Milyonların sofrası patlayan gıda fiyatlarıyla küçülürken sorunun ucu tarlaya uzanıyor. Birinci sınıf tarım arazilerinde her iki inşaat başvurusundan birine onay verildiği ortaya çıktı. Son 32 yılda nüfus yüzde 51 artarken ekili alanların yüzde 14'u yok oldu. Tarımda politikasızlıkla birlikte hızlanan vahim gidişat, geri dönülemez noktaya gelmeden önce 'tarlada yapıya paydos'un şart olduğunu gösterdi.
İBRAHİM KAHVECİ
Dünyada son iki yılda gıda fiyatları gerilemesine rağmen Türkiye'de kesintisiz artış yaşanması, ekonomi yönetiminde izlenen politikaların etkisini gösterdi. Politikasızlık fiyat artışlarını tetiklerken çiftçiyi de tarladan kopardı. Tohumdan mazota maliyetler katlanınca geçen yıl ocak ayında çiftçi sayısı 500 binin altına indi. Tarladaki sorunların en önemli sac ayağına ise 'Toprak Bayramı'nda Ziraat Odaları Başkanı Şemsi Bayraktar dikkat çekti.
1990-2022 ARASINDA 4 MİLYON HEKTARDAN FAZLA TARIM ALANI KAYBEDİLDİ
Türkiye'de her yıl verimli tarım arazilerinin yapılaşmaya açıldığını belirten Bayraktar "2006-2018 arasında tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı için yapılan başvuruların yüzde 52’si olumlu karşılandı" dedi. Bayraktar, 1990-2022 döneminde kaybedilen işlenmiş tarım alanlarının toplamının 4 milyon hektar olduğunu belirtti. "Turizm, madencilik için verimli tarlalar kullanılmamalı. Meyve ağaçları kesilerek yazlıklar inşa edilmemeli" uyarısı yaptı.
TARIMDA ARAZİ AZALIYOR GIDADA FİYATLAR ARTIYOR
Türkiye’de son iki yılda genel enflasyon yüzde 142,2 olurken gıda fiyatları bu artışın çok daha üzerinde gerçekleşti. Son iki yılda tarla fiyatları yüzde 284,5, gıda üretici fiyatları yüzde 274,9 artarken raf fiyatları yüzde 193,6 artış kaydetti. Dünyada gıda fiyatları gerilerken Türkiye›de yaşanan bu hızlı artışın altında çok derin sorunların yattığı görülüyor. Türkiye hem tarım alanlarını inşaata kurban ederken hem de tarımda fiyatları durduramıyor.
TÜRK-İŞ bir ailenin açlık sınırı olarak kabul ettiği asgari gıda harcamasının mayıs 2023’de toplam maliyetini 10 bin 360 lira olarak hesapladı. Oysa açlık sınırı 2 yıl önce mayıs 2021’de 2 bin 830 liraydı. Açlık sınırı dediğimiz ‘bir ailenin gıda harcamasında’ toplam maliyet sadece son iki yılda yüzde 266,1 gibi muazzam artış yaşadı. TÜRK-İŞ’in açlık sınırı araştırması ile TÜİK’in enflasyonu arasında nerede ise iki kat fark var. TÜİK verilerine göre son iki yılda Türkiye’de genel fiyat artışı yüzde 142,2’de kaldı. Hatta gıda fiyatları biraz daha yüksek çıkmasına rağmen (%193,6) Türk-İŞ açlık sınırı artışının çok gerisinde kaldı. Ama yine TÜİK ÜFE-GIDA ve Tarla fiyatları artışı gıdada yaşanan fiyat artışının çok daha vahim olduğunu ortaya seriyor. Tarlada fiyatları %284,5 artarken üreticide gıda fiyatları %274,9 artış gösterdi. Bu duruma göre Türkiye’de sadece son iki yılda 100 liralık bir gıda fiyatı artık 350-400 lira arasına yükselmiş oldu. Gıda fiyatlarında yaşanan bu yüksek artışın en fazla etkilediği kesim ise alt gelir grupları olarak sabit gelirliler oldu. Tarımda temel sorunlardan biri de tarım arazilerinin imara açılması oldu. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, verimli tarım alanlarının amaç dışı kullanılmaması gerektiğini bildirerek, “Kara yollarını ve şehirlerin gelişimini projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmelidir.” ifadesini kullandı.
Şemsi Bayraktar
Bayraktar, yaptığı açıklamada, her yıl Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun kabul edildiği 11 Haziran’ı takip eden ilk pazar gününün Toprak Bayramı olarak kutlandığını anımsattı. Türkiye nüfusu 1990-2022 döneminde yüzde 51 artarken, işlenen tarım alanlarının yüzde 14 azaldığına işaret eden Bayraktar, son yıllarda yapılan çalışmaların işlenen tarım alanlarının artmasını sağladığını bildirdi. Bayraktar, son dört yılda işlenen tarım alanlarının yüzde 3,2 arttığını aktarırken, “2019 yılında 23 milyon 99 bin hektar olan işlenen tarım alanı 2022 yılında 23 milyon 845 bin hektara ulaşmıştır ancak bu artış hızı yeterli değildir.” ifadesini kullandı.
Bayraktar, 5 Nisan’da Resmi Gazete’de yayımlanan Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile üst üste iki yıl işlenmeyen tarım alanlarının kiralanarak üretime kazandırılmasının amaçlandığına dikkati çekerek, “Ayrıca intikal işlemleri çözülemeyen, satış ve muvafakat edilemeyen arazilerin de kamulaştırılarak satışının sağlanması amaçlanmaktadır. Yıldan yıla uzun vadede artan mirasçılar sonucu tarım arazilerinin önemli kısmı çok hisseli ve içinden çıkılamaz duruma gelmiştir. Bu arazilerde intikal işlemleri yapılamamakta, hisse sayısının fazla olması ile araziyi işlemede sorunlar oluşmaktadır. Kanun bu sorunlara çözüm arayacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
DÜNYADA EN DÜŞÜK SEVİYEDE
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda fiyat endeksinin, mayıs ayında son iki yılın en düşük seviyesine gerilediğini duyurdu. FAO, bitkisel yağlar, tahıllar ve süt ürünleri fiyatlarındaki düşüşün şeker ve et fiyatlarındaki artışlara üstün gelmesi sonucu bu gerilemenin yaşandığını aktardı. FAO’ya göre, nisan ayında 127.7 puan olan fiyat endeksi mayıs ayında 124,3 puana düştü. Buna göre dünya gıda fiyat endeksi, 124,3 puanla, yaklaşık 2 yıl sonra 2021 yılı nisan ayındaki seviyesine geriledi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından 2022 mart ayında fiyat endeksi, 2021 yılı nisan ayına oranla yüzde 22 artış göstermişti. FAO’nun tahıl fiyat endeksi, geniş arz beklentileri ve Karadeniz Tahıl Girişimi’nin Ukrayna’dan yapılan sevkiyatlara izin vermesi nedeniyle mayıs ayında bir önceki aya göre yaklaşık yüzde 5 düştü. FAO, bununla birlikte kısmen bazı ihracatçı ülkelerdeki arzın sıkılaşması nedeniyle uluslararası pirinç fiyatlarının mayıs ayında artmaya devam ettiğini belirtirken, geçen ay temel gıda fiyatlarının artmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Bitkisel yağ fiyat endeksinin, büyük yağlı tohum arzı ve hurma yağına olan zayıf talebi yansıtarak aylık yaklaşık yüzde 9 oranında düştüğünü kaydeden FAO, küresel süt ürünleri fiyatlarının, yüzde 3’ün üzerinde gerilediğini bildirdi.
TOPRAKLAR BOŞ BIRAKILAMAZ
Gıda fiyatlarının arttığı bir dönemde ülke topraklarının boş bırakılmaması gerektiğini belirten Bayraktar, “Artık ekilmeyen bir karış toprak kalmamalı, verimlilik artırılmalıdır. Dünyanın her yerinde çiftçiyi tarlada tutma mücadelesi verilmektedir. Çiftçiyi toprağına küstüren uygulamalardan kaçınılmalıdır. Nüfusumuzu belli oranda kırsalda tutmanın yollarını mutlaka bulmalıyız.” ifadesini kullandı. Bayraktar, amaç dışı arazi kullanımının önlenmesi gerektiğine de işaret ederek, şunları kaydetti: “Kara yollarını ve şehirlerin gelişimini projelendirirken, verimli tarım arazileri yerine tarıma elverişli olmayan, daha verimsiz arazilerin kullanılmasına özen gösterilmelidir. Alternatif marjinal tarım arazileri mevcutken, verimli tarım arazileri tarım dışı amaçlarla kullanılmamalı. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım arazilerimizin, imara açılmasına asla izin vermemeli, bu arazilerin üzerine sanayi tesisleri, şehirler kurulmamalıdır.”