Hepiniz oradaydınız be
Sözüm; Rojda'ya Kürtçe konser verdirmekten bir belediye başkanının hapse atılmasını, terörle ilişkilendirilmesini destekleyen AK Partililere...
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını, Rojda konseriyle haklılaştıran, savunan tüm iktidar taraftarlarına sözüm...
Bakın, hepiniz dün nerelerdeydiniz, hatırlatayım size.
2010'da Başbakan Erdoğan, Kürt açılımı için sanatçılarla toplandı. Rojda Şenses de davetliydi, siz de tribündeydiniz, alkışlıyordunuz. Hatta Rojda, kendi gerekçeleriyle katılmadı; buna üzüldünüz.
2013'te ise Diyarbakır’da, İbrahim Tatlıses’le Şivan Perwer düetini dinliyordunuz.
Dinleyiciler arasında Erdoğan’la Barzani de vardı. Bir zamanların yasaklı Şivan’ı, resmi protokole söylüyordu.
Megri Megri nağmeleri, Cane Cane’lere karışırken sizin gözlerinizden yaşlar süzülüyor, yüzünüzde gülücükler açıyordu.
‘Şivan döndü dönüyor’ diye tatlı bir heyecan içindeydiniz.
Ülkesine dönsün, 40 yıllık sürgünü bitsin, vatan hasreti dinsin istiyordunuz.
Kürtçe müzik serbestti, yasaklar kalkmıştı. Şivan'ın sürgünde yaşamaya devam etmesi için bir neden kalmamıştı.
Oysa şimdi o, siz değilmişsiniz gibi esip gürlüyorsunuz.
Kürtçenin efsane ozanı Şivan dönse... Bugün onu belediye konserine çıkaran başkan tutuklanırdı. Sizse tutuklansın, çığlıkları atacak taraftasınız.
2022'de; Ahmet Kaya’yı Kürdistan haritası, Öcalan resmi önünde şarkı söylerken gösteren konserin kayıtları ortaya çıktı. Öcalan posteri yok, Ahmet Kaya o sözleri söylemiyordu.
Tabii çok geç kalmış bir düzeltmeydi.
Ahmet Kaya, 2000’de aramızdan ayrılmıştı.1994’te vermediği anlaşılan o ‘PKK konseri’nden DGM’de yargılanıp ceza almış, sığındığı Paris’te ölmüştü.
1999’da, Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreninde başlamıştı linç. ‘Kürtçe şarkı söyleyip, klip çekeceğini’ söyledikten sonra.
Utanç gecesinin sorumlularına, 2013'teki grup toplantısında Erdoğan nasıl çıkışmıştı, unuttunuz mu:
“Şimdi diyorlar ki ‘ben o sırada tuvaletteydim, dışarıdaydım’. Ulan hepiniz oradaydınız be. Kamera kayıtlarında hepinizi görüyoruz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar...”
İste o linç girişiminde başı çeken Serdar Ortaç'la aynı yerdesiniz artık. Kendinizi, durduğunuz yeri tanıyabiliyor musunuz?
Çünkü 2022’de, Kürtçe müziğin müthiş seslerinden Aynur'u hedef gösteren şu haberlere sevinip kendinizden geçiyordunuz:
“Derince Belediyesi, Aynur Doğan’ın 20 Mayıs’ta yapmayı planladığı konseri iptal etti. Kılıçdaroğlu da geçmişte Öcalan’ın posteri önünde konser veren Doğan’a sahip çıkmıştı.”
Güya Kürtçe söylediği için değil, “2011’de PKK konserine çıktığı için” konseri iptal edilmişti. Siz de buna zil takıp oynuyordunuz.
Yeni linç dolduruşlarıyla yine “hepiniz oradaydınız be” kalabalıkları toplanıyor, siz de ikiletmeden taşlamaya koşuyordunuz.
2024'te Zafer Partili Özdağ, bir dolma daha yutturmaya kalktı. "İmamoğlu’nu ağlatan ağıt, Türk düşmanlığını anlatıyormuş" diye.
Kürtçenin büyülü sesi Rojda, usta sanatçı Ahmet Güneştekin'in Yaşar Kemal'i anma gecesinde bir şarkı okumuştu. Ben de vardım, İmamoğlu da davetliler arasındaydı.
Ümit Özdağ, bilerek provoke etmiyorsa kandırılmıştı; belki Megri Megri'yle karıştırıyordu.
Rojda'nın okuduğu, ağıt değildi ki teröristlere yakılmış olsun.
Wey Dil adlı, iki yüzyıllık anonim bir halk şarkısıydı.Siyasi yanı da yoktu, aşk üzerineydi.
Ve Rojda'ya konser verdirmekten bir belediye başkanı, sene 2024'te hapse atıldı. Siz de oradaydınız, hem de hepiniz be.