Türkiye’nin göçmen ve mülteci problemi seçim atmosferiyle birlikte yeniden siyasetin gündemine geldi. Geçen hafta “Mültecileri geri göndermeyeceğiz” mesajı veren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Onları onurlu bir şekilde geri göndereceğiz” diyerek tutum değiştirdi. MHP lideri Bahçeli de “Bayramda gidenler gelmesin” ifadesiyle Erdoğan’a destek verdi.
Türkiye’de sandık gündeminin ısınmasıyla birlikte geçen yıllarda olduğu gibi kamuoyunda tartışılan mülteciler konusu siyaset masasına geri geldi. Geçmişte de seçim sathı mailine girilmesinin ardından sığınmacılara sınır dışı operasyonları düzenlenmesi tartışma konusu olurken İçişleri Bakanlığı yılbaşından bu yana 21 bin göçmenin sınır dışı edildiğini bildirdi. Toplumda oluşan hassasiyet ise yine iktidarın söylemlerine yansıdı.
BAHÇELİ: BAYRAMA GİDENLERİN GERİ DÖNMESİNE HİÇ GEREK YOK
Cumhurbaşkanı “Suriyelilerin onurlu geri dönüşü için çabalıyoruz” dedi. Erdoğan’ın çıkışının ardından Bahçeli de dikkat çeken ifadeler kullandı. MHP lideri “Demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız. Düzensiz göç adı konmamış bir istila. Ağır şartlar ortadan kalkınca mültecilerin gönderilmesi önerimiz. Özellikle bayrama gidebilenlerin geri dönmesine gerek yok” dedi. Hassas konuda önceliğin sağduyulu hareket etmek olduğu belirtildi.
SEÇİM YAKLAŞTI TARTIŞMA ALEVLENDİ: GİDEN SIĞINMACI GERİ DÖNMESİN
Türkiye’nin mülteci sorunu seçim tartışmalarının ısınmasıyla yeniden siyasetin gündemine oturdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriyelileri onurlu şekilde geri göndereceğiz” sözleri sonrası Bahçeli “Bayramda ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların tekrar geri dönmesine gerek yok” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mülteci krizi konusundaki sözleri tartışmaları yeniden alevlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun “En geç iki yıl içinde Suriyeli kardeşlerimizi davulla zurnayla kendi ülkelerine yolcu edeceğiz” sözlerine Erdoğan “Mültecileri göndermeyeceğiz” diyerek karşılık vermişti. Erdoğan, önceki gün ise açıklamasını yineleyerek, “Suriyelileri onurlu bir şekilde ülkelerine göndereceğiz” dedi. İçişleri Bakanlığı ise yılbaşından bugüne kadar 21 bin 87 düzensiz göçmenin sınır dışı edildiğini açıklamış ve 2021’de 451 bin 96 düzensiz göçmenin türkiye’ye girişinin engellendiği bilgisi paylaşılmıştı. Siyaset arenasında ise seçim gündeminin ısınmasıyla birlikte iktidar cenahının mülteci krizine ilişkin sözlerinde meydana gelen değişimler dikkat çekti. Muhalefeti enflasyonun arkasına saklanarak ‘Türkiye’yi taşa tutmaya çabalamak’ ile suçlayan Bahçeli, “İnşallah sorunları inanç ve irade birliği ile aşacağız” diye konuştu. Bahçeli, İsrail’in Ramazan’da Mescidi Aksa’ya yönelik saldırısını kınayarak, “Mescidi Aksa’nın maneviyatına ve tarihi statüsüne zarar vermeye çalışmak kabul edilemez bir ilkelliktir. Ateşle oynamaktır. Sadece bölgesel değil, küresel felakete çağrıdır” ifadelerini kullandı. Son günlerde tekrar alevlenen mülteci krizini de gündemine alan Bahçeli, “Ülkemizde geçici koruma statüsü ile bulunan Suriyeli sığınmacıları bahane ederek toplumsal infialin ateşini tutuşturma arayışında olan görevli provokatörlerin devrede olduğu görülmektedir. En küçük anlaşmazlığın toplumun geneline körüklenerek yayılması hedeflenmektedir. Oyun sinsidir” diye konuştu. Düzensiz göçü ‘adı konmamış bir istila’ olarak tanımlayan Bahçeli, “Suriyeli sığınmacıları sabahtan akşama ülkelerine göndermek hem doğru hem mümkün değildir. Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden ayrılış ve kopuşlarına neden olan ağır şartlar ortadan kalkar kalkmaz güvenli ve gönüllü şekilde uğurlamak da asıl önceliğimiz, önerimiz ve hedefimizdir. Misafirin ve misafirliğin süresi sınırlıdır. Türk milletin nüfus dokusunun, huzur ve güvenliğinin sağlam esaslara dayandırılması vazgeçilmezimizdir. Önümüzdeki bayram günlerinde ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların tekrar geri dönmesine gerek yoktur. Suriye’de ateş söner sönmez herkes evine barkına Türkiye’nin güvencesi altında kavuşmalıdır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli, ABD’nin 2021 yılı İnsan Hakları Raporu’nda Türkiye’ye 93 sayfa ayrılmasını “Rapor ayan beyan bir FETÖ komplosudur. Raporun öntaslağı sanıyorum Pensilvanya’da hazırlanmıştır” diyerek eleştirdi. Bahçeli, altı siyasi parti liderinin bir araya gelerek oluşturduğu Millet İttifakı’na “İttifak içinde yeni bir ittifak kurulmasına yönelik tercih ve telkinler polemikleri tırmandırmış, zillet partilerinin manevra alanını daraltmıştır” diyerek yüklendi. Bahçeli, “6+1 formatında kurulan, 24 Nisan’da yeni bir toplantıya sahne olacak şaibeli masa çatlamıştır, çıkar kavgaları, koltuk ve liste savaşları şimdiden zillet partilerini rehin almıştır. Kılıçdaroğlu da, farklı senaryoları içeren 8 seçenekli bir ittifak çalışması yaptırdığını açıklamış. Değil 8 seçenek, 18’de olsa, 28’de olsa, bunlar toplanıp fal da açsalar, altın günleri de yapsalar, medyumlara müracaat edip hal çaresi de arasalar nafiledir, çuvallamaları, duvara toslayıp dağılmaları kaçınılmaz bir siyaset gerçeği olacaktır. Zillet ittifakı köşeye sıkıştı, her birisi kendi derdine düştü. Gerçekten de yedi partinin yalnızca güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş için bir araya geldikleri, mevsimlik siyaset yaptıkları anlaşılmaktadır” ifadelerini kullandı.
ULUSAL GÖÇ POLİTİKASINA GEÇİLMELİ
Mülteci krizi tartışmasına DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla dahil oldu. Babacan, iktidarın göç politikası olmadığının altını çizerek, “Acil çözüm gerektiren sorunlara kayıtsız kalınıyor. Derhal sınır güvenliği sağlanmalı, düzensiz göç engellenmeli, sığınmacıların ülkelerine dönüşü için Suriye’de kalıcı çözüme odaklanılmalı. Gerçekçi ve insani bir Ulusal Göç Politikasına geçilmeli” diye kaydetti.
BAYRAM KONUSUNDA UYGULADIĞIMIZ KISITIMIZ VAR
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Suriyelilerin bayram ziyareti hakkında, “Bayram gidişine müsaade etmeme konusunda kısıtımız var” dedi. Soylu , göçmenler konusunda da “Türkiye’de 1 milyonu aşkın kaçak göçmen yakalanmıştır. 2021 sonu itibariyle geçici statü ile Türkiye’ye gelenlere verilen vatandaşlık sayısı 192 bindir. Bugüne kadar 500 bin gönüllü geri dönüş söz konusu. Bugün bu mesele provoke edilmeye çalışılmaktadır. Provokasyon demek en doğru tabirdir” diye konuştu. Soylu, Kılıçdaroğlu’nun Hrant Dink iddiasına ilişkin olarak da “Kılıçdaroğlu Hrant Dink dosyasını açarak FETÖ’yü aklamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
SİYASİLERİ GETİREN 'BAY KEMAL'MİYDİ
Kılıçdaroğlu, Erdoğan ve Bahçeli’nin mülteciler konusunda değişen söylemlerini eleştirdi: Suriyelileri getiren Bay Kemal miydi? 