AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP'nin Sedef Kabaş’a yaptığı ziyaretine ilişkin, “Gidip de bir hakareti bir nefreti desteklemek üzere ziyarette bulunmak hiç kimse için içine düşülmesini önermeyeceğimiz bir durumdur. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti milletvekilleri ile Parti Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Burada gerçekleştirilen toplantı sonrasında bir basın toplantısı düzenleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Hizmet siyaseti konusunda AK Parti’nin, Cumhur İttifakı’nın gücü bütün illerimizde görünüyor. Biliyorsunuz Giresun’da Cumhurbaşkanımız 78 kalem eserin açılışını gerçekleştirdi. Bu yaklaşık olarak 1 milyar 398 milyon lira tutuyor. Arkasından da Trabzon’da Bakanlık ve belediyelerimize ait 2 milyar 309 milyon lirayı bulan 95 kalem açılış gerçekleştirilmiştir. Hizmet siyasetinin gücü de bu kapsamda devam etmektedir.
“TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE TERÖR İLE MÜCADELESİ DEVAM EDİYOR"
Türkiye’nin en güçlü şekilde terör ile mücadelesi devam ediyor. Terörle mücadelenin vatandaşımızın hayatına yaptığı olumlu katkılar, terör örgütlerinin geriletilmesi ve zayıflatılması, çeşitli terör baskıları yolu ile vatandaşlarımız üzerinde kurulmuş olan bir takım hegemonyaların yıkılmasının, vatandaşlarımız üzerinde geçmişten bu yana oluşan bu yapıların teker teker darmadağın edilmesinin ne kadar olumlu sonuçlar doğurduğunu kendi illerindeki çeşitli gelişmelerle de terörle mücadelenin yoğun olduğu illerde milletvekilliği yapan arkadaşlarımız ifade ettiler.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TERÖRLE MÜCADELESİ DÜNYANIN EN MEŞRU MÜCADELESİDİR”
Dün gece Kış Kartalı Harekatı ile Hava Kuvvetlerimiz terör örgütlerinin çeşitli yapılarını darmadağın etti. Bugün de Eren Operasyonlarının yeni bir safhası başladı. Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı koordinasyonunda ülkemize ve insanlığa düşman olan, demokrasimizi ve hukuk devletimizi tehdit eden, vatandaşlarımızın canlarına kasteden bu terörle mücadele en güçlü şekilde sürecektir.
Tabi daha terörle mücadele ile ilgili adımlar atılır atılmaz, özellikle sınır ötesi harekatlar söz konusu olduğunda kara propaganda merkezleri hemen çalışmaya başlıyorlar. Onlara bir kere daha ifade etmek isterim ki, ‘Türkiye Cumhuriyeti Birleşmiş Milletler anlaşmasının 51’inci maddesinden doğan meşru haklarını kullanmaktadır.’
Komşu devletlere, kardeş devlet ve halklara da her zaman şunu söylüyoruz. Oralarda bu terör yapılarının yok edilmesine dair güçlü inisiyatifler alınamadığı için, örneğin kardeş Irak içerisinde bu terör yapılanması devam ettiği için biz mecburen bu operasyonları yapmak durumunda kalıyoruz. Bu kesinlikle kardeş devletlerin ve halkların topraklarına bir müdahale değildir. Türkiye Cumhuriyetinin terörle mücadelesi dünyanın en meşru mücadelesidir.
“TÜRKİYE İLE UKRAYNA ARASINDA 10’UNCU YÜKSEK DÜZEYLİ STRATEJİK KONSEY TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLECEK"
Cumhurbaşkanımız yarın Ukrayna'ya ziyaret gerçekleştirecek. Türkiye ile Ukrayna arasında 10’uncu Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı gerçekleştirilecek. Bu toplantıda siyasi konulardan, ticarete, aramızdaki ithalat ve ihracat meselelerine kadar çok geniş bir yelpazede bir ajanda olacak. Cumhurbaşkanımız başkanlığında Türkiye Cumhuriyeti Ukrayna heyeti ile bu çerçevede bir araya gelecek.
