İş insanı Murat Ülker, şahsi bloğunda ressam Ahmet Güneştekin'in hikayesini ve eserlerini yazdı: Sanatçı olmak isteyenlere verdiği tavsiyeler başta gençler olmak üzere hepimize ilham verecek nitelikte; her şeyden önce "çok çalışmak lazım" diyor Güneştekin ve ekliyor "cesur olmak, özgüven sahibi olmak da çok önemli."
İş insanı Murat Ülker'in, şahsi bloğunda (muratulker.com), Yıldız Holding için de kıymetli eserler üreten ressam Ahmet Güneştekin'i yazdı.
Murat Ülker, "Ahmet Güneştekin’in Her Eseri Öyküyü Geçtim Bir Romandır!" başlığı ile kaleme aldığı yazısında, Güneştekin'in hikayesinin nasıl başladığını, sanatını ve eserlerini anlattı.
Yazıdan öne çıkan kısımlar şöyle:
"Ahmet Güneştekin’in hikayesi Batman’da Garzan işçi kampında kalabalık bir ailede dünyaya gelmesiyle başlamış. Memleketine, Anadolu topraklarına ve onlarda yaşayan efsanelere duyduğu saygı, verdiği değer sanatında da özenle işlenerek karşımıza çıkıyor. O kendi sevdiği işi küçük yaşlarda keşfedenlerden, 9 yaşında yağlı boya resim yapmaya başlamış, ilk sergisini ortaokul 3. sınıfta okulun koridorunda açmış, lise zamanlarında ise birçok sergiye katılmış, ilk profesyonel sergisi çok daha sonra. O yaşlarda bile azimli ve çalışkanmış. 1984 yılında liseden mezun olmuş. Lise hayatı boyunca İstanbul Mimar Sinan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi sınavlarına girmek ve eğitimine orada devam etmek istermiş. Fakat daha sonra düşünceleri bir başka yönde gelişmeye başlamış ve kendi üslubununun oluşmasında bunun payı büyüktür. Bu konuda şöyle diyor: “Akademi fikrinden uzaklaşmaya başladım. Kendimi ait hissetmediğim bir yöne doğru gittiğimi ve bunun beni sınırlayacağını anladım. 1986 yılında akademi tahsili fikrinden tamamen uzaklaşmıştım. Öğrenmem gerekenleri kendim bulacak ve nasıl öğreneceğimi kendim seçecektim.”
"Eserlerinin her biri bir öyküden kaynaklanıyor. Bunu seviyorum. Mesela “Masumiyet Kapısı” eserini şöyle anlatıyor. “Masumiyet kapısının nereye açıldığını görmek için, Truva savaşını anlamak gerekiyor önce. Homeros’un İlyada destanında anlattığı efsaneye göre, Truva savaşı 10 yıl sürer. Savaşın sebebi, Paris ile Helen’in aşkıdır. Paris, Truva kralının oğlu, Helen ise, Sparta kraliçesi ve Mycenae kralının kardeşi olan Menelaus’un karısıdır. Helen, Menelaus’la zorla evlendirilmiştir. Paris ile Helen birbirlerine âşık olurlar ve Paris Helen’i kaçırıp Truva’ya getirir ve savaş başlar. Masumiyet Kapısı, işte bu aşkı anlatır. Aşkı, bir çeşit masumiyet olarak görürüm ve masumiyeti daha çok beyaz renkte hissederim.” Katman katman bir eser, görsel boyutu ve herkese başka hissettirdikleri var, kendinizi geçmiş zamanda bir hikâye içinde buluyor ve aşk, masumiyet gibi kavramlar üzerinde düşünüyorsunuz."
"Eserlerinin her biri bir öyküden kaynaklanıyor. Bunu seviyorum. Mesela “Masumiyet Kapısı” eserini şöyle anlatıyor. “Masumiyet kapısının nereye açıldığını görmek için, Truva savaşını anlamak gerekiyor önce. Homeros’un İlyada destanında anlattığı efsaneye göre, Truva savaşı 10 yıl sürer. Savaşın sebebi, Paris ile Helen’in aşkıdır. Paris, Truva kralının oğlu, Helen ise, Sparta kraliçesi ve Mycenae kralının kardeşi olan Menelaus’un karısıdır. Helen, Menelaus’la zorla evlendirilmiştir. Paris ile Helen birbirlerine âşık olurlar ve Paris Helen’i kaçırıp Truva’ya getirir ve savaş başlar. Masumiyet Kapısı, işte bu aşkı anlatır. Aşkı, bir çeşit masumiyet olarak görürüm ve masumiyeti daha çok beyaz renkte hissederim.” Katman katman bir eser, görsel boyutu ve herkese başka hissettirdikleri var, kendinizi geçmiş zamanda bir hikâye içinde buluyor ve aşk, masumiyet gibi kavramlar üzerinde düşünüyorsunuz."
"Bu arada kendisinin çok yönlü kişiliğinden bahsederken bir iş adamı olarak sanatçılığının yanında işlerini maharetle idare edişini, yaklaşımını, iletişimini kısaca üslubunu çok beğendiğimi de söylemeliyim. Aynı zamanda iyi bir aşçı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Sabrı ve çalışkanlığı mutfağına da yansımış olacak ki saatlerce özenle pişirilmiş et yemekleri, birbirine en çok neyin yakışacağı üstüne kafa yorulmuş eşlikçi yemekler ve tüm estetik zevkini yansıtan atölyesindeki zevkli düzeniyle iyi bir ev sahibidir kendisi."
"Sanatçı olmak isteyenlere verdiği tavsiyelerse sanıyorum başta gençler olmak üzere hepimize ilham verecek nitelikte; her şeyden önce “çok çalışmak lazım” diyor Güneştekin ve ekliyor “cesur olmak, özgüven sahibi olmak da çok önemli”. Her ne yapıyorsak sanıyorum göstereceğimiz şahsi çaba başarı yolunda en mühimi ve işinize olan bağlılığınız, sevginiz bu yoldaki en büyük yardımcılarınız. Sevgili dostum Güneştekin tüm bunları kendine şiar edinmiş ve yaptıklarıyla güzel bir örnek olmuştur. Kendisine memleketimize kattıkları için bir kere de buradan teşekkür ederim."