Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, TSK’nın 15 Temmuz sonrası yapılan FETÖ temizliğinden sonra kendine geldiğini söyledi. Karar’a konuşan Ağar, Ordunun Fırat Kalkanı’yla gerçek gücünü tam olarak gösterdiğini vurguladı. “Suriye, yeni silahların kullanıldığı, bürokrasi savaşlarının olduğu bir alana dönüştü” dedi.
ÖZEL HABER/ ZİVER BÜYÜKTAŞ
Suriye’deki gelişmeleri Karar’a değerlendiren Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Türkiye’nin gücünün, FETÖ manipülasyonları nedeniyle ortaya çıkarılamadığını belirterek, ‘’Şimdi gücümüz görünmeye başladı. Bu nedenle FETÖ ile ne kadar iyi mücadele edersek gücümüz o kadar ortaya çıkacak. Çünkü FETÖ, emir komutayı, kontrol koordinasyonu, planlamayı, uygulamaları, askerin moral ve motivasyonunu, savaşma azmini manipüle etmiş.
Türkiye’nin FETÖ’yü kendi içinden atması, millileşmesi çok önemli’’ dedi. Ağar, dengelerin yeniden şekillendiği Ortadoğu’da küresel güçlerin, yaptıkları hamlelerle bölgede derinleşen kaosu kozmosa dönüştürdüğünü, bu bağlamda depolarındaki eski silahları satmanın yanı sarı ürettikleri yeni silahları deneyerek hem diplomasi savaşı yürüttüğünü hem de güç gösterisi yaptığını söyledi.
PKK’DAN 300 MİLAN ROKETİ
Başta ABD olmak üzere Batı ile Doğu blokunun kullanmadığı pek çok silahı bölgeye sattığını, küresel güçlerin bölgedeki kaosun derinleşmesini istediğini vurgulayan Ağar, ‘’Depolarında kullanılmamış, bekleyen sofistike silah sistemleri var. Tanksavar ve uçaksavar füzeleri şu anda fiili olarak aparat savaşlarında kullanılıyor. YPG, PKK ve diğer yerel unsurların elinde görüyoruz bu silahları. Bölge bir silah hurdalığına dönüşmüş durumda.’ dedi. Bölgede tüm unsurların, Batı’nın silah satışına destek vermenin yanı sıra bir şekilde silah satma kabiliyetinin olduğuna işaret eden Ağar, ‘’Açık kaynaklar PKK’nın 300 adet Milan roketi alıp YPG’ye verdiğini söylüyor” diye konuştu. Batı’nın gerçek muharebe ortamlarında ürettiği gelişmiş silahları bölgede kullanarak performansını denediğini dile getiren Ağar, ‘’Birbirlerine karşı kamu diplomasi savaşı yürüterek güç gösterisi yapıyorlar.
Suriye rejimi Haseke’de YPG’yi vurduğunda ABD, dünyada kimseye vermediği ve sadece kendisinin kullandığı dünyanın en iyi savaş uçağı olarak kabul edilen F-22 Raptor uçaklarını gönderdi. Bu uçakların tanesi 300 milyon dolar civarında. İlk denediği yer burası. Buna karşılık Rusya da ağır bombardıman uçakları TU serisin uçakları gönderdi. O da güç gösterisi yapıyor. Rusya Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkanı Viktor Ozerov’un bir açıklaması var.
NATO dışı güçlerle IŞİD ile mücadelede askeri ve siyasi işbirilği yapacaklarını ifade ediyor. IŞİD hem Batı’nın hem Doğu blokunun gerekçesi. ABD 2003 Irak işgalini gerçekleştirdiği zaman Rusya, Çin ve Hindistan’ı bölgede baskılamayı başarmıştı. Rusya’nın Suriye’ye müdahalesi ile hesaplaşma yeni bir evreye girdi. Ruslar, Çin, Hindistan ve İran’ı yanlarında görmek istiyor.’’
DENGELER DEĞİŞECEK
Türkiye’nin alacağı rolün, mücadeleden hangi tarafın zaferle ayrılacağını etkileyeceğini belirten Ağar, ‘’Burada sadece coğrafya değil, tarih de kırılıyor. Bu çok önemli. Fotoğrafı buna göre okumamız gerekiyor. Taraflar harıl harıl çalışıyor. Herkes gelecekte yapacağı hamleleri belirlemeye çalışıyor. Türkiye de elbette ki ulusal çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapacaktır. Türkiye’nin alacağı pozisyon, bu jeopolitik kırılmadaki tarafın başarısını gösterecek’’ diye konuştu.
PKK VAHŞET POLİTİKASINA DÖNDÜ
PKK’nın Türkiye’de etnik kırılma peşinde koşan bir örgüt olduğuna işaret eden Ağar, ‘’Her fırsatta bunu deniyor. Geçen sene temmuz ayında isyan teşebbüsünde bulundu. Başaramadılar, o temel kırılmaydı. Çözüm Süreci’nde yığınağını, teşkilatlanmasını yapmıştı. Başaramadı. Şimdi FETÖ darbe girişimi nedeniyle oluşan hassasiyetleri fırsat bilerek tekrar deniyor. 15 Temmuz’dan sonra bölge halkının devletten yana tavır koyması PKK’yı çıldırttı. Şimdi 1980’lerin sonları ve 90’lı yılların başında yaptığı o vahşet ve güç gösterisi politikasını yeniden devre sokmuş durumda” dedi.