Bursa’da geçen ağustos ayında yapılan FETÖ/PDY operasyonunda etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen ve adli kontrolle tutuksuz yargılanan Komiser Yardımcısı Y.E. iddianamede yer alan sözlerini tekrarladı. Örgüte mensup polisler tarafından Şırnak, Cizre, Mardin Nusaybin, Diyarbakır Sur'daki terör operasyonları hakkında kara propaganda yapıldığını anlattı.
Bursa’da geçen ağustos ayında yapılan FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan aralarında polislerin de bulunduğu 17’si tutuklu 19 sanığın yargılanmasına Bursa 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Haklarında 'Silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme' suçlarından 25 yıla kadar hapis cezası istenen sanıklar, ifadelerinde suçlamaları kabul etmeyerek, telefonlarında örgütün haberleşme programı olan ByLock programı olmadığını iddia etti.
ÖLÜME GÖNDERDİLER
Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen ve adli kontrolle tutuksuz yargılanan Komiser Yardımcısı Y.E. iddianamede yer alan sözlerini tekrarladı. Örgüte mensup polisler tarafından Şırnak, Cizre, Mardin Nusaybin, Diyarbakır Sur'daki terör operasyonları hakkında kara propaganda yapıldığını anlatan Y.E. ifadesinde şunları söyledi:
"Güvenlik güçlerinin yapmış oldukları operasyonları yersiz gösterip, bu yapılan operasyonları, mevcut hükümetin sözde oy intikamı olarak lanse ediyorlardı. Ayrıca operasyonlarda şehit düşen personelin sorumlusunun, silahların şehirlere yığılmasına ve hendeklerin kazılmasına sözde izin veren yeni yönetim ve ona bağlı istihbarat ve terör polisleri olduğu yönünde konuşmalar yapıp, herkesin içinde moral bozucu ve kışkırtıcı tarzda 'Bizi ölüme gönderdiler, devlet haksız, burada katliam yapıyor, masum vatandaşın öldürülmesine göz yumuyor, yapılanlar yanlış' gibi söylemlerde bulunup, güvenlik güçlerinin moral motivasyon ve birliğini etkilemeye çalışıyorlardı. Çatışma ortamları, yaşanan sıkıntılar üzerine bir de bu şahıslar tarafından yapılan bu tarz konuşmalar FETÖ/PDY mensubu olmayan polisleri bile etkiliyordu."
'EVLİLİKLER İÇİN BASKI KURULUYORDU'
Örgüt içi evliliklerle ilgili baskılar kurulduğunu söyleyen Y. E. ifadesinin devamında şunları anlattı:
"Bize, 'Askerliğinizi yaptınız, artık evlenmeniz gerekiyor, size cemaat içinden ablalar bulacağız' dediler. Bana Gökhan adlı kişi, yanında getirdiği bilgisayardan bayan fotoğrafı ve altlarında yazan bilgileri göstererek, 'Sana bu kızı uygun gördük, beğenirsen görüştürelim' dediler. Yaklaşık 6- 7 fotoğraf gösterdiler, bunlardan iki tanesi ile yüz yüze görüştüm. Görüşmeler abilerin evlerinde oluyordu, genelde kapı açık oluyordu. Ben görüştüklerimi beğenmedim. Kendi bulduğum biriyle evleneceğimi söyledim. Bana, 'Büyük bir vebal, kendi bulduğunla evlenirsen hizmete ihanet etmiş olursun, çocuğun sakat doğabilir, başınıza iş gelebilir' gibi söylemlerde bulunuldu. Daha sonra kendim bir bayanla tanıştım, uygun mu diye sordum abilere. Bu evliliğe onay vermediklerini, evlenirsem sonuçlarına katlanacağımı söylediler."
DHA'nın haberine göre Sanıkların tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti duruşmayı erteledi.
