İthal yerine yerli ürün cari açığı kapatır

İthal yerine yerli ürün cari açığı kapatır

Türk ürünlerinin yabancılara göre çok pahalı olmadığını dile getiren MAİB Başkanı Dalgakıran, ithal edilen 28 milyar dolarlık makinenin yüzde 70’inin Türkiye’de yapıldığı ekledi. Dalgakıran, kamu ihalelerinin bile ithal ürünlere göre hazırlandığını ekledi.

Türkiye’de üretim yapan birçok tesis yabancı menşeili makineleri tercih ediyor. Buna karşılık yerli üretim makinelerin ithallere göre daha ucuz olduğunu belirten Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran, “Türk ürünleri yabancılara göre çok pahalı değil, rekabet edebiliyor. Buradaki sorun ihale şartnamelerinin o ithal ürünlere göre hazırlanmış olması. 50 yıldır buna göre şartnameler hazırlanıyor. Kamunun ihale şartnamelerini yenilemesi gerekiyor” dedi. Türkiye’nin makine sektöründe yıllık 14 milyar dolar civarında ihracat, 28 milyar dolara yakın da ithalat yaptığını aktaran Dalgakıran, ithal edilen 28 milyar dolarlık makinenin yüzde 70’inin Türkiye’de üretildiği halde ithal edildiğini söyledi. Dalgakıran, bunun bir kaç sebebi olduğuna dikkati çekerek, “Yabancı yaparsa iyi yapar kavramı hala yerleşik. Türk ürünlerinin fiyatları Avrupalılara göre daha ucuz olsa da kötü ürünlerle karşılaşanların bu durumu daha sonraki yerli alımlarını da etkiliyor. Bir de Türkiye’de üretilmeyen teknolojik makineler var” ifadelerini kullandı. Türkiye’deki makine sektörünün en büyük problemlerinden birisinin çok küçük işletmelerden oluşması olduğunu vurgulayan Dalgakıran, büyüyen firmalar da olduğunu ama bunların sayısının az olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Büyümek oldukça zor. Şu anlamda da zor; bir konuda bir makineyi Almanya’da üreten 4 firma varken Türkiye’de üreten 74 firma var ve bu 74 firma Almanya’daki bir firma kadar bile üretim yapamıyor. Bu firmalar mühendisliğe ve organizasyona yatırım yapamazlar. Türkiye’de makine sektöründe faaliyet gösteren firmaların yüzde 90’ı, 10 kişiye kadar istihdam sağlıyor. Ama bu ülke dünya çapında da makine firmaları çıkıyor. Fakat sayıları az.”

17-09/04/erolmetin-kurtarildi-1504555962.jpg

TÜRK ÜRÜNÜ DAHA UCUZ

Kamu ihalelerinde Türk ürünü yüzde 15 pahalı bile olsa yerli ürün alma kararı olduğunu anımsatan Adnan Dalgakıran, Türk ürünlerinin yabancılara göre çok pahalı olmadığını, rekabet edebildiğine işaret etti. Dalgakıran, “Buradaki sorun ihale şartnamelerinin o ithal ürünlere göre hazırlanmış olması. 50 yıldır buna göre şartnameler hazırlanıyor. Kamunun ihale şartnamelerini yenilemesi gerekiyor” dedi. Kamu yöneticilerinin de bunun dönüşmesi gerektiğini bildiğini aktaran Dalgakıran, cari açığın bu şekilde aşılabileceğinin altını çizdi.

SEKTÖR İHRACATLA BÜYÜDÜ

Adnan Dalgakıran, bu yılın 7 ayında makine sektöründe yüzde 5 civarında bir büyüme olduğunu, bu büyümenin ihracattan kaynaklandığını dile getirdi. Sektörün ihracatında da yaklaşık yüzde 5’lik bir büyüme yaşandığı bilgisini veren Dalgakıran, makinede Türkiye’nin en büyük pazarının Avrupa olduğunu kaydetti. Dalgakıran, sektörün ihracattaki kilogram değerinin 6 dolar olduğunu belirterek, “Almanya’da bu rakam 40 dolarların üzerinde. Bizim bu rakamı 20 dolarlara çekmemiz gerekiyor” dedi. Bir makinenin daha yüksek katma değerli olabilmesi için elektronik ve yazılım sektörlerinin de gelişmiş olması gerektiğine işaret eden Dalgakıran, ancak Türkiye’de bu sektörlerin henüz istenilen seviyede olmadığının altını çizdi.

ARAZİYİ BEDAVA VERSEN DE OLMAZ

Amerika’da bir yatırım yapıldığı zaman şehre 10 kilometre mesafedeki organize bölgede 25 dolara arazi alınabildiğine işaret eden Adnan Dalgakıran konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ama Türkiye’de yatırım yapmak istersen İstanbul’a 60 kilometre mesafedeki Dilovası’nda metrekaresi 300 dolara yer alıyorsun. Bakıldığı zaman buradaki bir yatırımcı, ‘arazi alacağım, fabrika yapacağım’ dediği zaman para kalmıyor. Dolayısıyla siz ne kadar teşvik verirseniz verin, böyle bir yatırımın maliyetlerinin yanına bile gelmeyen çözümler var. Ben Japonlarla yaptığım yatırımda onları Sakarya’ya yolladım, kabul etmediler. Neden? Çünkü çok nitelikli Japon mühendisler var. Bunların çocukları iyi okullarda okuyacak, akşam konsere gidecekler. Bu insanlar, sosyal yaşamı olan insanlar ve yaşamın içinde olmayı istiyorlar. Belli gelir seviyesinde oldukları için iyi bir yerde yaşamak istiyorlar. İstanbul’da bile o insan kaynağını bulamazken sen Yozgat’ta araziyi bedava versen ne olacak ki? Bizim 20 yıllık bir stratejiye ihtiyacımız var.” 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN