Gebelik depresyonu bebeğin gelişimini engelliyor

Gebelik depresyonu bebeğin gelişimini engelliyor

Kadınların yüzde 14-23'ü gebelik boyunca depresyonla mücadele ediyor. Genellikle hamilelikteki hormonal değişimlerin etkisiyle karıştırılan gebelik depresyonu, bebeğin gelişimini olumsuz yönde etkiliyor.

Hamilelik dönemi çoğu kadın için hayatlarının en mutlu dönemlerinden biri olsa da bazı kadınlar için kafa karışıklığı, korku, stres ve hatta depresyon zamanı olabilir. Hamilelik döneminde yaşanan depresyon anne adayının hayat kalitesini düşürürken, bebeğin gelişimine de zarar veriyor. Psikiyatrist Dr. Uğur Hatıloğlu gebelik depresyonu ve bununla başa çıkabilme yöntemlerini anlatıyor. 

15-12/23/psikiyatrist-dr-ugur-hatiloglu.jpgPsikiyatrist Dr. Uğur Hatıloğlu

Gebelik depresyonu hormonlarla karıştırılmamalı

Amerikan Kadın Doğum ve Hastalıkları Derneği'ne göre; kadınların yüzde 14-23'ü gebelik boyunca depresif belirtilerle mücadele ediyor. Depresyon, bir kadını hayat boyu etkileme riski yüzde 25 olan bir duygu durum bozukluğu. Bu nedenle depresyonun gebe kadınları etkilemesi sürpriz değil. Bu sayılara rağmen ne yazık ki depresyon gebelikte es geçilen tanılardan biri. Çünkü genelde depresif bulguların gebelikte gözlenen hormonal değişikliklere bağlı olduğu düşünülüyor. Bu varsayım hem anne, hem de doğmamış bebek için tehlikeli olabiliyor.

Anne adayı intihar eğiliminde olabilir

Gebelikte karşılaşılan depresyon klinikte gözlenen depresyona benzer. Değişen hormonlarla birlikte beyinde 'nörotransmitter' adı verilen, depresyon ve aşırı kaygıya yol açan kimyasalların düzeyi de değişebilir.  Depresyondaki kadınlar genelde şu belirtileri iki hafta veya daha fazla süredir yaşıyor olmalıdır: Sürekli üzüntü hali, Dikkatini toplamakta zorlanma, Az ya da fazla uyumak, Genelde keyif aldığı etkinliklere karşı ilgi kaybı, Ölüm, intihar veya ümitsizlikle ilgili geçmeyen düşünceler, Aşırı evham, Yeme alışkanlıklarında değişiklik, Yerinde duramama veya hareketlerde yavaşlama.

Depresyondaki annenin bebeği huysuz olur

Tedavi edilmemiş depresyon, zayıf beslenme, alkol ve sigara tüketimine yönelme, intihar davranışı gibi durumlara yol açarak erken doğum, düşük ve bebekte gelişimsel problemlere neden olabilir. Depresyondaki bir kadın sıklıkla ne kendine, ne de bebeğe bakabilecek güç veya isteğe sahip olmaz. Depresyondaki annelerin bebekleri daha az aktif, çevreyle daha az ilgili ya da tam tersine çok daha huysuz olabilir. 

15-12/23/1-1450872071.jpg

Gebelik depresyonunu tetikleyen durumlar

İlişki sorunları, Ailede veya bireyin geçmişinde depresyon öyküsü, Kısırlık tedavisi veya gebe kalmakta zorlanma, İkiz ya da üçüz gebelik, Geçmişte bebek kaybı, Stresli yaşam olayları, Gebeliğin sorunlu geçmesi, Geçmişte kötüye kullanılma ya da travmatik yaşam olayları, Ergen yaşta gebe kalmak, Gebelik nedeniyle annenin ya da doğum sonrası bebeğin hastanede kalması.

Hayattan keyif alamıyorsanız…

Tıpta neredeyse her hastalıkta olduğu gibi depresyonda da erken teşhis önemlidir. En az iki hafta süreyle her gün, günün büyük çoğunluğunda hayattan eskisi gibi keyif almıyorsanız, mutsuz ve gergin bir ruh hali içindeyseniz bir psikiyatri uzmanı veya klinik psikoloğa başvurmalısınız. Depresyon tek başına atlatılabilecek bir rahatsızlık değildir, destek gerekebilir. 

Eğer ilaç tedavisine karar verilirse bebeğe zarar verme riski en az ve en etkin olan tedavi seçilmelidir. Hafif-orta şiddetteki depresyonlar, bireysel psikoterapi, aile terapisi, TMU (transkranial manyetik uyarım), kronoterapötik tedaviler (parlak ışık tedavisi, uyku deprivasyonu) gibi tedavilerle toparlayabilir. Ama şiddeti ağır bir depresyonda psikoterapi ve ilaç tedavisi birlikte önerilmektedir. Bazı kişilerde EKT (elektrokonvülzif terapi) uygulanabilmektedir. Tedavinin düzenlenmesi kişi ile işbirliği içinde ve kişiye özgü olmalıdır. 

3 adımda gebelik depresyonunu yenin

Egzersiz: Serotonin (mutluluk hormonu diye de bilinir) düzeyini artırıp kortizol (stres hormonu) düzeyini düşürür. 

Dinlenme ve uyku düzeni:Gerektiğinden az uyku kişinin stresle baş etme potansiyelini azaltır. Genelde aynı saatte kalkmaya çalışın. Gün içinde uyumamak gece uykuya dalmanızı kolaylaştırır. 

Diyet ve beslenme: Kafein, şeker, işlenmiş karbonhidrat, yapay katkı maddeleri ve düşük proteinli diyetler kişiyi daha kötü hissettirebilir.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN