Hesaptan da kaçamasınlar

Hesaptan da kaçamasınlar

Suriye’de rejimin yıkılmasının ardından ülkeden kaçan Esad ve yardımcıları hakkında “Hesap vermekten kaçmalarına izin verilmesin” çağrıları yapılıyor. Muhaliflere yönelik işkence, kaçırma, öldürme olaylarına adı karışan veya insan hakları ihlallerinde siyasi sorumluluğu olan kadroların UCM’de yargılanması için hukuki girişimler başlatıldı.

İŞKENCENİN BELGESİNİ DÜNYA GÖRDÜ

Diktatör Esad’ın muhaliflerini cezalandırmak için kullandığı işkence merkezlerindeki ceset pres makinaları, infaz odaları vahşetin en büyük delili oldu. Beş yıl önce 1183 işkence mağdurunun yaşadıklarını UCM’ye taşıyan Av. Gülden Sönmez, “İşkencenin belgesini tüm dünya gördü. Suçlara karışanları yargılamak insanlık ailesi için bir sorumluluktur” dedi. Sönmez, insanlık suçlarına dair İstanbul Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulundu.

BERLİN’DEN ‘CEZALANDIRACAĞIZ’ MESAJI

Hukukçu Deniz Baran ise Myanmar’dan Bangladeş’e sürülen Rohingya Müslümanlarının UCM’deki hak arayış mücadelesinin Suriye’deki işkence mağdurları için örnek olabileceğini söyledi. Esad rejiminde görev yapmış ve insan hakları ihlallerine karışmış kişilerin Avrupa’ya kaçma ihtimaline karşı önlemler alındı. Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, “Almanya’ya kaçan rejimin tüm suç ortaklarını yasaların en sert gücüyle cezalandıracağız” dedi.

İŞKENCECİ KOMUTAN BOTLA KAÇMIŞTI

HTŞ’nin başını çektiği muhaliflerin Şam’a girmesinin ardından Esad ailesiyle birlikte Moskova’ya kaçarken, Esad’ın en güvendiği isimlerin başında gelen rejimin İstihbarat Şefi Ali Memlük tıpkı bir mülteci gibi kadın ve çocuklarla dolu lastik bir botla şehri terk etmişti.

ali.jpg

alim.jpg
Ali Memlük

1612krt01a-tum.jpg

ESAD’I HAKİM KARŞISINA ÇIKARMAK İNSANLIK GÖREVİ

1 milyona yakın insanını katleden, sadece 140 bin vatandaşını işkence odalarında öldüren Esad rejiminin devrilmesinin üzerinden 1 hafta geçti. Türkiye’den insan hakları aktivistleri karanlık dönemde işlenen suçları Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıyarak adalet arayışı başlattı.

KARAR’a konuşan avukatlar, Esad ve sorumlular ile ilgili hukuki olarak nasıl bir yol izleyeceklerini anlattı: Suriye’de yaşananlar, korkunç. Bize düşen, bu suçların hesabının sorulmasını sağlamaktır. 2011’den bu yana çok sayıda suç duyurusunda bulunduk. Artık süreç başlamalı.

2011’den bu yana iç savaşın yaşandığı Suriye’de 61 yıllık Baas rejimi, muhalif güçlerin karşısında neredeyse hiç direnç göstermeden 12 günde düştü. 8 Aralık’ta Beşar Esad, Rusya’ya kaçtı. Diktatörden geriye vahşet dolu karanlık zindanlar kaldı. Muhalifler, başkent Şam’ın 30 kilometre ötesindeki Sednaya Hapishanesi’ni ele geçirdikten sonra dünya kamuoyuna hapishanenin iç yüzünü gösteren videolar ve fotoğraflar yayınladı. İçeri girilmesiyle birlikte rejimin işlediği korkunç suçlar belgelendi. Binlerce mahkumun akıl almaz işkencelerle öldürüldüğü cezaevi, işkence aletleri, infaz odaları ve insanlık dışı koşullarıyla tarihin en karanlık sayfalarından biri olarak kayıtlara geçti. Ortaya çıkan manzara, dünya kamuoyunu dehşete düşürdü.

ÖLDÜ DİYE ÇUKURA ATMIŞLAR

Avukat Gülden Sönmez, Sednaya’da işlenen suçlara dair İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve delil olarak hapishaneden çıkan görüntülerle belgeleri sundu. KARAR’a konuşan Sönmez, Sednaya’da yaşanan insan hakları ihlâllerini müvekkillerinden defalarca dinlediğini belirtti. 2019’da Suriyeli mağdurlar adına Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurduklarını hatırlatan Sönmez, şu ifadeleri kullandı: “2011’den sonra Suriye’ye birkaç kez gittim. Suriye içinde, Türkiye ve Ürdün’de birçok mağduru dinledik. Ardından, Londra’dan meslektaşlarımızla birlikte aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 1183 mağdur adına UCM’ye başvuru yaptık. Bir müvekkilim cezaevinde öldü diye toplu mezara atıldı. Çıplak hâlde, etrafında çok sayıda cesetle dolu bir çukurda gözlerini açtığını anlattı. İşkenceden bitap düşmüş bir şekilde gündüzleri saklanıp gece yolculuk yaparak Türkiye sınırına ulaşmayı başarmıştı. Onu gördüğümde vücudu tamamen bitik durumdaydı. Yine başka bir müvekkilim genç bir kadındı. Yanından küçük bir çocuğu ile görüşmeye gelmişti. 1,5 yılda defalarca tecavüze uğramış, cezaevinde bir çocuk dünyaya getirmişti. Ailesinin onu rüşvetle çıkardığını söylemişti.”

"HEMEN TUTUKLANMALI"

Suriye’de yaşananları “korkunç zamanlar” olarak nitelendiren Gülden Sönmez “Bize düşen, bu suçların hesabının sorulmasını sağlamaktır. Sorumluları yargılamak, hem mağdurlar hem de tüm insanlık ailesi için bir sorumluluktur. Esad başta olmak üzere bu suçluları yargılama imkânına sahibiz. Bu onura da sahip olabiliriz. 2011’den bu yana çok sayıda suç duyurusunda bulundum ancak bir yargı süreci başlatılmadı. Mevcut ortamın sağladığı koşullarla, bu sefer yargılama sürecinin başlatılmasını bekliyoruz. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ndeki dosyalarımıza yeni delilleri sunacağız. CCM heyetinin Suriye’de saha çalışması yapması için talepte bulunacağız. Esad ve sorumluları hakkında tutuklama kararı çıkarılması için her türlü çabayı göstereceğiz” dedi.

"TARAF OLMAMAK SIKINTI"

Esad ve sorumlular ile ilgili nasıl bir yol izlenebileceğini KARAR’a anlatan İstanbul Üniversitesi’nden Uluslararası Hukukçu Deniz Baran ise, Türkiye’nin UCM’ye taraf olmaması nedeniyle doğrudan dava ya da soruşturma başlatma yetkisinin bulunmadığını vurguladı. Baran, şunları kaydetti: “Uluslararası hukukta mahkeme dışındaki üçüncü kişiler veya sivil toplum kuruluşları; bulgu, delil ya da bilgi sunarak savcının kendiliğinden harekete geçmesini sağlamaya çalışabilir. Ancak, bu tür bir bildirici dilekçe verilmesiyle de otomatik olarak bir dava süreci başlamaz. Sunulan bilgi ve delilleri değerlendiren başsavcının yeterlilik görmesi lazım. Başvurularda ‘insanlığa karşı suç’ isnadı öne çıkıyor. Bu suç, Roma Statüsü’ne göre Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkili olduğu dört evrensel suçtan biri. Bu kapsamda, bir soruşturma başlatılması gündeme gelebilir. Ancak burada bir sorun var; Suriye de mahkemeye taraf değil. ‘Taraf olmayan bir devletin yetkilileri nasıl yargılanacak?’ sorusu ortaya çıkar. Bir suç işlendiği anda sona ermez, onun neticeleri de ortaya çıkar. Bu neticeler, başka bir devletin topraklarında yaşandığı takdirde ve o devlet mahkemeye tarafsa, Ceza Mahkemesi yetki kullanabilir. Bu yöntem, 2019’daki Rohingya krizinde kullanıldı. Suriye’den kaçan mültecilerin Ürdün’e sığınması üzerinden bir başvuru yapılması planlanıyor. Ürdün, UCM’ye taraf. Nitekim avukat Gülden Sönmez’in bildirilerinde bu hususun altı çizilmiş.”

ALMANYA’DAN HESAP SORMA TAAHHÜDÜ

Esad’ın zulmüne karşı Avrupa ülkeleri de harekete geçti. Rejimde görev yapmış ve insan hakları ihlallerine karışmış kişilerin Avrupa’ya kaçma ihtimaline karşı önlemler alındı. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, söz konusu şahıslara seslenerek “Almanya’da saklanmayı aklınız ucundan dahi geçirmeyin” mesajı verdi. Baerbock, “Bild am Sonntag” gazetesine yaptığı açıklamada “Esad’ın cellatlarından biri ülkemize kaçmayı düşünüyorsa, ona açıkça şunu söylüyorum: Rejimin tüm suç ortaklarını yasaların en sert gücüyle cezalandıracağız” dedi. İçişleri Bakanı Nancy Faeser ise “Son derece dikkatliyiz. Esad rejiminin destekçileri Almanya’ya kaçmaya kalkarsa, burada kimsenin suçlarını bizim kadar sert şekilde takip etmeyeceğini bilmeleri gerekir” ifadesini kullandı.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN