisi’nin 1985 Haziran sayısında ‘Afghan Girl’ başlığıyla yayınladığı fotoğrafla dünya çapında bir üne kavuşan McCurry, sergisiyle zeki bir gözle ortaya koyduğu form ve renkler, şekil ve simetrilerle başka dünyaların içine açtığı pencereler sunuyor.
Gücünü dünya üzerinde yaşayan her varlığa karşı duyduğu büyük meraktan alan sanatçının benzersiz bir kabiliyetle dilin ve kültürel sınırların ötesine geçerek insani deneyimlerin kısacık anlarına odaklandığı eserleri, sergi kapsamında gösteriliyor. Birbirinden prestijli sayısız ödüle ve uluslararası platformda yayımlanmış 13 adet kitabın da sahibi McCurry’nin sıra dışı eserlerinin görülebileceği sergi, 31 Temmuz tarihine kadar devam edecek.
‘YAŞANMIŞLIĞIN PEŞİNDEYİM’
Sempozyuma bir video röportajıyla katılan McCurry, “Fotoğraflarımın çoğunun temeli insan. İnsanın çevresine kurduğu tüm duvarların yıkıldığı, gerçek benliğin belirdiği anın, insanın yüzüne kazınmış yaşanmışlığın peşindeyim. O insanın yerinde olmanın nasıl bir şey olduğunu aktarmaya çalışıyorum” dedi. McCurry söyleşi sırasında sinema ve fotoğrafın ortak diline de dikkati çekti ve her iki sanatın ortak noktasının kadraj olduğunun altını çizdi.