Doların hızlı yükselişi ile herkesin dikkati “Döviz varlıkları ile dolar açığı kapanır mı?” sorusuna yöneldi. 2005 yılından bugüne dış borçlar 250 milyar, yatırım pozisyon açığı 215 milyara yükselirken döviz mevduatı ile Merkez Bankası rezervi 161 milyar dolar arttı.
İBRAHİM KAHVECİ
Dolardaki yükseliş dikkatleri Türkiye’nin döviz varlığı, “Döviz açığını kapatacak seviyede mi?” sorusuna yöneltti. Bu soruya cevap aramak için birkaç veriye bakarak sonuçları görebiliyoruz. Türkiye, 2003 yılından Eylül 2016’ya kadar geçen sürede 492 milyar 734 milyon dolar kronikleşen cari açık vermiş oldu. Ama aynı süre zarfında ülkemize tam 553 milyar 989 milyon dolar döviz girişi yaşandı.
Kaynağı belirsiz dövizle beraber ülkeye giren döviz miktarı 588 milyar 367 milyon dolara ulaştı. Cari açık miktarından daha fazla döviz girişi yaşandığı için son 13,5 yılda ciddi bir döviz krizi yaşanmadı. Öyle ki kronik cari açığa rağmen son 13,5 yılda ülkemize gelen dövizde bile 95 milyar 633 milyon dolar bir fazlalık oluştu.
DÖVİZ BORÇLANARAK GELDİ
Ülkemize gelen dövizin dağılımına bakıldığında ise özellikle dış borçlanma rakamları dikkat çekiyor. Ödemeler dengesinde “Diğer Yatırımlar” başlığı altında yer alan borçlanma yolu ile gelen döviz tutarının 297 milyar 428 milyon dolar olduğunu görüyoruz.
Hazine Müsteşarlığının verilerine göre ise Türkiye’nin dış borçları 2005-2016 arasında 251 milyar dolar artarak 421 milyar 434 milyon dolara ulaşmış görülüyor. Türkiye’nin dış borçları 1990 yılında 52,3 milyar dolar ile GSYH’nin yüzde 26,1’ine denk gelirken artık oran yüzde 59,5’a yükselmiş oldu. Dış borçlanmada özellikle özel sektörün aşırıya kaçtığı görülüyor. 2005 yılında 54,4 milyar dolar olan özel sektör dış borçları artık 298,8 milyar dolara ulaşmış oldu. Aynı dönemde kamunun dış borçları ise 64,2 milyar dolardan 122,7 milyar dolara yükseldi.
AÇIK POZİSYON ARTTI
Bir ülkenin döviz varlıkları ile döviz yükümlülüklerini gösteren “Uluslararası Yatırım Pozisyonu” ise 2000 yılında 85 milyar 518 milyar dolar ekside iken artık bu açık 389 milyar 570 milyon dolara ulaşmış oldu. 2005 yılında yatırım açık pozisyonu 174,6 milyar dolar düzeyindeyken, vatandaşların döviz varlıkları ile Merkez Bankasının döviz rezervi 114 milyar dolar seviyesindeydi. Aradan geçen 11,5 yılda yatırım pozisyonu açığı 2015 milyar dolar artarken, DTH ve MB rezervi 161 milyar dolar artabildi.
Ekonominin bel kemiği olan reel kesim açık pozisyonu ise 2002 yılında -6.538 milyon dolar düzeyindeyken, bugün -210 milyar 520 milyon dolara ulaşmış oldu. Reel kesim açık pozisyonu da artık GSYH’nin yüzde 30’una ulaşmış oldu. Kurda yaşanan yükseliş en fazla reel kesimi etkileyerek son 2 ayda ek 25 milyar lira maliyet artışına yol açtı.
KORKUTAN TAHMİN: 3.70
Geçen hafta 3.4766 ile rekor tazeleyen aşan dolar/TL, hafta sonu ve Pazartesi günü işlemlerinde kademeli olarak 3.42’nin altına inmişti. Dün sabah yükselişe geçen kurda işlemler 3.43 seviyesine yaklaştı. Roubini Global Economics analisti Maya Senussi yayınladığı müşteri notunda, dolar/TL için yılsonu tahminini 3.70 olarak açıkladı. Türkiye varlıklarında ay boyunca yoğun satış yaşandığını vurgulayan Senussi, ancak bu satışları henüz alım fırsatı olarak görmediklerini belirtti. TD Securities analistleri Cristian Maggio ve Paul Fage, TL’de kaybın süreceği öngörüsünde bulunarak, “Türkiye’nin kendine özgü risklerinin kalıcı olduğunu ve daha da kötüleşebileceğini düşünüyoruz. Türk Lirası ve faiz oranı dinamikleri kısa vadede esas olarak TCMB’nin kontrolünün ötesinde olan dış faktörlere bağlı” dedi.
SÖZLEŞMELER TL ILE YAPILACAK
Kamu İhale Kurumunun konuya ilişkin 6 yönetmelik değişikliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Karara göre, kamu kurum ve kuruluşları, mal ve hizmet alımları ile yapım işleri ihalelerinde, yabancı para birimi yerine Türk lirası üzerinden teklif alıp sözleşme yapacak. Konuya dair açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım, “Devletin alacaklı olduğu kurumlar, kişiler var. Bunlarla yapılan sözleşmeler döviz üzerine. Sözleşmelerde mecbur kalmadıkça yabancı parayla sözleşme yapmayacağız. TL ile sözleşmeler yapacağız” diye konuştu.
SINIR 150 EUROYA YÜKSELDİ
Yeni bir Gümrük Kanun Taslağı yayınlayan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, özellikle teknoloji meraklılarını yakından ilgilendirecek önemli bir karara imza attı. Türkiye Gümrük Bölgesi’nin belirlediği kurallara göre yurt dışından gelen bir eşyanın değeri, gönderi başına en fazla 75 euro olmak zorundaydı. 75 euroyu geçen eşyalar vergiye tabi oluyordu. Bakanlığın taslağına göre bu sınır tam iki kat artırılarak 150 euroya çıkarılmış durumda. Bu sayede yurt dışından vergi uygulanmadan 150 euroya kadar ürün satın alınabilecek.
BÜYÜDÜK AMA DIŞARIDAN
Türkiye hızla büyürken, büyümeyi ağırlıklı olarak dış kaynakla finanse etti. 2005-2016 arasında dış borçlar 250,7 milyar dolar artarken, GSYH’ya oranı da yüzde 35,5’den yüzde 59,5’e yükseldi. Dış borçlardaki artışın 213,8 milyar doları ise özel sektörün dış borçlanmasından kaynaklandı. Buna karşılık aynı dönemde yurt içinde döviz hesapları 110 milyar dolar ve Merkez Bankası rezervleri 50,8 milyar dolar artarak 274,7 milyar dolara ulaştı. Döviz varlıklarının dış borçları karşılama oranı ise yüzde 66,8’den yüzde 65,2’ye geriledi. Dış borçlar ile döviz varlıkları farkı ise 2005 yılında 56,8 milyar dolar iken, artık 146,7 milyar dolara ulaşmış oldu.