Bir ‘tık’la emekler çöpte

Bir ‘tık’la emekler çöpte

Duayen sanatçı Işıl Yücesoy, ‘Hayat Herkese Aynı’ isimli single çalışmasıyla sevenlerinin karşısına çıktı. Albüm çıkarmanın kendisi için kişisel tatmin dışında bir getirisi olmadığını söyleyen Yücesoy “Bu devirde albüm tık deyince indiriliyor. Emekler güme gidiyor” diye konuşuyor.

IŞIL ÇALIŞKAN / İSTANBUL

Sanat yaşamında yarım asrı deviren duayen sanatçı Işıl Yücesoy, yıllara sanatıyla meydan okuyor. 70’li yıllardan bugüne birçok dizi, film ve sinema projesinde yer alan Yücesoy, bu kez yeni single çalışması ‘Hayat Herkese Aynı’ ile müzikseverlerle buluştu. Single’a adını veren şarkısında “Adil değilmiş gibi gelse de hayat herkese aynı” mesajını veren Yücesoy, “Dünya üzerinde ne kadar insan varsa ister Kızılderili ister Hotanto’da olsun... Bunun yerleri, tarzları ve debileri farklı. Aslına bakarsan hayat herkese aynı” diyor. Yücesoy ile sanat yaşamını konuştuk.

Albüme neden ‘Hayat Herkese Aynı’ ismini verdiniz? Aslında adil olmayan hayatlar yaşanıyor. Bu üç kelimenin sizdeki karşılığı nedir?

Evet, görüntü olarak hayat insanlara adil değilmiş gibi geliyor. Yaşadıkları, acıları yahut sevinçlerinden dolayı. Ama aslında hayat hep aynı. Dünya üzerinde ne kadar insan varsa. İster Kızılderili, ister Hotanto’da olsun. O da aşk acısı çekiyor, ben de. O da doğup ölüyor ben de. Benim çocuğum oluyor, onun çocuğu oluyor ya da olmuyor ama onun yerine başka şeyler koyuyor. Bunun yerleri, tarzları ve debileri farklı. Ama aslına bakarsan hayat herkese aynı. Bir anneden doğuyorsun ve o musallah taşına gidiyorsun. Hiç farkımız var mı? Nitekim parça çok büyük ilgi gördü. Herkes bana hak verdi. Milano’da gençler ‘Hayat Herkese Aynı’ diye bağırıyorlar. Eminim konserimde herkes bunu ezberlemiş olacak. Çünkü eğer insanlara kendileriyle yaklaşıyorsan mutlaka yerin oluyor.

17-10/23/3.jpg

Single’ın hazırlık sürecinden biraz bahseder misiniz?

Önce ‘Neden’in bestesini yaptım o sırada elimize Sadettin Dayıoğlu’nun bestesi geldi. Çok da beğendik. Bunu single halinde sürelim dedik. Ben Ürgüp’te dizi çekimindeydim. Alt yapıları yapıldı, okudum. Zaten üç defa okuyorum dördüncüsünde ‘Allahısmarladık’ diyorum. Ondan sonrasını klipleştirdik. Sevgili Şahin Tuğhan’la. Çok basit bir klip olsun istedik. Çünkü Hayat Herkese Aynı’nın çok özel bir tarafı var. Sözleri çok tiyatral. Ben de tiyatrocu bir sanatçıyım. İkisini birleştirmek istedim...

Arap hayranlarınızın çok sayıda olmasını neye bağlıyorsunuz?

Bunun sebebi benim şarkıcılık ya da tiyatrocu tarafım değil. Bunun sebebi beyaz cam, dizi dünyası. Bütün diziler Arap dünyalarına satılmış vaziyette. Dolayısıyla onların evlerine de misafirim. Burada Türk halkının evine misafir olduğum gibi. Aralarında beni sevenler ve sevmeyenler oluyor. Ben bunları sosyal medyadan hep takip ediyorum. Ürgüp çok turistik bir yer olduğu için ‘Aşk ve Mavi’ ile ‘Yer Gök Aşk’ zamanında da sırf bizim çalıştığımız yerleri ve bizi görebilmek için Arap dünyasından ve Balkanlardan çok ciddi konuklarımız geliyor.

Zamansız albümünü bu single’dan ayıran en büyük fark nedir?

Ben çok büyük bir fark göremiyorum. Birbirini takip eden bir silsile olarak düşündük. Yaşıma ve deneyimime uygun parça seçimleri bunlar. Ama ben özellikle şarkı sözleri üzerinde duruyorum. Ve Hakan Eren’in de bana getirdiği şarkılar mutlaka bir felsefesi, bir derinliği, sözü, söylemi olan şarkılar oluyor. Dolayısıyla ben ‘Çıkmaz Sokak’, ‘Açık Mektup’, ‘Ya Seninle Ya Sensiz’ demişim. Eğer bunlara bakarsanız sözlerinin yaşamdan olduğunu farkedersiniz. Yaşanmayan şey zaten hiç ses almaz karşıdan. Alt metni çok iyi yazmak lazım.

Plak döneminden gelen bir sanatçı olarak müzik piyasasındaki dijital dönüşümü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dijital dönemde sadece ‘Zamansız’ albümünü çıkardım. Benim kafam hala eskide. Daha dün bunu dört parça yapıp 45’lik mi yapsak diye düşünüyordum. Ama bu kendi kendini tatmin. Albüm tık deyince indiriyor. Emekler güme gidiyor. Onun için aslına bakarsan bu kadar emek vermeye gerek yok. Çünkü eninde sonunda bunları karşılığı olmayan bir parayla yaptırıyorsun. Ben gidip Ürgüp’te dizi çekiyorum ama karşılığında hayatımın rahatlığını alıyorum. Bu tamamen keyfe keder bir şey. Ben bu güne kadar müziklerimden bir kuruş kazanmadım.

‘Aşk ve Mavi’deki Refika rolünden bahsedelim istiyorum. Bu rolün sizin için özel bir anlamı var mı?

Hayır yok. Zaten proje ilk bizim kabul ettiğimiz senaryodan çok uzaklaştı. Ağır bir dramdı. Genç ve profesyonel bir ekiple çalışıyorum burada. Ben gençlerle çalışmayı çok seviyorum. Eğer arzu ederlerse benim onlara öğretecek çok şeyim var ama onların da bana öğrettiği çok şey var. Çaktırmadan onların enerjilerini alıyorum, farkında değiller. Refika’ya gelince, o benim istediğim çizgide bir kadın mı? Cevabım hayır. Refika’yı bu noktaya getirmek için benim tırnağım çıktı. Konsepti hiçbir şekilde bozmuyorum. Ama Refika’da olan bu çatlak taraflar, deyimler, tatlı komedi...

* Doğaçlama mı gelişiyor rolleriniz?

Ben doğaçlama çalışmayı çok seviyorum. Zaten rejisör beni çok sıkarsa benim derhal izin alamam lazım. Çünkü o zaman ben kendimi satıyor gibi hissediyorum. Sinema rejisörün işi ama dizi ve tiyatro benim işim. Tabii ki rejisörün gösterdiği yol ve yöntemle. Ama oyunculuğuma müdahale edildiği zaman yokum. Ben hür yaşamayı seven biriyim. Sanatsal olarak da öyle.

17-10/23/656.jpg

MEZARININ BAŞINA GELİP GELMEYECEKLERİ MEÇHUL

* Bir 10 yıl sonra nasıl anılmak istersiniz?

Ben böyle bir şey nasıl isterim? Karşı tarafa ağır haksızlık etmiş olurum. Seni seven, sevmeyen, başarılı, başarısız bulan... ‘Ben 10 sene sonra şöyle olmak istiyorum’ dersem bu onları yok saymak ve büyük saygısızlıktır bence. Onlar beni nasıl görmek istiyorsa öyle hatırlayacaktır. Hatırlarlarsa... O da meçhul. En yakınlarının belki de senin öldüğü gün mezarının başına gelip gelmeyeceği bile kuşkulu. Belki de hiç hatırlamayacaklar. Hayat maalesef bu kadar acımasız. Dolayısıyla varolduğun sürece varsın. Bu işin geneli kumda yazı yazmaktır bence.

* Şu anki dizi şartları sizi yoruyor mu?

Bir 12 saat sınırı koydu yapımcımız. O saatten fazla kimseyi çalıştırmıyorlar bizim sette. Bu sene geçen seneye nazaran daha düzenli oldu. Ama ne kadar düzeniniz olursa olsun bulunduğunuz yerin şartları sıcaklık ve soğukluk açısıdan çok etkin. Şu an biz bayağı önde çekiyoruz diziyi. Ama yarınki Ürgüp şartlarında bu ne olur bilemiyorum. Eksi 18’i gördüm ben. Soğukta çalıştığınız zaman canınızdan beziyorsunuz. Yani aslında programlı ilerlerseniz her şey tıkır tıkır ilerler.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN