Ali Babacan, siyasi partilerden hiçbirisinin tek başına seçimi kazanma iddiasında olmadığını söyleyerek "Vatandaşı ikna etmediğimizde başarı ihtimalimiz zayıflar. Vatandaşa güven veremediğimizde bildiği kötüyü tercih edecektir. Ortak dil oluşturmamız gereken çok kritik bir süreçteyiz" dedi. Ortak adaya ilişkin sorulan sorulara da altı liderin son buluşmasında henüz herhangi bir ismin adının geçmediğini söyledi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gazetecilerle Ankara'da biraraya geldi. Babacan'ın basın toplantısına KARAR yazarları Yusuf Ziya Cömert ve Osman Sert de katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, ortak adaya ilişkin yöneltilen sorulara "Dünkü toplantıda aday ismi konuşulmadı. Ama biz seçim süreci yaklaşana kadar ortak aday seçimi ile ilgili herhangi bir adım atmama kararımızı toplantıda tekrar ettik. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı ile ilgili herhangi bir nihai karar yok. Geçiş süreci ve temel politika alanlarındaki çalışmaları bitirmemiz lazım önce. Bunlar olmadan ortak adayı tespit etmemiz mümkün değil. Bu görüşümüzü de sürecin başından beri ifade ediyoruz" şeklinde cevap verdi.
HEDEF İLK TURDA SEÇİMİ KAZANMAK
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki tartışmaların ardından yapılan 6'lı masa toplantısını değerlendiren Ali Babacan, hiçbir partinin seçimi tek başına kazanma iddiası olmadığını söyledi. Hedeflerinin birinci turda ve açık ara seçimi kazanmak ve yine seçimlerden sonra güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek olduğunu belirtti.
Altı partinin de birbirlerine rakip olduklarını dile getiren Ali Babacan asıl rakiplerinin ise karşıda olduklarını söyledi. Başkan Babacan, halkı ikna etmenin kolay olmadığını ve eğer ikna edemezlerse insanların anlamadığını değil kötüyü tercih edebileceklerini de sözlerine ekledi.
"PARLAMENTER SİSTEME EVET DİYORUZ"
Geçiş süreci ve parlamenter sisteme dönüş konularının sürekli altını çizen Babacan, "İki önemli kararı almış olduk. Bunlar da geçiş sürecinin yol haritasının hazırlanması ve temel politika alanlarında ortak bir çalışma ve ortak bir politika dokümanı oluşturmak. Bu bir bakıma seçime giderken ortak taahhüt ve aynı zamanda da seçimlerden sonra ortak uygulanacak program anlamına da geliyor. Bunun kararını almış olmamız önemli bir aşamaydı.
Biz altı parti olarak güçlendirilmiş parlamenter sisteme evet diyoruz. Parlamenter sisteme geçtikten sonra her şey yoluna girecek. Bu sisteme geçerken eş zamanlı olarak da ülkenin derinleşen sorunlarını da çözeceğiz. Biz seçimden sonra 'çok teşekkür ederiz, seçimi kazandık ama bir sene iki sene bekleyin bu sistemi değiştirelim ondan sonra bütün problemlere bakacağız' diyemeyiz" şeklinde konuştu.
ALTI PARTİNİN DE İRADESİ ÇOK GÜÇLÜ
6'lı masadaki son tartışmalar ve gerilimler sorulduğunda ise Babacan, 6 partinin beraber yol yürümesinin yakın tarihte ilk defa olduğunu söyleyerek şöyle yanıt verdi:
"Bu da hassasiyet ve dikkat gerektiriyor. O nedenle toplantıda, bir sıkıntı olduğu zaman birbirimizi telefonla arayalım, yanlış anlamaya yol açıcı gelişmeler olduğunda hemen iletişime geçelim anlayışı oldu. Şunu da yeniden teyit ettik; altı partinin altı genel başkanının da birlikte çalışma iradesi çok güçlü. Bundan sonra da daha sık bir araya gelme kararı aldık ama bunu belirli bir takvim aralığına da bağlamadık."
ÜYELERİN YÜZDE 33'Ü 30 YAŞ ALTI
Partisinin her kesimden oy aldığını belirten Babacan, “Üç tur anket yaptık. Bize gelenler yüzde 30 AK Parti’den, yüzde 20 CHP’den, yüzde 10 HDP’den, Yüzde 10 İyi Parti’den, yüzde 5 de MHP’den geliyor. Üyelerimizin yüzde 33’ü 30 yaş altı, yüzde 34’ü de kadınlardan oluşuyor” değerlendirmesini yaptı.
"HDP ALTILI MASANIN GÜNDEMİ DEĞİL"
Seçim süreci itibariyle HDP’yle ve Üçüncü İttifak ile altılı masa ilişkisini sorduğumuz Babacan, “HDP'nin kendi ittifakı var. Altılı Masa ile HDP’nin ortak hiçbir konusu yok. Ama altılı masada HDP'yle diyaloğu olan siyasi partiler var. Bizim de HDP'li diyaloğumuz var. Ama altılı masanın gündemi değil. Bizim ikili gündemimiz ve bugüne kadarki ya da herhangi bir. İş yani şu ana kadar karar verilmiş herhangi bir işbirliği alanı da yok” değerlendirmesinde bulundu.
"ERDOĞAN'IN 3. KEZ ADAYLIĞINI DERT EDİNMİYORUZ"
Altı siyasi parti arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez Cumhurbaşkanı adayı olmasını mesele etmek gibi bir yaklaşım bulunmadığını da kaydeden Babacan, “Erdoğan'ın gidişi kararını milletin vermesi çok daha sağlam bir karar. Çünkü hukuki meşruiyet diye bir kavram var. Ama bir de siyasi meşruiyet diye bir kavram var. Şimdi vatandaş gönderirse sapasağlam siyasi meşruiyeti olan bir karar olacaktır” değerlendirmesini paylaştı.
"EKONOMİDEKİ YANGIN BÜYÜK"
Türkiye'de başta ekonomi ve yargı gibi alanlarda olmak üzere çok sayıda sorunlu alandaki "yangının çok büyük olduğunu" dile getiren Babacan, bir yandan parlamenter sisteme geçiş süreci işlerken diğer yandan yangının söndürülmesi ve yeniden inşa sürecine hemen başlanması gerektiğini söyleyerek, bunun da önceden yapılan iyi hazırlıkla mümkün olduğunu kaydetti.
Babacan, "Yani 'bekleyelim, seçimden sonrayı görelim' değil, hemen başlamamız gerekiyor. Seçimlerden sonra ilk dakikadan itibaren, ilk saatten itibaren hemen herkes ne yapacağını bilsin ve bir an önce icraata başlayalım istiyoruz" diye konuştu.
Seçimden sonra partiler arasındaki istişare ve müzakere mekanizmasının çalışmasının önemine de dikkat çeken Babacan, çok önemli kararların mutabakat ile alınacağını, bu mutabakatın nasıl olacağı ile ilgili farklı modellerin masada olduğunu ve bunun da ayrı bir çalışma konusu olduğunu anlattı.
Ekonomideki durumun şu anda vatandaş için en yakıcı konulardan birisi olduğunu anımsatan Babacan, seçim sonrası için "O kadar akıl dışı, rasyonalite dışı işler yapılıyor ki, o kadar büyük problemler var ki ekonomi yönetimi ve diğer her alanda, bunların bir rasyonel zemine çekilmesi ve düzgün ekiplerle artık biz bu işi yürüteceğiz dememiz bile havayı hemen değiştirir" sözleriyle iyimser konuştu.
"İKTİDAR SEÇİMİ KAZANABİLMEK İÇİN ÜLKENİN GELECEĞİNİ ATEŞE ATIYOR"
Babacan, şu anda hükümetin bir "varoluş mücadelesi" verdiğini ve bu nedenle seçime kadar "gelecek nesilleri düşünmeden, ülkeye büyük zarar verme ve ülkenin geleceğini ciddi şekilde ipotek altına alma adına" popülist adımlar atabileceğini belirterek, buna rağmen şu anda ülke ekonomisinin 2002 Kasım'ından daha iyi olduğunu ancak seçime kadar ne gibi gelişmeler olacağını bilemeyeceğini kaydetti.
