Rusya’nın kanlı Ukrayna işgalinde NATO politikalarını değerlendiren Macaristan Dışişleri Bakanı Szijjarto, NATO’nun Ukrayna askerlerinin eğitilmesi ve silah transferi aracılığıyla koordinasyon rolünün arttırılması önerisiyle kendi çizdiği kırmızı çizgileri aştığını belirtti.
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, ülkesinde yayın yapan haber sitesine verdiği röportajda, NATO’nun Ukrayna-Rusya savaşındaki tutumunu eleştirdi. NATO’nun, savaşın başından beri Rusya-Ukrayna anlaşmazlığında Rusya ile doğrudan çatışmaktan kaçındığını belirten Szijjarto, perşembe günü Brüksel’de gerçekleştirilen NATO-Ukrayna Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısında alınan kararın NATO ittifakını savaşa daha da yaklaştırdığını ileri sürdü.
‘SİLAH VERİLMESEYDİ BARIŞ ÇOKTAN OLMUŞTU’
"Ukrayna askerlerinin eğitimi ve Ukrayna’ya silah transferi aracılığıyla NATO’nun koordinasyon rolünün arttırılması önerisi NATO’nun Ukrayna-Rusya savaşının başında kendi çizdiği kırmızı çizgileri aşmasıdır" diyen Peter Szijjarto, ülkesinin NATO’nun koordinasyon rolünün artırılmasından kaynaklanacak hiçbir faaliyete katılmayacağını, mali destek sunmayacağını söyledi.
Batı dünyasının Ukrayna’ya sağladığı silahların savaş alanında hiçbir başarı getirmediğini belirten Szijjarto, "Ukraynalılar silah almasaydı ne olurdu bilmiyoruz. Barış çoktan sağlanabilirdi" ifadelerini kullandı. Bazı NATO üyesi ülkelerin Ukrayna’yı Temmuz ayında Washington’da düzenlenecek NATO zirvesinde ittifaka davet etmek istediğini dile getiren Szijjarto, ancak çoğu üye ülkenin buna karşı çıktığını söyledi.
Peter Szijjarto "NATO, geçtiğimiz iki yılda NATO’nun savunma ittifakı olarak kuruluşundaki işlevinin giderek aşındığı ve saldırgan bir ittifaka dönüştüğü inancını güçlendiren çok sayıda adım ve kararlar aldı. Bu durum, NATO’nun tüzüğüne ve kurucularının niyetlerine tamamen aykırıdır" ifadelerini kullandı.
‘YENİ GENEL SEKRETER DOĞU AVRUPA’DAN OLSUN’
Macar Bakan, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin NATO Genel Sekreterliği üyeliğini desteklemeyeceklerini, yeni genel sekreterin ittifak için en büyük tehdidin geldiği Doğu Avrupa’dan seçilmesi gerektiğini ekledi.