MHP lideri Devlet Bahçeli 9 Ağustos'ta attığı bir tweetle üniversite sınavlarında baraj puanlarının düşürülmesini istedi. Yüksek Öğretim Kurulu'nda konuyla ilgili olarak jet hızıyla çalışmalarını tamamladı ve baraj puanı düşürüldü. Üniversite tercihlerinde baraj puanın düşürülmesinin bir anlam ifade etmediğini belirten Eğitim uzmanı Ali Barskanmay 'çalışmanın tamamen tribüne oynamak amacı ile yapıldığını ve gençler için bir tuzak olduğunu' söyledi.
HAVA ASAL
"Salgın dönemi göz önüne alınarak TYT baraj puanın 140’a, AYT baraj puanın da 160'a çekilmesi teklif ve temennimizdir" diyen MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı sonrası YÖK'ten ilk adım geldi. Konuyla ilgili çalışma başlattığı öğrenilen YÖK'ün, kontenjanların boş kalmaması için 180 puan olan baraj puanı 170'e düşürülmüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise yaptığı son açıklamada "Bu sene üniversite imtihanlarında bir sıkıntı yaşandı. 170-180 filan gibi böyle bir durum. YÖK Başkanımız ile de konuyu görüştüm. Sağ olsun onlar da bir çalışma yaptılar ve şimdi olayı çok daha fazla sayıda gencin mağdur olmayacağı bir duruma getirdiler. Şu anda işin detaylarını YÖK halledecek ve bu işi inşallah gençlerimizin lehine bitirmiş olacağız" dedi.
4 Ağustos'ta ise Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Türkiye’de meydana gelen yangın ve sel felaketleri sebebiyle, 2021 YKS tercihleri için tarihleri uzatma kararı aldıklarını duyurmuştu. Son yapılan düzenlemelere göre YKS kapsamında üniversite tercihleri 5-20 Ağustos tarihlerinde alınacak. Peki üniversite tercihlerinde baraj puanın düşürülmesi ne anlama geliyor? YKS baraj puanında yapılan değişiklik bu seneki tercihleri etkileyecek mi? Karar Gazetesi yazarı ve eğitim koçu Ali Barskanmay tüm bu çalışmaları yorumladı.
DAHA ÇOK ÖĞRENCİ ÜNİVERSİTEYE GİDECEK
Birkaç yıl önce Türkiye'de Alman üniversitesi açılışında Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye'de 7 milyon 800 bin, Almanya'da ise 3,5 milyon üniversite öğrencisinin olduğunu bir gurur ifadesi olarak yüksek sesle dile getirmişti. Erdoğan bu rakamları açıklarken Almanya’nın eğitim seviyesinin Türkiye’den düşük olduğunu dile getirip adeta Merkel'e kendisine has üslubu ile hava atmıştı. Üniversiteler devletlerin toplumların sosyoloji ekonomik kalitesini yükseltir. Oysa Almanya ile Türkiye’nin sosyo-ekonomik kalitesini mukayese ettiğimizde sonuç malum. Türkiye’de üniversite mezunu ile ülkenin yaşam kalitesi paralel ilerlemiyor. Bunun nedeni niteliksiz üniversiteler ve bu üniversitelerde dört yıllık diploma için bekletilen hayattan arındırılmış milyonlarca genç. YÖK’ün taban puanının düşürülüyor. YÖK, daha fazla öğrencinin üniversite okuması için üniversite puanını düşürerek üniversite kapılarını gençlere açıyor. Bu durum daha çok öğrencinin üniversiteye gitmesini sağlayacak.
KULAĞA HOŞ GELEN ALKIŞ İSTEYEN BİR DÜZENLEME
Kulağa hoş gelen alkış isteyen bir düzenleme. Zaten düzenlemenin temelinde seçim meydanlarındaki alkışa buradan da bir ses vermek de var. Bir eğitimci olarak şu noktaya dikkat çekmek isterim: Türkiye’de taban puanın düşürülüp bölüm nitelik ve ihtiyaca bakılmaksızın daha çok öğrencinin üniversiteye girmesi ülkenin hangi alanda kalkınmasına katkı sağlayacak? Bununla ilgili bir simülasyon yapılıp bir ihtiyaç düzenlemesi yapılmış mı?
YÖK’ün belirlediği 180 baraj puanı zaten hasbelkader okuduğunu anlayan, dört işlemi yapabilen, rutin bilgileri olan her öğrencinin alacağı puan. YÖK barajı düşürerek akademik bilgilerin bilim ile harmanlandığı üniversiteleri lise konumuna düşürmüş olacak.
BU GENÇLER İÇİN KURULMUŞ BİR TUZAKTIR
Üniversitelerin niteliği düşürülerek mi eğitim kalitemizi yükselteceğiz yoksa öğrencinin akademik seviyesini yüksek tutarak mı üniversitelerin niteliğini koruyacağız? YÖK’ün baraj puanını düşürmesi gençler için kurulmuş bir tuzak.
Gençler niteliksiz üniversitelere giderek rutin bilgilerle dört yıl heba İle diploma alacaklar. Sonra milyonlarca diplomalı üniversiteler ordusuna onlarda katılmış olacak. Birde sosyal hayattan arınmış olarak.
Aksi taktirde bir üniversite hak kazanmayan gençler genç yaşta ellerinin ekmek tutması içim başının çaresine bakacak. Genç yaşta bir meslek sahibi olup eli ekmek tutmaya yatkın olacaklar
YÖK Türkiye'deki ekonomik verileri araştırmalı. Türkiye'de 5 yıllık, 10 yıllık, 30 yıllık bir simülasyon yaparak ekonomimize bağlı hangi elemanlara ihtiyaç vardır? Biz hangi öğrencileri almalıyız? Ülkenin kısa ve uzun vadede iş dünyasıyla sivil toplum örgütleriyle bir araya gelip ülkenin ihtiyacı olan nitelikli insan yetiştirmenin hem meslek okullarında hem üniversitelerde çalışması yapılmalı.
Günlük, haftalık popülist düzenlemeler gençlere ve ülkeye kurulmuş büyük tuzaklardır.
Coca Cola’nın CEO’luğunu yapan Muhtar Kent iki yıllık meslek yüksek okulu mezunu. Muhtar Kent, herkesin dört yıllık üniversite okumadan iş hayatı ile paralel ilerleyen bir üniversite eğitiminin önemine vurgu yapıyor. Almanya'nın bugün üniversite eğitiminde izlediği yol da bu minvaldedir. Bu durum daha çok öğrencinin üniversiteye gitmesini sağlayacak.
Türkiye'de birçok insanın üniversitede okuması görünürde eğitim kalitesinin yüksek olduğunu gösterse de niteliksiz üniversitelerde niteliksiz öğrenciler yetiştiriliyor. Dünya ağaç yaşken eğrilir tezi doğultusunda gençlerini eğitirken biz de ise gençlerimizin tam biçim verilecek çağında içi boş eğitim kurumlarında oyalanmasına neden oluyor.
BU ÇALIŞMAYI İKİ BİÇİMDE OKUYABİLİRİZ
YÖK'ün bu çalışmasını iki biçimde okuyabiliriz. Birincisi baraj puanın düşürülmesi ile birlikte eğitimin niteliğini düşürülüyor. Biz aslında öğrencilerin kalitesini yükselterek gençleri üniversiteli yapmalıyız.
Bir diğer okumada işsizler ordusuna katılacak gençleri dört yıl daha üniversite kapılarında bekletmek.
Sonuç Türkiye’de herkesin üniversite okumasının kapılarını açtık İle meydanlardaki alkışın sesini yükseltmek.
TÜM BUNLAR SEÇİM HAMLESİ
Bu tür hamleler toplumu memnun etmek için yapılıyor. Bu kadar kısa sürede ve bu kadar hızlı bir çalışmayı seçim meydanlarını doldurma çalışmaları olarak görebiliriz. Ayrıca üniversite sınavına giren ve tercih yapamayan yüzbinlerce genç üniversite kapısında birikti. Bu hazırlığı kapıdaki birikimi eritme çabası olarak da okuyabiliriz.
Üniversite sınavları ve baraj puanları gibi kritik konularda yapılacak çalışmalar uzun süren ve araştırmalara dayalı olarak yapılmalı. Burada adeta bir oldu bittiye getiriliyor. Bunu da ayrıca sağlıklı bulmuyorum.
BU SENEKİ YKS TERCİHLERİNİ ETKİLEYEBİLİR
Bir ön hazırlık yapılmadan bu kadar kısa zamanda yapılan bir düzenleme bu seneki tercihlere yetişecek gibi görünüyor. Düzenleme bu yılki tercihlere yansıyacak.
