Atatürk Havaalanı'ndaki kanlı saldırı sonrası güvenlik zaafiyeti tartışmaları başladı. Karar gazetesi yazarı, Terör Uzmanı Mete Yarar, saldırıda güvenlik zaafiyeti değil, istihbarat yetersizliği olduğunu söyledi. Yarar, Türkiye'nin bölgedeki konumu nedeniyle MİT'in artık iç ve dış istihbaratı ayırması gerektiğini söyledi. Yarar, Karar.com'a saldırıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
IŞİD Türkiye'deki eylemlerini bir türlü üstlenmiyor. Şu sorunun yanıtını bulamıyoruz: Bu eylemi kim yapmış olabilir? Bir senedir söyleyemiyoruz. PKK eylemleri ile IŞİD eylemleri iç içe geçmiş durumda. Bir tek ayırt edilecek özellikle eylemin yapıldığı yer. Örgütler aynı havuzdan beslendiği için eylem teknikleri birbirinin fotokopisi, burdan da ayırt edemiyoruz. IŞİD ve PKK eylemleri deşifre olana kadar üstlenilmiyor. IŞİD Türkiye'yi bir savaş alanı ilan etmişken, hiçbir saldırıyı üstlenmiyor. Örgüt bağlantısı ortaya çıkıncaya kadar PKK'da üstlenmiyor. Bu anlaşılmaz tablo açıkcası terör eylemlerinin arkasındaki perdelenmiş grubu bulmayı zorlaştırıyor.
GÜVENLİK DEĞİL İSTİHBARAT ARTIRILMALI
Güvenlik zafiyeti var mı yok mu? Bir konuda yapılması gerekenler yapılmamışsa bir zafiyetten bahsedebiliyoruz. Bu adamlar ellerindeki silahlarla veya bombalarla bütün kontrol noktalarından geçip içeride yapsalardı, havaalanında bir güvenlik zaafiyetinden bahsedilebilirdi. Benim açımdan bir zaafiyet var ama istihbarat zaafiyeti var. İstanbul'da her noktayı güvenlik tedbirlerini artırarak kontrol altına almak mümkün değil, özellikle havaalanı. Her ekstra güvenlik tedbiri havaalanını çalışamaz hale getirir. Güvenlik tedbirinin de bir sınırı var. Güvenlik tedbiri değil istihbaratın artırılması gerekiyor. Bu adamlar buraya nasıl geldi, buraya gelmeden yakalanamadılar mı, bu silah ve bombaları nasıl ulaştılar, keşfi nasıl yaptılar. Keşif yapılmadan gerçekleştirilecek bir eylem değil.
HER AY 200 BOMBACI YETİŞİYOR
İstihbarat zaafiyetinden da bir tık daha ileri götürmek gerek, burada istihbarat yetersizliğindan behsetmek doğru olur. Klasik anlamda MİT, emniyet ve jandarma istihbarat teşkilatlarının uğraşması gereken bir örgüt profili vardı. Eleman sayıları da takip edilebilecek düzeydeydi. Kadrolar da buna göreydi. Örneğin geçmişte PKK'nın bombacısı diye aranan listede 10-15 kişi vardı. Bugün baktığınızda her ay 200 bombacı yetiştiriliyor Suriye'deki örgüt kamplarında; Kobani, Afrin ve Kamışlı'da. 40-50 bin yabancı kişiyi barındıran örgütle ilgili en ufak istihbarata ulaşamayacağınız profilde insanlar var. Fransa, Belçika, ABD dahil olmak üzere aile tipi hücreler halinde faaliyet gösteren örgütlerin içine sızmak mümkün değil.
İÇ VE DIŞ İSTİHBARAT AYRILMALI
İstihbarat örgütlerinin en büyük sıkıntısı zafiyetten çok istihbarat toplamakta yetersiz kalması. Eleman sayısı da yeterli değil. MİT'in artık iç ve dış istihbaratı ayırması gerekiyor. Türkiye'nin jeopolitik durumu ve büyüklüğü hem iç hem dış istihbaratı bir arada götürmeyi mümkün kılmıyor. Eylemin zamanlaması bence sürece yayılmış durumda. Örgütler artık çok sayıda eylem yapıp sürecin sonunda bir hedef belirliyor.
