Katıldığı canlı yayında konuşan Ali Babacan, yüksek enflasyonun Türkiye'nin "kaderi ve kültürü olamaz" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, katıldığı Haber Global canlı yayınında, gündeme dair soruları yanıtladı. Babacan, yüksek enflasyona dair "Bu ülkenin kaderi ve kültürü olamaz" ifadesini kullandı.
Babacan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Faturaları hafifletmenin çok yolu var. En basitinden %18 KDV var, onu bir süreliğine %1’e düşürdüm diyebilirsiniz. Ya da nasıl doğal gazda hane halkına normal tarifeden çok daha düşük bir tarife uyguluyorsa elektrikte de yapılabilir.
Döviz kurunun artmasının tek sebebi kasım ayından itibaren Erdoğan’ın Merkez Bankasında uyguladığı yanlış yönetim.
Bankacı arkadaşınız varsa ‘Merkez Bankası aralık ayında döviz sattı mı, satmadı mı?’ diye bir 'Alo' deyin; bankacılar size cevabı verecek. Bakanın dediğinin bir kıymeti yok.
Yüksek enflasyon bu ülkenin kaderi olamaz. Kültürü de olamaz.
Ben 11 sene bu ülkenin ekonomi yönetiminin başında oldum. Uygulama tecrübesi bambaşka bir şeydir. Hayali programlar, ideal bir şeyler yazar çizersiniz ama uygulama ve tecrübesi farklı bir şeydir.
Eğitim eylem planımızı hazırlıyoruz. Tam 100 madde. Yarısı üniversite, yarısı 3-18 yaş arası. Biz sadece laf üretmiyoruz. Hele tutarlılık testi fazla yapılmıyorsa, bir mikrofon buldunuz mu konuşmak rahat. Biz iş üretiyoruz.
Dışarda yaptığınız askeri operasyonlar, dışarda asker bulundurma eğer rasyonalite gereği değilse, ulusal çıkarlarımız gereği değilse, dar bir ideolojik bakışın ürettiği sonuçsa işte o zaman içerideki istikrara zarar verir.
'Tam bağımsız Türkiye' gidiyor Katar’a 5 milyar, 10 milyar dolar SWAP için adeta yalvarıyor. 15 Temmuz'u desteklediğini söyledikleri BAE'ni 4,5 milyar dolar SWAP anlaşması için devlet töreniyle karşılıyorlar. Bu nasıl tam bağımsız Türkiye ise onu da anlayamadım.
2002-2008 mi, 2003-2020 mi, bunlar içi dolu tartışmalar olamaz. Tescillenmiş bir başarı dönemi o. Dünya Bankası 2014'te kitabını yazdı. Kitabın sunuşunda, ‘Türkiye hızlı büyürken, gelir dağılımını düzeltebilen ender ülkelerden birisidir’ der. Biz yarınlara bakalım.
Elektrik, doğal gaz dağıtım şirketleri kendi bölgesinde tekel. Bir firma, özelleştirildikten sonra tekel durumuna düşüyorsa, tercihen o özelleştirmenin hiç yapılmaması lazım. Tekel olunca rekabetin ruhuna aykırı.
(Bakan Nebati'nin Londra temasları) Eğer kurla ilgili bir taahhüt verdilerse bu büyük bir hata olur ve görürüz, sayılı gün çabuk geçer. Önümüzdeki süreçte bu kur seviyesinin nasıl yıkıldığını ve nasıl yeni bir dalgayla karşı karşıya kalacaklarını hep beraber görürüz.
Dünyada defalarca denenmiş ve başarısızlıkla sonuçlanmış işler. Ben şuna üzülüyorum; 'Türkiye'nin milli geliri 3 bin 600 dolardan 12 bin 500 dolara çıkarken, Türkiye'de enflasyon tek haneye inip de paradan 6 sıfır attığımızda hiç mi bir şey öğrenmediniz?' diyorum. Kopya da mı çekmediniz? Bu başarı nasıl elde edildi? Türkiye o dönemde nasıl ihracatını, sadece 6 yılda 36 milyardan 132 milyar dolara çıkardı. Türkiye'de 6 yıl boyunca nasıl oldu da döviz kuru 1.50'den 1.30'a indi? 2002'den 2008'e bakın, çok enteresandır o dönem. 2002-2008 arası, aynı dönemde petrol fiyatları varili 20 dolardan 150 dolara çıkıyor, bizim ihracatımız Türk Lirası değerlenmesine rağmen 36 milyar dolardan 132 milyar dolara çıkıyor ve aynı dönemde de enflasyon düşürülüyor. Bunların aynı anda olması mucize gibi geliyor değil mi?
Çünkü niye? O dönemde biz bunu sadece ekonomi politikalarıyla yapmadık ki. Türkiye'nin aynı zamanda bir Avrupa Birliği (AB) süreci vardı. Türkiye, büyük bir yapısal dönüşüme girdi. Kopenhag Kriterlerini karşıladık, AB sürecini hepiniz yakından izlediniz. 2003-2004 yıllarında Türkiye, anayasasının üçte birini değiştirdi ki AK Parti ve CHP, Mecliste mutabakatla değiştirdi. Sadece ekonomi de değil; demokraside, hukukun üstünlüğünde, güçler ayrılığında çok önemli mesafeler kaydettiğimiz için ve bunların hepsi eş zamanlı olduğu için Türkiye, o dönemde çok başarılı oldu."