Paralel Yapı'ya ait Kaynak Holding'in kayyum atanmasından 8 gün önce 30 milyon TL'yi Hollanda'ya kaçırdığı ortaya çıktı. Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanı İmran Okumuş, Haziran ayından beri maaşlarını ödeyemeyen şirketin çalışanları mağdur ettiğni söyledi
Kayyum kararının ardından Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanı seçilen İmran Okumuş, 2015 Haziran ayında zor duruma düşen şirket yetkililerin maaşları ödeyemez hale geldiğini belirterek, "Sonrasında da birkaç bankadan kredi kullanmışlar ama aynı heyet, bu kadar zor dönemden geçen şirketleri, çalışan insanları mağdur edecek bir karar almış. Nakitleri olmamasına rağmen, çok da ilginçtir bizim atanmamızdan tam 8 gün önce ortaklarına usulsüzce kar payı dağıtma kararı almışlar. Eski parayla 30 trilyon lirayı, yani 30 milyon lirayı ortaklara kar payı olarak dağıtıp Hollanda'ya kaçırmışlar" dedi.
Şirketi Hollanda'ya taşımışlar
Okumuş, Paralel Yapı'ya finans desteği sağladığı gerekçesiyle yönetimine el konulan 19 şirket, dernek ve vakfa kayyum atandığını, çalışmalarında holding bünyesinde 13 şirket daha tespit ettiklerini dile getirerek, "Ben birçok şirket daha olduğunu düşünüyorum. Çok hızlı ve farklı zamanlarda şirketlerde değişiklik yapılmış, adresleri değiştirilmiş. Yurtdışında bağlantılı şirketler var. Holdingin de gerçek sahibi, ortakları, şirketi Hollanda'ya taşımışlar. Şu anda Kaynak Holding'in merkezi Hollanda'da. Türkiye'deki şirket ortaklarıyla Hollanda'daki şirketin ortakları aynı. Hollanda'da INL Partners BV adlı şirket kurmuşlar" bilgisini paylaştı.
Neden şirket kurdular araştırıyoruz
Bu kadar çok şirket kurulma nedenlerini araştırdıklarını anlatan Okumuş, "9 gündür görevdeyiz. Şirketlerin neden bu şekilde el değiştirdiğini merak ediyorum. Ben iş adamıyım. Toplamda 19 ve 13 şirket, vakıf ve derneğin yanında Kaynak Holding ile ilişkili Türkiye'de birçok şirket daha var. Bunları sorduğumuzda bu şirketlerin zarar ettiği, holdingin şirketlerine bilişim alanında destek verdiğini söylediler. Bunları araştırıyoruz. Neden yapıldığını kısa zamanda tespit edip kamuoyuyla paylaşacağız" şeklinde konuştu.
Ücret tartışması
Kendilerine ödenen ücretle ilgili de Okumuş, "Yargının kararına saygı duymak zorundayız. Hiçbirimiz, buraya atanırken ücret alacağını dahi bilmiyordu. Hiç böyle bir teklif yapılmadı. 'Şu ücretle bu görevi kabul eder misiniz?' şeklinde bir teklifle gelinmedi. Ben 6 arkadaşın 5'ini burada tanıdım. Ben de dahil hiçbir arkadaşım buraya bir pazarlıkla göreve gelmedi. 'Şu ücreti kabul ederseniz, bu görevi yaparım' diye bir teklifte bulunmadı. Yargı kararıdır" dedi.
Görevlendirildikten sonra ücretleri öğrendiklerini ifade eden Okumuş, şunları kaydetti:
"Şirketlerin içleri boş, bu ücreti ödeyemeyecek şirketler var. Bunları yaşatmaya, büyütmeye geldik. Mahkemeye 'içi boş şirketler var, bunlardan ücret almak doğru değil' diye başvurduk. Mahkeme karar verecek. Bu kararı göndermeden önce eski Yönetim Kurulu üyeleri, danışmanlar, genel müdürler, üst düzey yöneticilerle toplantı yaptık. Şirketlerin zorda olduğunu, yaşatmak için çalışıyorlarsa, maaşlarından yüzde 50 düşürmeyi teklif ettik. Zarar eden şirketler var. Şirket boş da olsa 10 bin lira maaş alanlar var. Kayyumun 5 bin lira alması tepki aldı ama şirkete danışmanlık yapanlar ve genel müdürler 10 bin lira alıyor. Hatta dışarıdan özel sözleşmeyle gelmiş 19 ve 20 bin lira ücret alan çalışanlar var. Onlara 'madem niyetiniz iyiyse gelin sizin de maaşlarınızın yüzde 50'sini düşürelim' teklifini yaptık. Bunu kabul etmediler."
Kayyum atanmadan 8 gün önce ortaklara kar payı dağıtılmış
Holdingde gerçek anlamda içi boşaltılmış şirketler olduğunu ifade eden Okumuş, şöyle devam etti:
"7 bin kişi çalışıyor. Holding Yönetim Kurulu, 2015'te personel çıkarmak için karar almış. Bunu, alakası olmadığı halde 'siyasi baskı' gibi ifade etmişler. Sektör anlamında da gıda ve ulaştırma var. Bu kadar çok şirket, bu kadar geniş bir yapı kurmanın nedenini araştırıyoruz. Bizim önemli bir görevimiz, şirketlerin ne yaptığından çok 7 bin çalışanın geleceğini kurgulamak, planlamaktır. Burada hiç teröre bulaşmamış, ülkeyi bölmek için mücadele etmemiş, sadece evlatlarını, çocuklarını ve ailesini geçindirmek için çalışan kardeşlerimiz var. Bizim daha önemli olan önceliğimiz onların geleceğidir. Biz, denetim değil, yönetim kayyumu olarak atandık. Şu anda bir kaos var. Çok da iyi planlanmış."
30 milyon TL ortaklara dağıtılmış
"Öyle bir düzen kurmuşlar ki... Kayyum atanacağı uzun süredir basına yansımıştı. Bunlar onun için de tedbir almışlar. 2015 Haziran ayında zor duruma düşmüşler. Maaşları ödeyemez hale gelmişler. Sonrasında da bir kaç bankadan kredi kullanmışlar ama aynı heyet, bu kadar zor dönemden geçen şirketleri, çalışan insanları mağdur edecek bir karar almış. Nakitleri olmamasına rağmen, çok da ilginçtir bizim atanmamızdan tam 8 gün önce ortaklarına kar payı dağıtma kararı almışlar. Eski parayla 30 trilyon lirayı, yani 30 milyon lirayı ortaklara kar payı olarak dağıtıp Hollanda'ya kaçırmışlar. Bunu inceliyoruz. Bu konuda suç duyurusunda bulunacağız. Yaptıkları yasal da olsa, zor durumda olan şirketlerin içerisinden para çekip Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşayan vatandaşlara yatırım yapıp, istihdam sağlama yerine bu parayı Hollanda'ya göndermenin yanlış olduğunu düşünüyorum, ahlaken doğru bulmuyorum. Kayyum atanmasının nedeni, 'Demek ki şirketler kötü yönetiliyordu, şirketlerin içi boşaltılıp sermayenin yurtdışına çıkarılması gündeme geldiği'dir. Bu şirketlerin patronu da yok. Eski Yönetim Kurulu'ndan bir kişiye ulaştık. Diğerlerinin yurt dışında olduğunu öğrendik."
17 danışmanın iş akdi feshedildi
Okumuş, şirketleri büyütmek istediklerini dile getirerek, eski yönetimin şirketlerin içini boşaltma çabasını durdurduklarını anlattı. Avrupa ve Asya'da birçok şirket açıldığını tespit ettiklerini aktaran Okumuş, şirketlerin merkezinin Hollanda'ya taşınmasının, bunların yavaş yavaş tasfiye edileceğini gösterdiğini söyledi.
Eski yönetim kurulunun küçülmeye gitme kararı aldığını anlatan Okumuş, yargının kayyum atanmasına karar vermesiyle 7 bin çalışanın teminatının kendilerinde olduğunu kaydetti. Şirketin katlarında çay ve su ikramının bile yasaklandığını gördüklerini belirten Okumuş, bu uygulamayı kaldıklarını dile getirdi.
Okumuş, şirkete dışarıdan atanmış 17'ye yakın danışmanı toplantıya çağırdıklarını ifade ederek, "Birçoğuna ulaşamadık. Danışmanların ikisinin soyadı da Gülen. İzmir'deki arkadaşlarımız araştırdı. Zaman zaman şirkete uğrayan, kağıt üzerinde danışman ama her ay ücretini, 10 bin lira alan kişiler bunlar. Dün itibarıyla bu 17 kişinin iş akdini feshettik. Çalışanların hakkını yiyenlerin sözleşmesini feshettik, diğerlerinin değil" dedi.
Babek Zencani ile fotoğraf konusu
İmran Okumuş, Babek Zencani ile basında fotoğraflarının yer almasına ilişkin de şunları söyledi:
"Ben bir iş adamıyım. Türkiye'de herkesle resmim çıkabilir. Babek Zencani neyle yargılanıyor? Mali bir suçla. İran devletinin parasını ödemediği için yargılanıyor. Fetullah Gülen neyle yargılanıyor? Terörle, terör örgütü liderliği ve ülkeyi bölmeyle yargılanıyor. Bir yabancıyla iş adamı olarak resmim çıkmış. Ulusoy, Tacikistan'da çok büyük bir proje yapmıştı. Açılışta da fotoğrafımız çekilmişti. O dönemde iş adamı olan, ülkelerde yatırım yapan biriyle resmim çıktı. Ben şükrediyorum. İyi ki terör örgütü lideriyle çıkmadı. Terör örgütünün liderinin yanında gezenler hesabını verecek, ben vermeyeceğim. Bu ülkeyi bölmek için mücadele edenler hesap verecek, ben vermeyeceğim. Onlar utansın, ben değil. Utanılacak bir şey yapmadım."
Savcıların haklarında soruşturma açtığı herhangi bir kişinin şirketlerde çalışmasını yasakladıklarını vurgulayan Okumuş, "Holdinge bağlı şirketlerin mağazalarında, birimlerinde ismini, resmini, kitabını, yazısını tamamen yasakladık. Şu anda NT mağazalarında, Fetullah Gülen terör örgütü lideri olarak yargılandığı için tüm kitap satışlarını yasakladık ve toplatıyoruz" dedi.
Okumuş, Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde söylemlerinde bile bölücülük yapanların karşısında olacaklarını ifade ederek, "İngiltere'deki bir vakfa düzenli olarak 1 milyon dolar bağış yapılmış, birçok ülkeden. Gazeteci ve Yazarlar Vakfı'na düzenli olarak her ay 50 bin dolar bağış yapılmış. Bu şirketlerin içinden düzenli bağışlar var. Çalışanların emeğinin dışarıya heba olmaması için gayret gösteriyoruz. Çalışanların huzur içinde çalışmasının teminatı biz olacağız" diye konuştu.
Haksız yere suçlama onların işi
Çalışanlara 2 yıldır zam yapılmadığını gördüklerini dile getiren Okumuş, yönetimin, maddi sorunlardan dolayı zam yapamadığını söylediğini aktardı.
Okumuş, eski genel müdürlere, "maddi sorunu olan bir şirketten 11 milyon dolar, eski parayla 30 trilyon liranın çekilip Hollanda'ya gönderilmesini nasıl değerlendirdiklerini" sorduğunu belirterek, "Buna cevap vermediler. 'Madem yönetim kurulu karar aldı, şirketler zor durumda, çalışanların maaşlarını ödeyemez hale geldi, neden bunu kamuoyuyla paylaşmadınız da şimdi paylaşıyorsunuz, neden gizliyorsunuz' dedim. 'Siz yolsuzlukla suçlanıyorsunuz, hakkınızda mahkeme karar verdi' dedim. 'Kendi el yazınızla, rızanızla istifanızı getireceksiniz' dedim. Onlar da tek tek el yazılarıyla istifalarını yazarak çıktılar. Bunu biz yapmış olsaydık, genel müdürleri görevden alsaydık, ilk söyleyecekleri şey, 'Bakın kayyum geldi, insan kıyımına başladı' diyeceklerdi" diye konuştu.
Holdingde 5 bin 900 "mavi yaka çalışan" olduğunu, bini aşkın da danışman, koordinatör, genel müdür, yönetim kurulu üyesi, genel müdür yardımcıları gibi çalışanlar bulunduğunu belirten Okumuş, bunların tespitlerini yapmaya başladıklarını, iş akitlerinin feshedileceğini sözlerine ekledi.