“BU ZİYARET SON DERECE ÖNEMLİ OLACAKTIR"
Rusya ve Ukrayna arasındaki geriliminde her iki tarafı da destekleyen devletler var. Ama her iki devletin bakış açılarını yakınlaştırmaya çalışan, Karadeniz’de bir savaşın tekrar olmaması için, bölgemizde tekrar bir savaşın olmaması için sağduyulu diplomasiyi çalıştıran yaklaşımların maalesef biraz geride kaldığını görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın hem Türkiye Cumhuriyeti Karadeniz vizyonu hem bölge vizyonu açısından yapacağı bu ziyaret son derece önemli olacaktır. Cumhurbaşkanımız hem Ukrayna hem de Rusya tarafıyla meseleleri açık bir şekilde konuşabilen, her iki tarafın da aldığı inisiyatifi ve çabayı memnuniyet ile karşıladığı bir lider olarak bu inisiyatifi gerçekleştiriyor.
Ermenistan ile Türkiye arasında atılan adımlara da dikkat çeken Çelik, şunları söyledi:
Artık Ermenistan ile Türkiye arasında uçuşlar başlıyor. Buraya nasıl gelindiği ile ilgili çok uzun bir yol ve diplomasi tarihi var bu meselenin. Tabi diasporanın Türkiye ile Ermenistan ilişkilerini zehirleyen, Türkiye’yi haksız ve mesnetsiz ‘soykırım’ iddiaları ile suçlayan, Batı demokrasilerini bu şekilde zehirlemeye çalışanların çabası Türkiye tarafından uzun bir müddet boyunca güçlü bir mücadele ile karşılık gördü. Bunların bu zehirleyici davranışına karşı, ASALA terör örgütü ile Türkiye’nin uzun süren bir mücadelesi oldu. Diplomatlarımızı şehit verdik ve dünyanın her tarafından misyonlarımız bu terör örgütü ve terör örgütünü destekleyenler tarafından hedef alındı. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman müzakereci bir devlet olmaktan, barış misyonunu korumaktan hiçbir zaman vazgeçmedi.
CHP'NİN SEDEŞ KABAŞ'A ZİYARETİ
Cumhurbaşkanımıza yapılan asla kabul edilmeyecek hakaretler için CHP deseydi ki, "Evet biz muhalifiz ama kimse kimseye hakaret etmemelidir" işte bunu deseydi kendilerini ayrıştıracaklardı. Fakat muhalefeti siyasi argümanlarla yapmak arasında büyük açık var. Türkiye Cumhuriyeti'nin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret söylemini beslemek nefret siyasetidir. CHP hakaret söylemine karşı tavır geliştirmedi.
Hemen her meselede, tutarsızlığın giderek büyüdüğünü görüyoruz. Tezkere meselesinde gördük. CHP tezkereye karşı çıktı. Muhalefetin diğer unsurları başka açıklamalarda bulundu. Kendi içerisinde tutarlılık oluşturamamış, sadece o muhalefet ittifakı içerisinde çekişmede bulunuyorlar.
Gidip de bir hakareti bir nefreti desteklemek üzere ziyarette bulunmak hiç kimse için içine düşülmesini önermeyeceğimiz bir durumdur. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin.
"O İTTİFAK İÇERİSİNDE KİMİN KİME MUHTAÇ OLDUĞU İLE İLGİLİ TARTIŞMA MİLLETİN TARTIŞMASI DEĞİL"
Muhalefet İttifakı içerisinde kimin önde olduğunu, kimin kime muhtaç olduğunu ortaya koyan bir siyaset yarışı söz konusu. O ittifak içerisinde kimin kime muhtaç olduğu ile ilgili tartışma milletin tartışması değil. Bu kimseyi ilgilendiren ve milleti ilgilendiren bir konu değil. Bazı hizmet siyaseti ile ilgili, milleti ilgilendiren konular ile ilgili Cumhur İttifakı gündem ortaya koyduğu zaman sürekli olarak ‘milletin gündemi bu değil’ diyorlar. ‘Milletin gündemi bu değil’ diyenlerin koyduğu bu gündemden de milletin hiçbir ilgisi yok. Bu tutarsızlıkları da net bir biçimde görülüyor.”