Erkekler aşka kadınlar işe inanıyor

Erkekler aşka kadınlar işe inanıyor

“Kim kiminle evlenirse mutlu olur?” sorusunun yanıtını arıyorsanız psikiyatri profesörü Medaim Yanık, kişiyi doğru cevaba götürecek yöntemleri ‘Dest-i İzdivaç’ adlı kitabında anlattı. Türkiye’de erkeklerin eş adayında aşk, kadınların ise iş sahibi olmasını aradığını belirten Yanık, yapılan istatistikler ışığında mutlu evliliğin anahtarını vermeye çalışıyor.

Prof. Dr. Medaim Yanık psikiyatri, psikoloji ve sosyal psikoloji bilimlerinin ışığında doğru eş seçimini Hayy Kitap’tan çıkan ‘Dest-i İzdivaç’ adlı kitabında anlattı. İnsanların mutluluğunu işi, ekonomik ve sağlık durumundan daha fazla evliliklerinin etkilediği gerçeğinin bilimsel araştırmalarla ortaya konulduğunu belirten Yanık, Harvard Üniversitesi’nde 75 yıldır devam eden mutlulukla ilgili meşhur çalışmanın ana bulgusunun “Mutluluğu, yakınlarımız özellikle de eşimizle derin, güçlü, nitelikli ve tatmin edici ilişkiler içinde olmak sağlıyor” olduğunu anımsatıyor. Mutsuz evliliklerin en önemli sonuçlarından birinin boşanma olduğunu belirten Yanık, kitabında ABD’de evlenen bir çiftin 20 yıl sonra boşanma ihtimalinin yüzde 50, Türkiye’de ise tahminlerine göre yüzde 8 olduğunu söylüyor. Türkiye’de de son yıllarda boşanma oranlarının artışa geçtiğini kaydeden Yanık, doğru eş seçmenin, bir insanı gerçekten tanımanın, evlilikte yaşanan sorunları aşmanın yanıtlarını bu kitapta veriyor. İşte kitaptan önemli ayrıntılar...

KADINLARIN AKLI BAŞINDA

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre erkekler oldukça romantik. Erkeklerin yüzde 90’ı evleneceği kadının kendisine aşık olmasını önemli buluyor. Yüzde 80’i evlenecekleri kişinin aile yapısının kendi ailesine benzer olmasını önemsiyor. Yüzde 60’ı güzelliği önemli bulurken, yüzde 40’ı aynı görüşte değil. Kadınların yüzde 90’ının ise erkeklerde aradığı en önemli özellik bir işinin olması. Kadınların yüzde 40’ı erkeğin yakışıklı olmasını önemli buluyor. Burada yorumum şu: Kadınlarımız da oldukça aklı başında.

İyi bir eşleşmenin ilk adımı ‘kendinizi anlama’, ikinci adımı ise karşınızdaki adayı tanımadır. Üçüncü adım ise bu iki kişinin birbirine uygun olup olmadığını anlamak için ‘uygunluk analizi’ yapmak. İlk ikisi ‘Eş seçiminde beş özellik’ yaklaşımıyla gerçekleştirilecek. Bunlar, fiziksel görünüm, çoklu zeka, kişilik, sosyal kimlik, evlilik felsefesi. Kişi bu beş özelliği ‘kendimizi anlamak’ ve ‘eş adayını tanımak’ için kullandıktan sonra, şu dört kriterle uygunluk analizi yapmalı: denklik, benzerlik, farkındalık, kötü-riskli ve zor kişinin ayırt edilmesi.

GÖRÜCÜ USULÜ AZALIYOR

Eş seçmenin üç modeli var; tanışma, görücü usulü, tanıştırılma. Türkiye’de görücü usulüyle evlilik neredeyse ortadan kalkma eğiliminde. 2006-2011 yılları arasında yapılan evliliklerde görücü usul erkeklerde yüzde 1.2, kadınlarda ise 1.8 düzeyinde. Tanıştırılma yöntemi görücü usulü olarak kabul edilmiyor. Bu modellerin avantaj ve dezavantajları bulunuyor. Görücü usulünün avantajı geleneğin eş ilişkisinde biriktirdiği bilginin isabetli tercihler üretebilmesi ve sosyal kimlik uyumunun yüksek olması. Dezavantajı ise kişilerin birbirini çok az tanıma fırsatının olması. Tanıştırılma usulünün avantajı aracılar tarafından hem bir uygunluk değerlendirilmesinin yapılması hem de kişilerin birbirlerini yeterince tanımaya fırsat vermesi. 

EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMÜYOR

Eş ilişkisi araştırmaları, evli çiftlerin evli olmayan çiftlerden daha mutlu olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla “Evlilik aşkı ve ilişkiyi bozar” sözü bir efsane. Aksine evlilik bağı olmadan aşkı ve ilişkiyi sürdürmek daha zor. Evlilik, birbirini seven bir çiftin ilişkisini koruyacak dört güçlü imkan sağlıyor. Bunlar; yakınlık ve cinsellik, hukuksal hak ve sorumluluklar, toplumsal kabul ve dini/maneviyat boyutu.

ARAYIŞA NE ZAMAN BAŞLAMALI?

‘Ruh ikizini bulmak’, ‘yeryüzünde size tek uygun kişiyi bulmak’, ‘anasının sizin için doğurduğunu bulmak’ gibi hedefler fantezi ve gerçekçi olmamakla birlikte bu hedeflerle yola çıkılarak gerçekleştirilmiş bir eşleşmenin uyumluluğunda da iyi ve kötü eşleşmeden bahsetmek mümkün. Bir çiftin birbirine uygun olup olmadığının ancak ilişki pratiği içinde anlaşılabileceği tezi sorgulanabilir. Çünkü bu inançla yola çıkan birisi kendiliğinden başlayan ve sonu genellikle travmatik ayrılmalarla veya terk edilmeyle geçen ardışık ilişkiler yaşamış oluyor. Ve ortaya ilişkiler enkazı biri çıkabiliyor. Eş arayışına girmenin herkes için mutlak bir zamanından bahsedemeyiz. Ama eş arayışının optimal bir zamanı olduğu kanaatindeyim. Benim önerim, evlilik için uygun olunca zamanın 1-2 yıl öncesinden arayışa başlamak.

Hatalı evlilik kararına neden olan hal ve psikolojiler şöyle: Eş seçimiyle ilgili temel bilgi ve becerilere sahip olmama. Tecrübesizlik. Akılcı ve duygusal karar arasında dengeyi sağlayamama. Dış gözlemcilerin fikrini almama. Travmatik ilişki deneyimleri. Başka bir ilişkinin etkisinden kurtulmak için evlenme yanlışı. Evden kaçma isteği. ‘Evlenince değişir’ yanılgısı. ‘Birbirimize uygun olmadığımızı anladım ama geri dönemedim” düşüncesi.

BU 8 ÖNERİYE DİKKATE ALIN

1  Eş ilişkileriyle ilgili bilgi ve becerini geliştir.

2  Beş özellik yaklaşımını kullanmayı öğren.

3  Sosyal kimlikteki uyuma özellikle dikkat et.

4  Hem tanışma hem de tanıştırılma metoduna açık ol.

5  Evlilik zamanından 1-2 yıl öncesinde eş aramaya başla.

6  Rasyonel aklı ve duyguları birlikte önemse

7  Hem sezgilerine bak hem de analiz yap

8  Kararınız mutlak olmazsa bile en azından ‘ağırlıklı karar’ olmalı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN