Neolitik çağlardan Selçuklular dönemine kadar Anadolu’daki gündelik hayat ‘Toprağın Mirası’nda. Sayısı 300’e yakın eserin yer aldığı serginin restoratörü arkeolog Mehmet Ayrancı “Zaman değişse de günlük eşyalar benzer” diyor.
ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL
Anadolu, insanlığın uygarlığa geçiş serüveninde en önemli merkezlerden. Tarih boyunca birçok medeniyetin eviydi. Yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılan kalıntılarda bunları görmek mümkün. Peki o dönemlerden bu yana neler değişti? Bu farklılıklar veya değişmeyenler Kadir Has Üniversitesi’nin Cibali Kampüsü bünyesinde yer alan Rezan Has Müzesi’ndeki ‘Toprağın Mirası’ sergisinde. Kronolojik bir sırayla Anadolu’nun 9000 yıllık tarihini anlatan sergide yer alan objeler eski medeniyetlerin yaşam tarzının aslında günümüz insanının yaşayışından pek de farklı olmadığını gösteriyor. Yaklaşık 300 eserin bulunduğu serginin restoratörü arkeolog Mehmet Ayrancı’yla konuştuk.
* Sanatseverler neler bulacak?
Neolitik dönemden Selçuklulara kadar tarihi süreci görebilecekler. Neolitik dönemde elle şekillendirilen kaplar, çakmak taşları, objeler, el baltaları, kemikten keskiler, spatulalar öne çıkıyor. Kalkolitik çağda formlar biraz daha değişiyor. Çağın sonlarında bronzun keşfiyle metal kullanımı başlıyor. Tunç çağında çömlekçi çarkının bulunmasıyla daha seri üretimler yapılıyor; meyvelikler, boyunlu çömlekler ortaya çıkıyor; silah teknolojisi gelişiyor. Tunç çağında yerleşik hayata geçilirken daha komplike şehirler kurulmasıyla savunma sistemleri de farklılaşıyor. Sergide bu değişimi görmek mümkün. Malzemenin farklılaşmasıyla formlar çeşitleniyor; birleşik kaplar, bugün bile kullanılan baharatlıklar, içecek kapları... Orta Anadolu’da gelişen Hititlerin klasik gaga ağızlı testileri var. Yani tasarıma ve kullanılan malzemelere göre medeniyetleri ayırabilmek mümkün. Formlar da kronolojik bir sırayla değişiyor.
* Kronolojik sırayı biraz daha açar mısınız?
Burada Doğu, Batı, Kuzey ve Güneydoğu Anadolu’nun dört bir yanından yaklaşık 300 eser sergileniyor. Hem Güneydoğu Anadolu uygarlıklarından testiler hem de Roma döneminden de kalma şamdalar var. Sergi Anadolu’nun neolitik döneminden kalkolitik, tunç, Demir, Yunan, Roma, Bizans ve Selçuklu dönemlerine dek uzanan bir zaman sırasıyla ilerliyor.
* O dönemlerde kadın ile erkeğin günlük yaşamı farklı mı?
Kadınlar ev işleri ve çocuk büyütmeyle uğraşıyor. Erkekler ağırlıklı olarak savaşın içinde. Ev geçindirme kaygıları o dönemlerde de var. Ancak kadın ile erkeğin yaşayışları pek de farklı değil. Sadece yaşam ortalaması kısa; bunun nedenleri ise savaş ile hijyen koşulları.
* Medeniyetlere özel eşyalar arasında öne çıkanlar hangileri?
Urartulara ait saray kapları çok ince işçilik gerektiriyor. Urne, yine Urartu dönemine ait ölü gömme kabı. Yunan döneminde renkli objeler öne çıkıyor. Pişmiş topraktan kırmızı veya siyah boyalı kaplar... Mermer alabastronlar da genellikle genç erkek sporcuların mezarlarından çıkıyor. Roma döneminde mühürlü kaplar Sicilya toprağından yapılıyor. Anadolu’da kopyaları bulunuyor. Ayrıca kırılan kaplar günümüzün aksine tamir edilip yeniden kullanılıyor. Roma döneminde metal kullanımı ile cam üretimi belirginleşiyor. Kepçe, bakırdan bakraç, oyun zarları, kandil, oyun taşları, gümüş kaşıklar veya sporcuların temizlenmek, üstlerindeki kumu, yapı ve teri atmak için kullandıkları strigilis bunlardan yalnızca birkaçı. Teknoloji geliştikçe seri üretim yapılıyor. Eşya çeşitliliği toplumun zenginliğiyle alakalı. Yani ekonomik güç toplumsal yaşayışta birçok gelişmeyi beraberinde getiriyor. Eşyaların bugüne dek bozulmadan kalmasının nedeni ise büyük ölçüde mezarlardan çıkarılıyor olmaları.
* Binlerce yıl geçse de günlük eşyalar aynı mı?
Her şey aslında bugünkü hayatımızdan teknolojik olarak farklı. O dönemlerde eşyaları yıllarca kullanabiliyor. Bazen eşyaların üzerinde 15-20 tamir izi görülebiliyor, yama yapılıyor. Ancak teknoloji geliştiği için şimdi çok farklı malzemelere sahibiz. Hâlbuki zaman değişse de yaşayış aynı, günlük eşyalar çok benzer. Bizans döneminde kullanılan tılsımlar, muskalar, aynalar, altın kaplama tören haçı, buhurdan ve aydınlatma araçları yine sergide yer alanlar arasında. Sergilenen bir bakraç üzerinde ‘Sağlıkla kullanan hanımefendi, uzun yıllar boyunca’ yazıyor. Selçuklular döneminde tılsımlı taslar, kolyeler, mataralar, koku şişeleri, cam kaseler öne çıkıyor. Figürler arasında ise akrep ile kedi bulunabiliyor. Bu eşyaların çoğu bugün de kullanılıyor.