Hava Kuvvetleri’ndeki F-16’larda görev yapan 3 pilotun 15 Temmuz’dan 6 ay önce ABD’de Gülen’le görüştüğü ortaya çıktı. Bu pilotlardan Teğmen Y.K. ifadesinde 2015 ve 2016’da iki kez Gülen’i ziyaret edip görüştüğünü söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerince gerçekleştirilen darbe girişiminde görev alan F-16 pilotu Teğmen Y.K. 15 Temmuz’dan 6 ay önce kurs için ABD’ye gittikleri sırada iki pilot arkadaşıyla birlikte FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’le görüştürüldüğünü açıkladı. Akıncı’daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda görev yapan F-16 pilotu Teğmen Y.K. darbe girişimi sırasında kullandığı F-16 ile Ankara’yı bombaladığı gerekçesiyle gözaltına alınıp tutuklandı. Darbe girişimi sonrasında başlatılan adli soruşturmalarda, FETÖ’nün darbe girişiminde yer alan bazı TSK mensuplarının da FETÖ lideri Gülen’le görüştürüldüğü ortaya çıktı. Bu organizasyonlar kapsamında Hava Kuvvetleri’ndeki F-16’larda görev yapan üç pilotun Gülen’le ABD’de bir araya geldiği anlaşıldı. Bu pilotlar arasında yer alan Pilot Teğmen Y.K. Milliyet’in ulaştığı ifadesinde TSK’da göreve başladıktan sonra 2015 ve 2016’da iki kez Gülen’i ziyaret edip görüştüğünü belirtti.
2016’daki görüşmesini darbe girişiminden 6 ay önce yaptığını söyleyen Y.K. özetle şunları anlattı:
KURSA SEÇİLME: 2014 Ekim’de Ankara’da dil sınavına girdim. ABD’deki uçuş okulunda eğitim almak için A.M.T. ve M.B. ile birlikte seçildim. ABD’ye gitmeden önce “abi” denilen Burak isimli şahıs bize San Antonio’da irtibat kuracağımız Ali isimli abinin numarasını verdi. ABD’ye gidince ankesörlü telefondan Ali isimli şahsı arayıp iki ay boyunca görüşmeye devam ettik. Uçuş eğitimi için bulunduğumuz Wichita Falls’tayken dallas’ta bulunan Mutlu isimli öğretmen olarak bildiğim Adanalı abi ile iki haftada bir görüşüyorduk.
İLK ZİYARET: 2015 Ağustos’ta pilot arkadaşım M.B. ile ile gezme amacıyla New York’a gittik. Gitmeden önce Mutlu isimli abi, bize bir numara verip, New York’ta irtibata geçeceğimiz şahsı bildirdi. New York’ta bu şahsı aradık. Bize ismini söylemeyen şahıs bizi önceden belirlediğimiz yerden bir araçla aldı. Pensilvanya Strasburg bölgesinde adresini tam olarak bilmediğim, Gülen’in evinin olduğu yere gittik. Girişte nizamiye bölümünden kalacağımız odalar için giriş kartlarımızı verdiler. İki ayrı büyük binanın ortasında iki katlı pansiyon tarzı olan binaya girdik. Burada toplu namazlarımızı kıldık. Orada bulunan ve tanımadığım şahıslar ile oturup kitaplar okuduk. Akşam namazından sonra ben ve arkadaşım M.B.’yi salon tarzında bir odaya götürdüler. Odaya Fetullah Gülen gelerek bize sadece nereden geldiğimizi, ne için Amerika’da bulunduğumuzu sordu. Biz de ‘uçuş eğitimi almak için geldiğimizi, pilot olduğumuzu’ söyledik. Yaklaşık bir dakika süren bu görüşme sonrasında odadan çıktık. Başka konuşma olmadı. O akşam biz oradan ayrılıp New York’a geçtik.
‘KISA BİR GÖRÜŞMEYDİ’
İKİNCİ ZİYARET: 2016 Ocak’ta Pensilvanya’ya, Fetullah Gülen’in yanına bir kez daha gittik. Ama bu sefer yanımda pilot arkadaşım A.M.T. vardı. Yine aynı yerde Fetullah Gülen’le görüştük. Bu görüşmemiz de daha önceki görüşmemizin aynısı şeklinde geçti. Kısa bir görüşme oldu.
AKINCI’YA ATAMA: Dönüşümden sonra Mayıs’ta Ankara 4. Ana Jet Üssü 141. Filo’ya tayinim çıktı. Burada, A.M.T., E.D. ve O.K.A. ile ismini bilmediğim bir şahsın evine üç kez gittim. Bu şahıs öğretmendi. Bu şahıs ile en son 27 Haziran 2016’da görüştük. Evine gittiğimizde Fetullah Gülen’e ait vaazları dinledik. Bir sonraki görüşme için 23 Temmuz 2016 tarihini belirlemiştik.
CEP TELEFONU YOK: Örgüt içinde dikkat ettiğim olay, bizim ile haberleşirken cep telefonu kullanılmıyordu. Hava Harp Okulu’ndayken kimin cemaatçi olduğunu bilmiyorduk. Sadece kendi grubum ile gittiğim için iki arkadaşımı biliyordum. Aynı şekilde çiğli’de de kimseyi tanımıyorduk.
‘BASKIYLA AYRILDILAR’
HARP OKULU SÜRECİ: Hava Harp Okulu’na giriş sürecinde ve okulda bazı arkadaşlarımız baskıya maruz kalarak ayrılmak zorunda kaldılar. Özellikle intibak eğitiminde basit şeyler bahane edilerek ayrı eğitim aldırarak baskı yapıyorlardı. Ancak o dönemde kimin neden ayrılmak zorunda bırakıldığını bilmiyordum. Sadece cemaatçi olan subayların da üst düzey yerlerde olabileceğini ve kendileri gibi olmayanları tasfiye edebileceklerini tahmin ediyordum. O dönemde bunu kimseye soramadım. Çünkü yapılan yanlışlara karşı çıkarsam benim de aynı duruma düşeceğimden korkuyordum.