FETÖ’nün ağına düşürdüğü askeri öğrenciler için hazırladığı müfredat kitapçığına Karar ulaştı. 15 Temmuz darbe girişiminin alt yapısının nasıl hazırlandığını gözler önüne seren belgede, öğrencilerin örgüt lideri Gülen için ölmeye hazır hale getirilmesi ve zaaflarının tespit edilmesi için imamlara talimatlar yer alıyor.
EROL METİN / ÖZEL HABER
FETÖ’nün askeri öğrencilere yönelik uyguladığı müfredat programı gün yüzüne çıktı. Karar’ın ulaştığı paralel müfredat kitapçığında, askeri öğrencilerden sorumlu imamlara ev ve yurt ortamlarında tatbik edecekleri eğitim programı en ince ayrıntısına kadar dikte edildi. FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in bilgisi dahilinde hazırlanan paralel müfredat programı, sene içi ve yaz programı olmak üzere iki ana kısımdan oluşuyor. Her sınıf için ayrı ayrı hedeflerin belirlendiği programda, okutulacak kitaplar, yazılar ve dinletilecek sohbet kasetleri tek tek sıralanmış. FETÖ’nün müfredat kitapçığı, dini istismar eden örgütün ağına düşürdüğü askeri öğrencilerin beyinlerini adım adım nasıl yıkadığını ve 15 Temmuz darbe girişimine giden yolun köşe taşlarının ne şekilde döşendiğini gözler önüne seriyor. Kitapçıkta, örgüt imamlarından himayelerindeki askeri öğrencilere ehemmiyeti anlatılıp okutmaları istenen yazılar arasında, Gülen’in 12 Eylül darbesine övgüler dizdiği Sızıntı dergisindeki ‘Son Karakol’ başlıklı başyazısı da bulunuyor. İmamlara sohbetlerinde devamlı girizgahlar bularak örgüt lideri Gülen’den bahsetmelerinin tavsiye edildiği kitapçıktaki “Aksine ihtimal vermeyecek şekilde Onun, ölmek pahasına arkasından gidilecek bir insan olduğuna; günümüzde Peygamberimizin varisi olduğuna inandırmalıyız” ifadeler de dikkat çekiyor.
ZAAFLARI TESPİT YÖNTEMİ
Müfredatı içeren kitapçıkta, imamların öğrencilere nasıl davranması gerektiği üzerinde de titizlikle duruluyor. Söz konusu kitapçığı hazırlayan FETÖ yöneticileri, askeri öğrenci imamlarına şu tavsiyelerde bulunuyor: Onu her yönüyle tanımak için bilgi, pedagojiye vukufiyet yanında, dertli olmak mühimdir. Onu tanıma; zaaflarını, beklentilerini tespit, dertli olmaya bağlıdır. Sohbetlerimizde devamlı olarak ‘sadakat, istişare, itaat, sır ve tedbir’ mevzularına girizgah bulup anlatmalı. Aileyi kesinlikle karşımıza almamalıyız. Yüzde 90 aile kazanır. Onların gönlünü kazanmalı. Onların hassas olduğu noktaları tespit edip ona göre davranmalı. Top oynayalım diyenlere, ders çalıştırmaya, kitap okutmaya, band dinletmeye çalışmak cinayettir. Önce onların arzularını yerine getirmeli. Sonra istediğimizi yaptırabiliriz. Arzularını mükafat, hedef haline getirerek, istediklerimizi yaptırabilir, onlardan taviz koparabiliriz. Her şeyden önce kendimizi çok sevdirecek ve ruhlarına girmeye çalışacağız. Hocaefendi’yi ilk nazara verirken dikkat edeceğimiz husus; Hocaefendi’nin onların gözleriyle görebilecek yönleri gösterilmeli. Hocaefendi’yi uhurevi bir varlık olarak takdim etmemeli.
Halkın yanlış kanaatlara sahip olmasından ötürü Hocaefendi’yi herkese her yerde anlatmamamız, konuşmamamız gerektiği hususunda onu ikna etmeli, ailesine dahi söylememesini tenbih etmeliyiz. Bu bir sırdır demeliyiz. Siz sevgiyle, hediye ve mükafatla onların gönüllerine girerseniz onlar da sizin düşüncelerinize saygılı ve tekliflerinize hürmetkar olurlar. Abiler onların yanında tartışmamalı, sürtüşmemeli. Onların yanında bir muhabbet havası esmeli. Hususi yaşantılarımıza muttali olmamalılar. Bizi, Lahut ailesinden bir şahıs olarak görmeliler. Ülfet meydana gelmemesi için zemin devamlı canlı tutulmalıdır. Onunla aramızda hissi bağlılık tesis edebilmek için ikili diyaloğumuz çok iyi olmalı. Verilenler hazmedilmeden tekrar birşeyler tıkındırma; ondan önce verilenleri de kusmasına sebep olur. Oyun oynarken, onun karakteri daha net gözükür. Onları ileride nasıl görmek istiyorsanız, şimdi öyle olmanız şarttır. Onlara birşey anlatırken, bir müptedi gibi ilerleyelim. Onun duyduğu şeyleri yaşayalım. Böyle bir durumda kimin kime telkin ettiği belli olmaz. Meseleleri esbabı ile izah etmeli. Her meselede ikna yolu tercih edilmeli. Bir şeyi yap veya yapma derken maslahatları söylenmeli. Taklit, bu yaşın özelliğidir. Her hareketimiz; taklit edilebilecek seviyede ve devam edecek orjinalitede olmalı. Sokaktan gelmiş olanlara, sokaktaki gibi davranış orjinal olmaz. İleride onlardan isteyeceğimiz nihai hal üzerine yaşamalı, konuşmalıyız.