TEİAŞ'ın özelleştirme kapsamına alınmasını değerlendiren Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Grubu Başkanı Pamir, enerji/elektrik güvenliğiyle birlikte ulusal güvenlik riskinin de söz konusu olacağını belirtti. "İşin finansal boyutunda, yerli şirketlerin yetersiz kalması ve doğrudan ya da perde arkasından kimi Avrupalı şirketlerin ve/veya Katar'ın devreye girmesi sürpriz sayılmamalıdır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kararı'yla 2 Temmuz'da, Türkiye'nin elektrik şirketi Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi'nin (TEİAŞ) özelleştirme kapsamına alınacağı öğrenildi. Karar, Resmi Gazete'de yayımlandı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığının (ÖİB) kararına göre, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi'nin özelleştirme kapsamına alınması ve halka arza yönelik olarak özelleştirmeye tabi tutulmasının hazırlık işlemlerinin, Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı ile ÖİB tarafından yürütüleceği belirtildi.
Karara göre, özelleştirme hazırlık işlemleri 31 Aralık 2022 tarihine kadar tamamlanacak.
Ancak bu karar, muhalefetin sert tepkisiyle karşılaştı. Muhalefet partileri 'şirket stratejik öneme sahip' diyerek söz konusu özelleştirme kararına şiddetle karşı çıkıyor.
Sözcü'den Aytunç Erkin'e konuşan Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Grubu Başkanı Necdet Pamir, TEİAŞ'ın önemine, kararın olası sonuçlarına ve anlama geldiğine dair aktarımlarda bulundu.
Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Grubu Başkanı Necdet Pamir
'ENERJİDE BAĞIMLILIK ÜLKELERİN ULUSAL GÜVENLİKLERİNİ DE TEHDİT EDER'
Pamir, yalnızca elektrik alt sektörünün değil, onu da kapsayan enerji sektörünün, her ülke için stratejik ve yaşamsal önem taşıdığını belirtiyor. Bunun nedenini ise şöyle açıklıyor:
“Enerji güvenliği, ülkelerin ekonomik güvenliklerinin ve ulusal güvenliklerinin temel taşıdır. Enerjide bağımlılık, ülkelerin ekonomilerini olduğu kadar, ulusal güvenliklerini de tehdit eder. Bu nedenle de enerji (ve elektrik) sektörünün, ağırlıklı olarak kamunun kontrol, yönetim ve denetiminde olması gerekir. TEİAŞ da şebeke verimliliğini, planlamasını, talep projeksiyonlarını, gerekli ikili anlaşmaları yapan ve elektrik sistemine dair her türlü altyapı ve ikincil mevzuattan da sorumlu olan kamu kuruluşu.”
'BU ÖZELLEŞTİRMEDE DİĞERLERİNDE OLDUĞU GİBİ ULUSAL ÇIKAR YOK'
Söz konusu özelleştirmenin ne anlama geldiğini açıklayan Pamir, “TEİAŞ'ın özelleştirilmesinde ısrar edilmesi durumunda, enerji/elektrik güvenliğimizin yanı sıra, ulusal güvenlik riski de söz konusu olacak. İşin finansal boyutunda, yerli şirketlerin yetersiz kalması ve doğrudan ya da perde arkasından kimi Avrupalı şirketlerin ve/veya Katar'ın devreye girmesi sürpriz sayılmamalıdır. Yerli şirketlerin ise burada taşeron konumunda kalmaları beklenmelidir. Bu özelleştirmede, enerji sektöründeki diğer özelleştirmelerde olduğu gibi, ulusal çıkar ya da kamu yararı yok” dedi.
DÜNYADA NASIL İŞLİYOR?
Dünyada bu durumun nasıl işlediğine dair soruyu yanıtlayan Pamir, "Dünyanın birçok ülkesinde, elektrik iletimi kamu şirketleri tarafından yürütülmektedir. Örneğin… Fransa'da 106 bin kilometrelik yüksek ve ultra yüksek gerilim hattını, kamu şirketi olan RTE (Reseau de Transport d'Électricite) yüksek kârlılık ile işletmektedir. RTE'nin 2020 yılı kârı 4.7 milyar Euro. 50 ayrı noktadan, Avrupa'nın diğer ülkelerine enterkonneksiyon (bağlantı) sağlamaktadır. Avusturya, İtalya gibi ülkeler de benzer başarılı örnekler” diyerek örnekleri rakamlarla açıkladı.
'SEKTÖR TAMAMEN YERLİ VE YABANCI ŞİRKETLEİN İNSAFINA TERK EDİLMİŞ DURUMDA'
Necdet Pamir, elektrik üretiminde kamunun ağırlığının yıldan yıla nasıl azaltıldığını “Elektrik üretiminde kamunun ağırlığı 1984 yılında yüzde 87 iken, 2000 yılında yüzde 60, 2020 yılında ise ne yazık ki sadece yüzde18.7'ye düşürüldü. Sektör, tamamen yerli ve yabancı şirketlerin insafına terk edilmiş durumda. Elektrik üretiminde dışa bağımlılık oranımız, 1984'te yüzde 23 iken, 2020'de yüzde 43.3 oldu. Yandaş şirketlere ‘iş yaratmak' ve ‘rant sağlamak' amacı ile (sadece bu dönemde değil) doğalgaz ve elektrik talep tahminleri abartılmış ve yıllar içinde gereksiz ve çok yüksek bir santral kurulu güç kapasitesi yaratıldı. Bunlar, son on yılların, sektörde hızla yaygınlaşan özelleştirme furyasının kaçınılmaz sonuçlarıdır. TEİAŞ özelleştirmesi gerçekleşirse, elektrik sektörü tamamen yerli-yabancı tekellerin rant sevdasına teslim edilmiş olacak” cümleleriyle açıkladı.
'BİRİNCİL ENERJİ TÜKETİMİNDE DIŞA BAĞIMLILIK YÜZDE 69.1'
Necdet Pamir'in birincil enerji tüketiminde dışa bağımlılığa dair verdiği rakamlar ise iç açıcı değil. "Ülkemizde birincil enerji tüketiminde dışa bağımlılık; 1990 yılında yüzde 52, 2000 yılında yüzde 67 iken, Kovid ve küresel ekonomik durgunluk etkisinde düşen enerji tüketimine karşın, 2019 sonunda yüzde 69.1 oldu" dedi.