Alınan yeni karar sonrası lüks hayat yaşamasına rağmen vergi ödemeyenlere yeni cezalar gelecek. Özellikle şirketlerini zarar etmiş göstererek, sosyal medya üzerinden lüks hayat paylaşımında bulunan iş insanlarıyla vergi mükellefi olmamalarına rağmen lüks hayatlarını paylaşan fenomenlerle ilgili vergi incelemesi başlatıldı. İşte detaylar…
Nasıl Bir Ekonomi TV’de Ekonomi Masası özel yayınının konuğu olan vergi uzmanı ve EKONOMİ Gazetesi yazarı Abdullah Tolu, vergi düzenlemelerini içeren ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulan torba yasayı değerlendirdi. EKONOMİ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın sorularını yanıtlayan Tolu, torba yasanın Kurban Bayramı’ndan önce Meclis’e geleceğini, Temmuz ayı öncesinde de yürürlüğe gireceğini belirtti. Torbada yer alan Asgari Kurumlar Vergisi’nin küresel boyutunun dışında Türkiye’de istisnalar, muafiyetler ve indirim uygulanan şirketleri de kapsayan yanları olduğunu söyleyerek, Kurumlar Vergisi’nde bu alanda olan şirketlerden temin edilecek Asgari Kurumlar Vergisi ile 150 milyar TL’den fazla ilave tahsilat yapılabileceğini aktardı.
Kayıt dışılığın en fazla yaşanan alanlardan birinin ikinci el gayrimenkul alım satımları olduğunu söyleyen Tolu, “Bununla ilgili de bir düzenleme yapılması gerekiyor. Öncelikle belediye rayici uygulamasının kaldırılması, onun yerine gerçek satış bedeli uygulamasına ilişkin bir düzenlemenin konulması gerekiyor” dedi. Ekonomi Masası özel yayınında görüşlerini paylaşan Tolu, şunları söyledi:
“BİR ŞEYLER YAPILMASI GEREKİYOR”
Geçen yıl eylül ayından itibaren yeni hazırlanacak torba yasayla ilgili şeyleri konuştuk. Ama süreç yaklaştıkça ve akabinde de yerel seçimler olunca bazı düzenlemeler yerel seçimler sonrasına bırakıldı. Artık deniz bitti. Bazı düzenlemelerin yapılması lazım. Kamuoyunda da bu kabul gördü ve bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Torba yasa aslında son şeklini yavaş yavaş almaya başladı. Geçtiğimiz hafta içerisinde, hafta sonuna doğru Sayın Cumhurbaşkanımıza da sunuldu. Bu hafta ya da bayram öncesinde mutlak suretle meclise sevk edilecek. Bayram sonrasında temmuz öncesinde de bu yasalaşacak.
Torba yasada yer alacak birkaç önemli düzenleme var. Bunu Sayın Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarından öğrendik. Bu önemli düzenlemelerden birisi Asgari Kurumlar Vergisi’yle ilgili. Asgari Kurumlar Vergisi aslında Türkiye de dahil 140 ülkenin imzaladığı bir anlaşma. Ve bu ülkelerin çoğu zaten yürürlüğe koydular. Bir kısmı da ilgili mevzuatlarında değişiklik yapıyor. Bunlardan birisi de Türkiye. Türkiye de temmuz ayından önce bu küresel asgari kurumlar vergisini yasal olarak düzenleyeceğini ve yürürlüğe koyacağını açıkladı. Bu küresel Asgari Kurumlar Vergisi oranı da yüzde 15 olarak belirlendi. Hem G20 ülkelerinde hem de OECD ülkelerinde bu konuda çok ciddi bir mutabakat var.
KÜRESELDEKİ 400 MİLYAR DOLARLIK GELİRDEN TÜRKİYE’YE DÜŞEN 10 MİLYAR DOLAR
Şimdi Türkiye de mevzuat değişikliği yapıyor. Sayın Bakan Türkiye'deki tüm şirketler için de Asgari Kurumlar Vergisi getireceklerini açıkladı. Bakanlığın yaptığı analize göre şirketlerin ciroları uçup gittiği, brüt kârlılık oranları yüksek olduğu halde, bilançonun dibine baktığımızda ödedikleri vergilerin cirolarının yüzde 1’ini bile bulmadığı tespit edildi. Bankalar ve bazı finans kurumları hariç birçoğunun da zarar beyan ettiği anlaşıldı. Bu enflasyonist dönemde özellikle zarar edilmemesi gerektiğini düşünüyorlar. Zararın kabul edilmemesi şeklinde bir eğilim var. Bunlarla ilgili de bir düzenleme yapılması gerekiyor. Bu da Türkiye'deki şirketlerle ilgili Asgari Kurumlar Vergisi uygulaması. Her 2 maddenin de torba yasa içerisinde yer almasını bekliyoruz.
Türkiye'de faaliyet gösteren ve yıllık cirosu 750 milyon lirayı bulan çok uluslu şirketlerden yüzde 15 Asgari Kurumlar Vergisi alınacak. Dünya uygulamasına baktığımızda 140 ülkede uygulanacak küresel Asgari Kurumlar Vergisi’nde yaklaşık 400 milyar dolar ek gelir sağlanması öngörülüyor. Bunun içerisinde Türkiye’ye düşecek miktar da yaklaşık 10 milyar dolar olarak hesaplanıyor.
Türkiye’deki tüm şirketler için uygulanacak Asgari Kurumlar Vergisi’ndeki amaç kurumlardan, İş Kanunu’nda düzenlenen istisna, muafiyet ve indirimlerinden vergi alınıp alınmayacağı ile ilgili. Maliye, bu istisna, muafiyet ve indirimlerden bir vergi almak istiyor. Bununla ilgili düzenlemede, şirketlerin kurum kazancında sadece iştirak kazançları düştükten sonra kalan tutar üzerinden vergi alınabilir. Benim hesaplamalarıma göre bu Asgari Kurumlar Vergisi oranı da ancak yüzde 10 olabilir. Diyelim ki şirketin kurum kazancı 100 lira. 10 lira da iştirak kazancı olsun. Bu 10 lirayı düştükten sonra 90 liralık bir Asgari Kurumlar Vergisi matrahı var. Bunun yüzde 10’u hesaplanıyor, 9 TL. Sonra normal kurumlar vergisi hesabını yapıyorlar. Oradan da diyelim ki 50 liralık tutara erişti. Oradan hesaplanan rakamında o indirimler düştükten sonra 5 liraya düştüğü hesaplanıyor. Normalde bu şirketin 5 TL kurumlar vergisi ödemesi lazım. Fakat asgari kurumlar vergisi hesabı 9 TL. Maliye, “Senin Kurumlar Vergisi borcun 5 TL çıkıyor ama Asgari Kurumlar Vergisi olarak ödemen gereken tutar 9 TL. 5 TL değil 9 TL ödeyeceksin” diyecek. Yani burada istisnalardan yararlanılan indirimlerden 4 liralık daha ekstra bir vergi alınması söz konusu olacak. Bu düzenleme çok tartışılacak. Geçmiş yıl zararları mahsup edilecek mi, edilmeyecek mi? Bu konu da çok önemli. Çünkü şirketlerin geçmişten gelen ciddi zararları var. Ancak özellikle 2022 ve 2023 beyanları incelendiğinde zararların büyük bir bölümü gitti. Maliye’nin Asgari Kurumlar Vergisi hesabıyla ilgili çok ciddi bir gelir beklentisi var bu yasanın yasalaşma sürecinde ve sonrasında bu konu en çok tartışılacak konulardan birisi olacak.
Aslında Asgari Kurumlar Vergisi’nin başarısını şirketlerin geçmiş yıl zararları belirleyecek. Benim sahada gördüğüm 2023 beyanları çerçevesinde bu zararlar büyük ölçüde mahsup edildi, kalmadı ya da çok az bir tutarda kaldı. Bunu dikkate aldığımızda 2023 yılı Kurumlar Vergisi beyannamesi 650-700 milyar TL tahmin ediliyor. Kurumlar Vergisi tahsilatının en az 4’te 1’i kadar, 150 milyar üzerinde ilave bir tahsilat söz konusu olabilir.
Kayıt dışılığın en yoğun olarak yaşandığı alanlardan birisi de ikinci el gayrimenkul alım satımında görülüyor. Çünkü burada yıllardan beri süregelen artık alışkanlık haline gelmiş belediye rayici uygulaması var. Kamuoyunda öyle anlaşılıyor. Evi, arsayı, ofisi kaça satarsanız satın tapuda devrederken gayrimenkulün Emlak Vergisi değeri üzerinden gösteriyorsunuz. Tapu harcını, Emlak Vergis’ini ona göre ödüyorsunuz. Örneğin aslında 30 milyon liraya bir gayrimenkulü satmışsınız. Toplamda yüzde 4 tapu harcı var. 1 milyon 200 bin TL tapu harcı çıkıyor. Ama onun yerine e belediye rayici olan 1 milyon liradan gösterip 40 bin TL tapu harcı ödüyorsunuz. Emlak Vergisi yine bunun üzerinden alınıyor. Eğer 5 yıl içerisinde gerçekleşiyorsa bu satış yine o 1 milyon TL üzerinden bir değer artışı daha hesaplanması söz konusu. Gayrimenkul sektörü özellikle markalı şirketlerin bunun haksız bir rekabete de neden olduğunu belirterek 2018’den bu yana bununla ilgili bir düzenleme yapılmasını istiyor. Ama sıklıkla yapılan seçimler, ülkenin içinde bulunduğu durum, geniş halk kitlelerini nedeniyle bu konudan hep uzak duruldu. Ancak bununla ilgili gerek Hazine ve Maliye Bakanı’nın açıklamaları gerekse basından yansıdığı kadarıyla artık bunlarla ilgili de bir düzenleme yapılması gerekiyor. Belediye rayici uygulamasının öncelikle kaldırılması gerekiyor. Onun yerine gerçek satış bedeli uygulamasına ilişkin bir düzenlemenin konulması gerekiyor."
LÜKS HAYATLAR TEK TEK İNCELENECEK
Abdullah Tolu, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından şirketlerini zarar eden ya da zarar etmiş gibi gösteren vergi mükelleflerinin de incelemeye alınacağını belirtti. Bu mükelleflerin başkalarına ait IBAN hesaplarıyla POS cihazlarını kullanıp kullanmadığının ortaya çıkarılacağını vurgulayan Tolu, sosyal medya üzerinden yapılan lüks hayat paylaşımlarının da denetleneceğini aktardı. Tolu, "Sosyal medya platformlarında yaşadıkları lüks hayatlara ilişkin paylaşım yapan ancak vergi mükellefiyeti bulunmayan ya da vergi mükellefi olmakla birlikte hiç vergi ödemeyen veya yaşadığı hayata paralel vergi ödemeyenler maliyenin radarında. Bunlarla ilgili olarak banka hesapları ile mal varlıkları sorgulanacak ve lüks hayatları hakkında 'izah' istenecek. Lüks hayatının gelirini açıklayamayanlara çeşitli aşamalardan sonra cezalı vergi tarhiyatı yapılacak ve vergi ziyaı cezası kesilecek. Bu da kaçırdıkları tespit edilen verginin bir katı tutarında. Aynı şekilde sosyal medya fenomenlerinin lüks hayatları da vergi incelemesine tabi tutulacak." dedi.