Paraya kıydık uzaya çıktık
Fakat Rahmetli dedem Mehmet Ali Cömert’i Amerikalıların aya gittiğine ikna edememiştim.
Direniyordu. Aya çıkamazlar diyordu.
Tuhaf, spikerler, ilim adamları anlatırken ‘aya inmek’ tabirini kullanıyorlar. Halkımız ‘aya çıkmak’ diyor. Hangisi haklı acaba?
“Madem çıktılar, bir işaret yapsınlar buradan görelim” diyordu dedem.
“Dede televizyonlar gösterdi, filmleri var” dememe de aldırmıyordu. “Filimi her yerde çekerler” diyordu, “Sizi kandırıyorlar” diyordu.
Meğer “Böyle şeylere inanmanın caiz olmadığını” bir kitapta okumuş. Hangi kitap bilemem, kitap okumayı severdi dedem, ama daha çok menakıp kitapları, kıssalar anlatan kitaplar, cenkler, Siret-i Nebi’ler…
Sonradan bana dedi ki, “Oğlum, inanmanın günah olduğuna kitapta rastladım. İnanmamanın günah olduğuna rastlamadım. Bundan sebep inanmıyorum.” Kendisine göre haklıydı.
Apollo 12’nin aya inişini TRT de canlı yayınladı.
Bizde televizyon yoktu, komşumuzun televizyonundan seyrettik.
Komşu kızının, Aya inen astronot için “Ulen gavur olmasan sana varırdım” demesi hala hatırımda.
Demek büyük başarılar kadınlarda öyle bir his uyandırıyor.
Uzaya insandan önce bir maymun gitmiş.
Kamerun’da avcılar tarafından yakalanmış ve Florida’da bir çiftliğe gönderilmiş. Sonra ABD Hava Kuvvetleri tarafından satın alınmış.
Orada astronot adayı olarak seçilmiş. Eğitimlerden geçmiş.
Maymuna yanıp sönen mavi bir ışık gördükten sonra beş saniye içinde bir kolu itmesi öğretilmiş. Kolu itemediği zaman ayak tabanlarına hafif bir elektrik çarpması uygulanıyormuş. Kolu ittiğinde ise muz yediriyorlarmış.
Maymuna uzaya gitmeden önce isim vermemişler. Çünkü ismi olan bir maymun uzayda ölürse kamuoyundaki tepki daha fazla olabilirmiş. Döndükten sonra ‘Ham’ diye isim takmışlar.
Ham 31 Ocak 1961’de uzaya çıkmış.
Sovyet kozmonot Yuri Gagarin ise 12 Nisan 1961’de.
Biz o sıralar Menderes’e darbe yapmaya hazırlanıyorduk. Büyük telaşımız vardı.
Bunlar tabii insanlık için büyük adımlar.
Geçen hafta Alper Gezeravcı’nın ilk Türk astronot olarak Falcon 9 roketiyle Florida’dan uzaya doğru yükselmesi de Türkiye için büyük bir adım.
Bir açıdan el alemin roketiyle gidiyorsun. Falcon 9 Elon Musk’la İranlı Ermeni Kum Gaffaryan’ın. 55 milyon doları veren gidebiliyor.
55 milyon dolar böyle bir reklam kampanyası için çok büyük bir para sayılmaz.
Ayrıca çok da geç kaldık. Gagarin’den 63 sene sonra.
Ama yine de büyük adım.
Gezeravcı uzay istasyonunun laboratuvarında 14 gün içinde 13 deney yapacak.
Aynı deneyleri dünyada da yapabilirsiniz.
Ama Gezeravcı yerçekimsiz ortamda deneylerin nasıl sonuç vereceğini denemiş olacak.
Mesela propolis, mikroorganizmalara yerçekimsiz ortamda da aynı etkiyi mi yapıyor. Yerçekimsiz ortamın kanserli hücrelere ne gibi etkileri var. Yerçekimsiz ortamda yapılan kurşunsuz lehimleme elektronik kartları nasıl etkileyecek?
Buna benzer deneyler.
Bunların tabii ki faydasının, öneminin insanlara anlatılması lazım.
Büyük bir PR kampanyası yapıldı uzaya çıkan ilk Türk için.
Gerçi ilk Türk değilmiş, Sovyetler döneminde Türk cumhuriyetlerinden başka Türkler de uzaya çıkmış.
İlk Türk vatandaşı diyelim.
(Sovyetler bir Suriyeli’yi de uzaya çıkarmışlar. Adı Muhammed Faris.
Faris’i uzaydan getiren uzay kapsülü Şam’da sergileniyor. Ben de vaktiyle görmüştüm.
O Suriyeli nerede şimdi?
2011’de Türkiye’ye göçmüş.
Yani her gördüğünüz Suriyeli’yi boş zannetmeyin. İçlerinde uzaya gitmiş olanlar var.)
Hangi televizyonu açsak uzay, hangi radyoyu açsak uzay. Canlı yayınlar, Gezeravcı yola çıkıyor, Gezeravcı uzayda, Gezeravcı kenetleniyor… 24 saatin 7-8 saati uzay.
Abartılı buldum.
Hatta bizim köyde rahmetli Yanuu Muhammed (Muhammed Yanık) bir ara hacca gitmişti. O aklıma geldi.
Hacdan geldikten sonra her gördüğü şeye hacdan misal vermeye başladı. Arabistan’da şöyle, Arabistan’da böyle…
Rahmetli İmanuu Ali Osman (Özdin) amca bıkmış Muhammed amcanın ikide bir Arabistan’ı misal vermesinden.
Bir zaman “Yanuu hacca gitti gideli hacılıktan da ikrah ettim” dedi durdu.
(Gerçi bildiğim kadarıyla Ali Osman Amca da sonradan hacca gitti.)
Kampanya abartılıydı. Propaganda tarafı ağır basıyordu.
Mamafih ilmi mevzulara mesafeli bir toplum için bu abartının lüzumlu olduğunu düşünmek de mümkün.
Neyse, uzay istasyonuna vardı da durum biraz normalleşti.
Memleketimiz için hayırlı olsun.