Bir sergi açıp da sanatçı olunmuyor

Bir sergi açıp da sanatçı olunmuyor

Ressam Gülseren Südor 50 yıla yakın sanat yaşamını, eski ve yeni çalışmalarını bir araya getirdiği ‘Geçmiş ve Şimdi, Ama Hepsi Aynı’ isimli kişisel sergisiyle kutluyor. Südor, her şeyden beslenerek resim yaptığını söylüyor: “Ama gençler böyle değil. Çok yaratıcılar ancak tek sergi veya galeri açıp ‘biz ressam olduk’ diyorlar. Bu çok yanlış. Sanat emek ister.”

ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL

Yurt içinde ve dışında 60’tan fazla kişisel sergi açan Gülseren Südor, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun atölyesinde yetişti. “Bu atölye hayatımı değiştirdi” diyen Südor, ardından İtalya’da kaldı, resim eğitimi aldı. Yurda döndü. Sanat tarihçilerine göre Türkiye’de hiper maniyerizm akımını başlatan isimlerden. Südor sanat yaşamını şimdi bir sergiyle kutluyor. 28 Ekim’e kadar Beyoğlu’ndaki Galeri Diani’de görülebilecek ‘Geçmiş ve Şimdi, Ama Hepsi Aynı’ adlı sergide Südor’un 70’li yıllardan beri ürettiği birçok eseri sanatseverlerle buluşuyor. Bunun yanına bir de yeni eserleri ekleniyor. Sergide sanatçının yağlıboya çalışmalarını ve desenlerini görmek mümkün. Südor’la atölyesinde sanat yaşamını ve sergisini konuştuk.

Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde yetiştiniz. Bununla ilgili neler söylersiniz?

Bu atölye hayatımı değiştirdi. Atölyede sonsuz bir sanat özgürlüğü vardı. ‘Herkes kendi yoluna’ derdi Bedri Rahmi ve kendi gibi resim yapmamızı hiçbir zaman istemezdi. Eşim de Bedri Rahmi’nin atölyesindedir ancak resimlerimiz tamamen farklıdır. Bize çok büyük teknikler göstermedi Bedri Rahmi. Diğer derslerde zaten bunları görüyorduk. Bedri Bey bizde sanat ateşini yaktı. Bize her derste ‘neler okudunuz, neler izlediniz ve gördünüz?’ diye sorardı. Her kaynak onun için çok önemliydi. Çok çağdaş bir adamdı. Hiçbir hoca onu aşamaz. Keşke tüm güzel sanatlar okullarında Bedri Rahmi gibi hocalar olsa. Sanat, sanattan doğar. O, diğer sanat dallarını takip etmemizi isterdi. Devrim Erbil gibi Türk resim tarihine geçmiş sanatçıların çoğu Bedri Rahmi’nin atölyesinde yetişmiştir.

Sizde iz bırakan öğütleri var mı?

Çok var... Bedri Rahmi bir keresinde şöyle demişti: ‘Gece gündüz resim yapmayacaksanız çekin gidin...’ Ben de böyle düşünüyorum. Bir de bize şöyle bir öğüt daha vermişti: ‘Hiçbir zaman resminizi hediye etmeyin. Bedeli ödenmeli. İnsanlar bedel ödemezse değerini bilmezler...’

Sanatınızın her şeyden beslendiğini söylemek mümkün...

Evet, ben her şeyden beslenirim. Doğadan, insandan, yaşamdan, sosyo-ekonomik konulardan, şiirden, edebiyattan yani etkilendiğim her şeyden resim yaparım. Bu bir müzik eseri veya bir insanın bakışı da olabilir. Böyle de devam edecek. 72 yaşındayım, resim yapmaya devam edeceğim çünkü resimden emekli olmak mümkün değil.

Genç ressamları nasıl buluyorsunuz?

Akademiden mezun olduktan sonra hemen ‘ressam oldum’ diyorlar. Evet gençlerden çok şey öğreniyoruz, yaratıcılar ama bu çok yanlış. Çünkü işin uzun bir mutfağı var. Sanat emek ister. Galerisini açan, sergisini açan da hemen ressam olamaz. Ayrıca genç sanatçılar desenle ilgilenmiyor. Halbuki her sanatı da bilmeli ve beslenmelisiniz. Genç ressamlar ‘resmini satamıyorum’ deyip gidiyor. Biz de zamanında satamadık. Hatta resimlerimizi bile yeri geldiğinde dağıtmayı düşündük. Fakat pes etmedik. Ben konuda çok emek verdim. Mesela okuldan mezun olduktan sonra eşimle birlikte İtalya’ya gittik. Orayı da bilmek şarttı.

Uzun yıllar yurt dışında kaldınız. Bunun size kazandırdıklarını anlatmanızı istesek?

Dünya sanat tarihini öğrenmemiz gerekiyordu. Bu nedenle yurt dışında görmediğimiz sergi, galeri, müze kalmadı. Atölyelere katıldık. İtalya, Rönesans’ın merkezi. Ufuk açtı bizde. Özellikle 1980 yılı bizim için çok verimliydi. Orada kaldığımızda kötü günler de yaşadık ama bize sanat açısından çok şey kazandırdı. Yeri geldi mi sokakta yattık... Özverili olmak gerekiyor. Yurda dönüp geldiğimizde kendi resimlerimizi yapmaya başladık. Yurt dışına çıkmadan önce okulun kütüphanesindeki kitaplar renksizdi. Biz İtalya’da gördük orijinal renkli kitapları. Michelangelo’nun duvar resimlerine ilk oradaki kitaplarda baktık. Ya da gittik müzeye gerçeğini gördük. Ardından karşılaştırma yaptığınızda bu da sanatınıza yansımaya başlıyor. Dönemin büyük sanat tarihçilerinden Sezer Tansuğ eşim ile benim resimlerimizi gördüğünde ‘Siz çok iyi maniyeristsiniz ve hiper maniyerizm akımını başlattığınızın farkında mısınız?’ demişti. Bizden beş yıl sonra İtalya’da bir gençler grubu aynı doğrultuda resimler yapmaya başladı.

* Serginizde sanatseverler neler bulacak?

Bu sergi için 70’li 80’li yıllarda yaptığım resimlerime yeniden baktım. Serginin adı da buradan geliyor. Farklı teknikler kullandım. Küçük boyutlu bunlar ama epey emek verdim; yağlıboya, suluboya... Her türlü malzemeden yararlandım. Her sergimin konsepti farklıdır. Yaşamı irdeledim yine. 64 eser sanatseverlerle buluşacak.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN