Kerkük Vilayet Meclisi, başta Türkiye ve bölge ülkeleri olmak üzere dünyanın karşı çıktığı IKBY’nin bağımsızlık referandumuna katılma kararı aldı. Dışişleri Bakanlığı, alınan kararın bölgesel istikrarı riske attığını belirterek İl Meclisi’nin böyle bir yetkisinin olmadığını hatırlattı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 15 Eylül’de yapacağını duyurduğu bağımsızlık referandumuna ilişkin krizde yeni bir perde daha açıldı. Başta Türkiye ve İran olmak üzere tüm bölge ülkeleri ile dünya devletlerinin de karşı çıktığı referandumun Kerkük’ü de kapsaması tartışmaları sürerken Kerkük Vilayet Meclisi (KVM) dün yaptığı Türkmen ve Arapların boykot ettiği oturumda kentin, bağımsızlık referandumuna katılma kararı aldı. KVM Türkmen Grubu üyesi Ali Mehdi, “Karara itirazımızı, Irak Anayasa ve İdari Mahkemesi’ne başvurarak ileteceğiz” dedi. Kerkük İl Meclisinde Kürtlerin 26, Türkmenlerin 9, Arapların da 6 üyesi bulunuyor.
ABD’nin 2003’te Irak’ı işgali sırasında Kürt güçleri, Kerkük’ü fiilen ele geçirmiş, kente yoğun bir Kürt göçü yaşanmıştı. 2005 yılında yazılan Irak anayasasının 140. maddesine göre, Kerkük’ün statüsü devrik lider Saddam Hüseyin döneminde Kerkük’ten zorla göç ettirilenlerin geri dönmesi, ardından Kerkük’te nüfus sayımı yapılması ve kentin statüsü hakkında bir referanduma gidilerek nihai durumun belirlenmesi olarak öngörülüyordu. Ancak çeşitli nedenler ve anlaşmazlıklar sebebiyle bu madde henüz uygulanamadı. Bağdat, Kerkük’ün idari olarak merkezi yönetime bağlı olduğunu belirtirken, Kürtler ve özellikle kentte hakimiyet süren Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Kerkük’ün IKBY’ye ilhak edilmesini talep ediyor. Türkmenler ise buna karşı çıkarak, Kerkük’ün özel bir statüye sahip olmasını istiyor. Kerkük İl Meclisi’nin aldığı karara tepkiler de gecikmedi.
Dışişleri Bakanlığı, “Bağımsızlık referandumunun yapılması zaten başlı başına bir hata iken bugün KVM’nin Kerkük’ün referanduma dahil edilmesi yönünde aldığı karar, hatalar zincirine yeni bir halka daha eklemiş, Irak Anayasasının bir kez daha ciddi ihlalini teşkil etmiştir” uyarısında bulundu. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, KVM’nin Kerkük’ün statüsüyle ilgili Irak Anayasası’nın hilafına aldığı 28 Mart ve 4 Nisan tarihli kararlar ile IKBY’nin bağımsızlık referandumu düzenlenmesi yönünde aldığı karara ilişkin görüş ve endişelerin IKBY ve Irak Merkezi Hükümeti nezdinde dile getirildiği, Türkiye’nin bu husustaki kaygılarının uluslararası kamuoyuyla da paylaşıldığı hatırlatıldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 23 Ağustos’ta Irak’a düzenlediği ziyaret sırasında bahse konu edilen referandumdan vazgeçilmesi gerektiğini bir kez daha vurguladığı anımsatılan açıklamada, Çavuşoğlu’nun özellikle referandumun aidiyeti tartışmalı bölgelere teşmil edilmeye kalkışılmasının taşıyacağı risklere de işaret ettiği belirtildi. Bakanlık açıklamasında şunlar kaydedildi: “KVM’nin kabul edilmesi mümkün olmayan söz konusu kararı, Kerkük’ün asli unsurları olan Türkmen ve Arap gruplar tarafından boykot edilmiştir. Bu vesileyle, Bağdat İdari Mahkemesi’nin 17 Ağustos 2017 tarihinde KVM’nin ve IKBY’nin statüsü tartışmalı bölgelerle ilgili herhangi bir tasarrufta bulunma yetkisinin bulunmadığına hükmettiğini hatırlatırız. Bahse konu tehlikeli hareket tarzının ısrarla sürdürülmesi, IKBY’nin ve Irak’ın çıkarına hizmet etmeyeceği gibi, uluslararası toplum tarafından da kabul görmeyecek, ayrıca kritik gelişmelerin yaşandığı bu dönemde bölgenin barış ve istikrarına da katkı sağlamayacaktır.”
TÜRKMENLER TEPKİLİ
Karara Kerkük Türkmenlerinin temsilcileri de tepki gösterdi. Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi, “Anayasal olarak alınan karar aykırı karardır. Endişemiz büyüktür. Kınama ile bu işler bitmiyor” diye konuştu.
Irak Türkmen Cephesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Erbil Milletvekili Aydın Maruf da “Bu tek taraflı bir karardır. Aynı Kürdistan bayrağı gibi bir karardır. Bu, oradaki Türkmenlerin veya Arapların tepkisine neden oluyor. O yüzden biz emrivaki siyaseti reddediyoruz” dedi. ITC Başkan Yardımcısı Hasan Turan, Kerkük İl Meclisi’nde Kürt üyelerin tek taraflı kararıyla alınan referandum kararının anayasaya aykırı olduğunu belirtti.