DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın 128 milyar dolar açıklamalarının ve 128 milyar dolar sorusunun Cumhurbaşkanı'na hakaret sayılmasının da açık bir itiraf olduğunu söyledi. Yeneroğlu bu sorunun hukuken bağımsız olan Merkez Bankası'nın yerine hükümete sorulmasının ve hükümetinde 'Bize sorma ona sor' diyemediğini söyledi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu Meclis'te düzenlediği basın toplantısında Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın "128 milyar dolar" açıklamasına ilişkin "Bu açıklama; Merkez Bankası’nın birlikte çalışma adı altında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bir dairesi haline getirildiğinin açık itirafıdır. İşte bu sebeple, ‘128 Milyar Dolar nerede’ sorusu hükümete sorulmalıdır" dedi.
DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Yeneroğlu, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Yeneroğlu, hükümetin "128 milyar dolar nerede?" sorusunun sorulmasını engellemek istediğini söyledi. Yeneroğlu, "Polis müdahalesiyle siyasi parti binalarına girilerek '128 Milyar Dolar Nerede?' yazılı afişler söktürülmüştür. Ücreti ödenmiş olan panolardan da bu afişler sökülmüştür. Yargı eliyle bu afişleri asanlar, paylaşanlar ve bu soruyu soranlar hakkında 'Cumhurbaşkanına Hakaret' suçundan soruşturmalar açılmıştır. Merkez Bankası’nın rezervlerinde dövizlerin nereye harcandığına dair sorulan soruların, Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla ilişkilendirilmesi aslında açık bir itiraftır" diye konuştu.
Yeneroğlu, şunları söyledi:
İNSAN KAÇAKÇILIĞI YAPMIŞLAR
Birçok belediye, vatandaşlarımızı geri gelmemek üzere para karşılığı yurt dışına çıkarmışlar. Yani insan kaçakçılığı yapmışlar. 6.000 ile 20.000 Euro karşılığında gri pasaport olarak bilinen hizmet pasaportu belediye üzerinden temin edilerek, hizmet ve eğitim gezisine gidiyormuş gibi insan kaçırılmış. Söz konusu eylemin organize bir şekilde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu skandalda adı geçen belediyeler hakkında birtakım idari soruşturmaların açıldığını takip ediyoruz. Fakat bununla yetinilmemeli, TCK’ya göre suç teşkil eden bu eylemler hakkında acilen ceza soruşturması başlatılmalıdır.
MERKEZ BANKASI HUKUKEN BAĞIMSIZ AMA HÜKÜMET 'BİZE SORMA ONA SOR' DİYEMİYOR
Malumunuz muhalefet olarak günlerdir, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerine ne olduğunu soruyoruz. Şu an Merkez Bankası döviz cinsinden borçludur. Yani döviz rezervleri eksidedir. Peki 128 Milyar nerede? Hesap veren yok. Hükümet çıkıp, 'Merkez Bankası hukuken bağımsızdır, bize sorma ona sor!' diyemiyor. Çünkü Türkiye’de kuvvetler ayrılığı bitirildi, kurumlar tek bir kişiye bağımlı hale getirildi. Dolayısıyla bu ülkede iyi bir şey de olsa, kötü bir şey de olsa tek sorumlusunun Cumhurbaşkanı olduğunu bütün millet biliyor. Maalesef iyi şeyler olduğu da yok.
128 MİLYAR DOLARIN CUMHURBAŞKANI İLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ AÇIK İTİRAFTIR
Şimdi yeni Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Lütfi Elvan, 'Merkez Bankası hükümetle birlikte Türk lirasının değerini korumak için gerekli tedbirleri alma yetkisine sahip olduğuna' vurgu yapıyor. Merkez Bankası’nın bazı durumlarda hükümet ile irtibatlı çalışması tabii ki mümkündür. Fakat hukuken bağımsız olması gereken Merkez Bankası’nın karar yetkilerinin protokolle elinden alınması ve onun yerine döviz alım satım kararlarının başka platformlarda yapılması veya yaptırılması kanunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Bu açıklama; Merkez Bankası’nın birlikte çalışma adı altında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bir dairesi haline getirildiğinin açık itirafıdır. İşte bu sebeple, ‘128 Milyar Dolar nerede’ sorusu hükümete sorulmalıdır. Bu soruyu sordurmamak için hükümet hemen polisi ve yargıyı devreye sokmuştur. Polis müdahalesiyle siyasi parti binalarına girilerek '128 Milyar Dolar Nerede?' yazılı afişler söktürülmüştür. Ücreti ödenmiş olan panolardan da bu afişler sökülmüştür. Yargı eliyle bu afişleri asanlar, paylaşanlar ve bu soruyu soranlar hakkında 'Cumhurbaşkanına Hakaret' suçundan soruşturmalar açılmıştır. Merkez Bankası’nın rezervlerinde dövizlerin nereye harcandığına dair sorulan soruların, Cumhurbaşkanına hakaret suçuyla ilişkilendirilmesi aslında açık bir itiraftır.