3 günde nasıl bir omurga ya, 180 derece nasıl dönüyorsun? Bu neyi gösteriyor? Bu bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Suriyelileri onurlu bir şekilde ülkelerine göndereceğiz” açıklamaları sonrası MHP lideri Bahçeli de grup toplantısında, ‘’Bayramda Suriye’ye gidenlerin geri dönmesine gerek yok’’ dedi. İki ismin açıklamaları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tepkisini çekti. Erdoğan’ın son açıklamasına “Suriyelileri getiren Bay Kemal miydi” diyerek yanıt veren Kılıçdaroğlu, “3 günde nasıl bir omurga ya, 180 derece nasıl dönüyorsun? Bu neyi gösteriyor? Bu bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli’nin açıklamalarına ise “Tabii böyle 180 derece çark edince küçük ortağı da çark etti. O da açıklama yapmış. ‘İstiklalimizi düşünmek zorundayız’ Günaydın! Sayın Bahçeli bunların tamamı bayramda bayramlaşmaya gidecekler, daha sonra da gelecekler, bunları getirecek olanların adı da Süleyman Soylu. Senin desteklediğin kişidir. Bizim sınırlarımızı yol geçen hanına çeviren de odur. O kişinin öyle mültecilerle bir ilgisi yok onun bütün vakti uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirmek zaman bulamıyor adam, ne yapsın!” diye yanıt verdi. Suriye ile barışacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Göçmenleri güvenli bir şekilde ülkelerine göndereceğiz. Türkiye’ye turist olarak gelecekler. Irkçılık yapmayacağız. AK Partili kardeşlerime sesleniyorum; Sizler vergi verirken milyonlarca dolar parayı Türkiye’ye getirip beş kuruş vergi vermemek ne demektir? Ağrıma gidiyor. Gereğini yapın. Erdoğan’ın oğlu, damadı ve kardeşi dışardan para getiriyor. Uyuşturucu baronları bunlardan cesaret alıyor. Erdoğan uyuşturucu baronlarının arkasında. Geri adım atmayacağız. Devleti soyan insandan, kul hakkı yiyen insandan cumhurbaşkanı olur mu? Erdoğan beni tanımıyor. Ben bir şey söylüyorsam o doğrudur” ifadelerini kullandı.
İBB’ye gelen eleştirileri de gündemine alan Kılıçdaroğlu, “Akaryakıt zamları dolayısıyla haksız eleştiriye muhatap oldum. Elektrik zammını, akaryakıt zammını yaparsın belediye bu zamların yüzde 40’ı oranında en azından hayatını sürdürebilmek adına zam yaptıklarında da kıyameti koparırsın. Emin olun bu iktidarı anlamakta zorlanıyorum. Yahu zammı yapan sensin. Hangi belediye başkanı zam yapmak ister! Buna kısaca iki yüzlülük derler. Bu iktidarın da temel hedefi ikiyüzlülüğü dünyaya duyurmak” dedi. Partisinin çay konusunda hazırladığı kanun teklifinin AK Parti ve MHP oylarıyla reddildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Çay, fındık üreticilerini perişan etmeye kararlıyız diyorlar. Bunun üzerine bizim Rize İl Başkanlığı ‘Açıklanan yaş çay fiyatının altında alım yapılmasını yasaklayan çay teklifimiz iktidar ve ortakları tarafından reddedilmiştir’ diye bir pankart hazırladı. Korkudan kimse asmadı. İl Başkanlığı’na astılar. Korkularından gelip pankartları indirdiler. Neden korkuyorsun? Rizeliler şu anda yüzünü CHP’ye dönmüş durumda. Rize’de söz verdim. Kaçak çayları Rize Meydanında yakacağım” diye konuştu.
Grup toplantısında emeklilere seslenen Kılıçdaroğlu, “Size verilecek ikramiye çok büyük bir para değil .Beşli çeteye verdiğinin binde birini vermeyeceksin emekliye vereceksin. Ha bize inanmayabilir sayın Erdoğan diyebilir ki bunlar muhalefettir bunlar abartıyor diyebiliyor. Ben bakıyorum saraydan herkesin yüzü gülüyor diyebilir. Ama sarayda oturan ve biraz da vicdan sahibi olan biri var, Sayın Bülent Arınç. Bana inanmıyorsan Bülent Arınç’ı çağır bir kendisini dinle Allah aşkına!” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, vatandaşın durumunun iyi olmadığını vurgulayarak, “Bunu siyaset olarak değil hayatın bir gerçeği olarak ifade ediyorum. 21. yüzyılın Türkiye’sinde 3 milyon 449 bin 340 birimin elektriği kesiliyor ya. Dolayısıyla sorunumuz çok derin ve bu derin sorunları bunlar çözemezler çünkü yönetmeyi bilmiyorlar tek düşündükleri yandaşlarımızla beraber nasıl köşeyi döneriz. Tek hedefleri bu bunları yaparken de tek parça ağza bal çalmak mıydı, ağızlarına bal çalalım onlar da bize oy vermeye devam etsinler. Ama milletin gözü açıldı yok öyle bir şey” şeklinde konuştu.