Başbakan Davutoğlu'ndan Koza İpek Holding ve kayyum açıklaması

Başbakan Davutoğlu'ndan Koza İpek Holding ve kayyum açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu Best FM ve Baba Radyo ortak yayınında Koza İpek Holding'in kayyum atamasıyla ilgili açıklama yaptı. Davutoğlu süreci hukuki olarak değerlendirirken, itirazı olanlar için hukuki yöntemlere başvurumasını istedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Koza İpek Holding ve şirketlerine kayyum atanmasıyla ilgili, "Hukuki bir süreç, yani mahkemelerimizin savcılarının, hakimlerinin takip ettiği bir süreç. Siyasal anlamda müdahil olmamız söz konusu değil. Dolayısıyla hukuki bir süreç, kendi doğası içinde seyretmeli. Eğer buna itiraz edecek olanlar varsa, yine hukuk içinde bunun yapılması lazım" dedi.

Davutoğlu, Best FM ve Baba Radyo ortak yayınında katıldığı "Seçim Özel" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bazı müjdeler Cumhuriyet Bayramı'nda

Malatya mitinginde dile getirdiği müjdelere ilişkin soru üzerine Başbakan Davutoğlu, seçim beyannamesinde her kesime ve her meslek grubuna müjde verdiklerini ancak müjdelerin bazılarını Cumhuriyet Bayramına sakladıklarını ifade etti.

''Hayırlı olsun öğrencilerimize''

Bayram hediyesi şeklinde 10 müjdeyi açıkladıklarını hatırlatan Davutoğlu, öğrencilerin lisans bursunu 330 liradan 400 liraya çıkaracaklarını belirterek, "Normalde enflasyon nispetinde artırılmış olsa bu ölçeğe gelmesi mümkün değil, yüzde 20 civarında bir artışla 400 liraya çıkartıyoruz, hayırlı olsun öğrencilerimize. Şunu unutmamak lazım; biz iktidara geldiğimizde lisans öğrenci bursları 45 liraydı. Böylece neredeyse 10 katına çıkarmış oluyoruz" diye konuştu.

''Polislerimizin maaşları 240 ila 580 lira artacak'' 

Seçim beyannamesinde polislerin 2 bin 200 olan göstergelerinin 3 bine çıkarılacağının yer aldığını anımsatan Davutoğlu, "Bu sefer polis, emniyet tazminatını yüzde 25 artırıyoruz. Bu şu demek, polislerimizin maaşları 240 ila 580 lira artacak demek. En düşük 240, en yüksek 580 artacak. Bu da zaten terörle mücadele, kahramanca mücadele eden, şehit veren polislerimize Cumhuriyet Bayramımızda bir armağanımız, bu anlamda bir müjdemiz" dedi.

Astsubay ve uzman erbaş düzenlemeleri

Er ve erbaşların 38-50 lira arasında değişen harçlık aldıklarını bu miktarı da 100 liraya çıkaracaklarını söyleyen Davutoğlu, "Askeri öğrencilerimizin benzer bir harçlığı vardı, bu da 40 lira ile 200 lira arasında değişiyordu. Şimdi iki katına çıkarıyoruz ve 400 liraya kadar bunları artırıyoruz. Beşincisi, astsubaylarımızın bir emeklilik intibak talepleri vardı, 2003 yılı öncesi ve sonrası mezun olanlar için bu intibaklarını da yapacağız. Bu da astsubaylarımızın çok ciddi bir talebiydi. Bunu da inşallah gerçekleştireceğiz. Uzman erbaşlarımızın kademelerini, göstergelerini 2 bin 200'den 3 bine çıkartıyoruz. Dolayısıyla güvenlik teşkilatımızın hemen hemen her kesimine hitap eden müjdelerimiz" diye konuştu.

''Gençlerimizin bütün borçlarını sileceğiz.''

Gençlere yönelik müjdelerinin de bulunduğunu anlatan Davutoğlu, "Gençlerimizin bugünlerde en çok üzerinde durduğu konulardan biri genel sağlık sigortası borçlarıyla ilgili, gelir testi de dahil, 'Tahakkuk eden borçlar ne olacak? Ödenecek mi' vesaire yani 'Bunları nasıl karşılayacağız?' gibi... Şu ana kadar tahakkuk etmiş bütün borçları, gençlerimizin bütün borçlarını sileceğiz. Yani genel sağlık sigortası sebebiyle hiçbir borçlu genç kalmayacak" dedi.

Davutoğlu, 65 yaş aylığı alan yaşlıların bir yakınının yanında kalmaları halinde bunu alamadıklarını hatırlatarak, yapacakları düzenlemeyle yaşlıların nerede kalırlarsa kalsınlar maaşlarında bir kesinti olmayacağını dile getirdi.

Şubat ayında öğretmen ataması

Beyannameyi açıklamalarının ardından muhtarlardan da yoğun taleplerin geldiğini ifade eden Başbakan Davutoğlu, muhtarların 950 lira olan aylıklarını bin 300 liraya çıkaracaklarını söyledi. Davutoğlu, şubat ayında 30 bin öğretmen ataması yapılacağını belirterek, "Bütün bunlar hayırlı olsun. Cumhuriyet Bayramı hediyeleri" dedi.

"Türkiye'de yüzde 10 gibi yüksek bir seçim barajı var"

Seçim beyannamesinde de yer alan seçim barajına ilişkin düşüncelerinin sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, dünyanın her yerinde seçim sistemine göre değişik baraj uygulamalarının yer aldığını hatırlattı.

Davutoğlu, şunları söyledi:

"Türkiye'de yüzde 10 gibi yüksek bir seçim barajı var ama bunu AK Parti getirmedi, bizden önce de bu vardı ve biz 2002'de ilk seçime girerken biz de aynı baraj engeliyle mücadele ederek girdik. Bu hepimizin karşı karşıya kaldığı bir problem. Burada en temel ilke temsilde adalet, yönetimde istikrar. Bu barajlar hem temsilde adaleti engellemeyecek düzeyde olmalı ama aynı zamanda da oyların çok dağılımı dolayısıyla, bazı ülkelerde çok sayıda yüze yakın parti olabiliyor, dağılıyor oylar, bir yönetimde istikrar da olmuyor. İşte şimdi bu ilke etrafında temsilde adalet, yönetimde istikrar ilkesi etrafında bir düzenleme yapacağız, kesinlikle bu barajın daha aşağıya çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzde 7 olabilir, bu tartışılabilir ama daraltılmış bölge sistemine geçersek zaten yönetimde istikrarı sağlayacak bazı tedbir alındığı için daha da aşağı çekilebilir bu baraj."

"Siyasal anlamda müdahil olmamız söz konusu değil"

Koza İpek Holding ve şirketlerine kayyum atanması kararına ilişkin bir başka soru üzerine ise Başbakan Davutoğlu, "Bu hukuki bir süreç, yani mahkemelerimizin savcılarının, hakimlerinin takip ettiği bir süreç. Siyasal anlamda müdahil olmamız söz konusu değil. Dolayısıyla hukuki bir süreç kendi doğası içinde seyretmeli. Eğer buna itiraz edecek olanlar varsa, yine hukuk içinde bunun yapılması lazım" dedi.

Yayın grubunun yürüttüğü faaliyetlerle ilgili daha önce yapılan bazı soruşturmalar bulunduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Dediğim gibi bu tamamıyla hukuki bir süreç olarak değerlendirilmesi gereken bir konu" diye konuştu.

''Gece gündüz çalışıyoruz'' 

Davutoğlu, 1 Kasım seçimleri sonrasında üçüncü bir seçim olma ihtimaline yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine, şunları kaydetti:

"Bunu düşünmüyoruz, gündemimizde böyle bir konu yok. Şu anda gündemimizde tek konu var; 1 Kasım seçimlerinde yönetimde istikrarı sağlayacak, tek başına görev yapabilecek bir parlamentonun oluşması. Yani muhalefetin şu anda tek başına iktidar olma ümidi olmadığı için genellikle bu konuyu gündemde tutuyor ama AK Parti işte gördüğünüz gibi alanlardayız, gece gündüz çalışıyoruz milletimizin her bir oyuna talibiz. Bizim için önemli olan şu anda 1 Kasım gecesi 13 yıldır süren istikrarın devam etmesini sağlayacak bir neticeye ulaşmak. Başka bir alternatif düşünmüyoruz."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sayın Bahçeli, kendi partisinin içindeki tartışmaları örtbas edebilmek için başka tartışma konuları açmaya niyetleniyor ama beşinci parti bugün çıkacak olursa herhalde bu gidişatla MHP içinden çıkar diye düşünüyorum" dedi.

İş kurmak ve evleneceklere müjde

AK Parti olarak gençlere yönelik önemli vaatlerde bulunduklarını anlatan Davutoğlu, ücretsiz internet, uçak biletlerinde indirim, iş kurmak isteyenlere karşılıksız destek, çeyiz hesabına yüzde 20 katkı, ilk defa ev alacaklara da yüzde 25'lik peşinatın yüzde 15'ini karşılama gibi desteklerde bulunacaklarını aktardı.

Gençlerin kefili olacaklarını anlatan Davutoğlu, bu durumun gençlere verilen bir güveni yansıttığını vurguladı.

''Gençlere sesleniyorum oylarınızı kullanın''

Tüm bu vaatlerin gerçekleşebilmesi için gençlerden AK Parti'ye oy vermelerini isteyen Davutoğlu, "Gençlerimize sesleniyorum, her ne surette olursa olsun oylarınızı kullanın, ülkenin kaderine sahip çıkma iradenizi gösterin, biz her zaman sizin yanınızda olacağız" diye konuştu.

Yurt dışında seçime katılımın yüksek olduğunun belirtilmesi üzerine Davutoğlu, 7 Haziran seçimlerine göre yüzde 3-4 civarında katılımın fazla olduğunu belirtti. Seçimlerde gördükleri aksamalarla ilgili olarak gerekli tedbirlerin alındığını ve halkın da sisteme alıştığını ifade eden Davutoğlu, katılımın yüksek olmasından ötürü memnun olduğunu bildirdi.

Devlet Bahçeli'nin açıklamaları

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, "beşinci parti" sözlerinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Sayın Bahçeli, kendi partisinin içindeki tartışmaları örtbas edebilmek için başka tartışma konuları açmaya niyetleniyor ama beşinci parti bugün çıkacak olursa herhalde bu gidişatla MHP içinden çıkar diye düşünüyorum" ifadesini kullandı.

''Bahçeli halkın nabzını tutabilir mi?''

"Bahçeli'nin, 'Bizim içimizde, teşkilatımızın içinde AK Parti ile koalisyonu arzu eden çok insan varmış' sözü hakkında ne diyeceksiniz?" sorusuna ise Davutoğlu, bunu bir itiraf olarak değerlendirdi. Başbakan Davutoğlu, "Sayın Bahçeli kendi teşkilatının nabzını bile tutamadığını gösteriyor bu. Kendi teşkilatının nabzını tutamayan bir lider, halkın nabzını tutabilir mi? İkincisi teşkilatın bu konuda tepki göstermesi haklı" dedi.

Kişilerin iktidar olmak ya da iktidar ortağı olmak için siyaset yaptıklarını aktaran Davutoğlu, "İktidara niyeti olmayan bir teşkilatı diri tutmak mümkün mü? Yani lideri diyecek ki 'Biz ne olursa olsun elimizi taşın altına koymayacağız, iktidar olmayacağız.' Teşkilat niye motive olsun, niye siyaset yapsın. Yani sadece Sayın Bahçeli, genel başkan olarak otursun diye siyaset yapılır mı?" diye sordu.

Bahçeli'nin hayır tavrı

Bahçeli'ye önce koalisyon kurmayı ve kısa dönemde seçim hükümeti kurmayı teklif ettiklerini ancak her ikisinde de "hayır" yanıtı aldıklarını ifade eden Davutoğlu, Bahçeli'nin kendilerinin önerdiği her teklife "hayır" cevabı verdiğini söyledi.

Bahçeli'nin açıklamalarını bir zaaf olarak nitelendiren Başbakan Davutoğlu, "Olayları okuyamadığı, kendi tabanının nabzını bile tutamadığını gösteren çok açık bir gösterge bu itiraf. Dolayısıyla kendisine teşekkür etmek gerekir veya 'günaydın' demek gerekir" değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli'nin, "Bizi 'hayırcı' olarak suçluyorlar, oysa biz görüşmelere çantamızla gitmiştik" yönündeki açıklamalarının sorulması üzerine de Davutoğlu, çanta konusunun da farklı bir itiraf meselesi olduğunu aktardı.

''Bu kadar gayri ciddilik olur mu?'' 

Bahçeli'nin görüşmeye geldiğinde çantanın bir kenarda durduğunu anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Çantayı bir ara açtı, 'bazı hazırlıklar yaptık ama' dedi, 'konuşmaya bile gerek yok' dedi ama çantayı, içindeki dosyaları göstermedi, dosyalardan bir şey söylemedi. Çünkü, 'Biz şuna, şuna, şuna (hayır) diyeceğiz' dedi. 'Dolayısıyla bunları konuşmaya da gerek yok' dedi. Şimdi orada açık detaylarına girmediği çantayı bu sefer aradan 3 ay geçmiş neredeyse, bir televizyon programında açıyor. Bu kadar gayri ciddilik olur mu? Peki bu hazırlıkları niye yaptınız, bizimle müzakere etmeyecekseniz. Yok değilse 3 ay sonra bu çantayı göstermenin alemi ne? Bizim yanımızda açılıp, konuşulmayan çantanın bir anlamı olur mu? Demek ki kendi teşkilatının nabzını tutamadığı gibi halktan gelen tepkileri görüyor, halkı ikna etmeye çalışıyor, yani 'ben hazırlık yapmıştım.' Kullanılmayan hazırlığın ne anlamı var, masaya konulmayan dosyaların çantada olmasının ne anlamı var? Biz oraya niye gittik, bir masa, hükümet kurma masasına gittik. Çıkarsaydın onları masanın üstüne koysaydın, beraber açsaydık. Benim dosyalarım da hazırdı, karşılaştırsaydık. Yol alabilseydik hükümeti kurardık, alamazsak CHP gibi 'anlaşamadık' derdik. Şimdi hiç kimse CHP'yi suçlamıyor. AK Parti'yi de suçlamıyor. Anlaşamadık, anlaşmak zorunda değiliz ama iyi niyet göstermek zorundayız. Herkes Türkiye'de elini taşın altına koymak durumunda. Sayın Bahçeli, çantada tuttuğu dosyaları, masaya bile getirme ihtiyacı hissetmeden siyaset yapmaya kalkıyor. Bugünkü açıklaması da ortaya koyuyor, kendisi de o zaman hata yaptığını görüyor. "

Terörle mücadele konusu

Başbakan Davutoğlu, çözüm sürecinin devam edip etmeyeceği yönündeki bir soruya ise terörle mücadelenin devam edeceğini belirtti.

Terörle mücadele bağlamında bir sürecin yürüyebilmesi için silahın bırakılması gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Silah bırakılmayınca, iyi niyet gösterilmeyince terörle mücadeleden artık kaçınılmaz ama öbür yandan da 13 yıldır uyguladığımız demokratikleşme paketleriyle ve diğer birçok uygulamalarla ortaya koyduğumuz demokrasi iradesi de devam edecek. Dikkat ederseniz bu süreç başta demokratik açılım dendi, sonra milli birlik, kardeşlik dendi, sonra Çözüm Süreci... Önemli olan milletimizin her ferdinin kendi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, dolayısıyla mutlu, huzurlu ve onurlu hissetmesi, kimsenin dışlanmamış hissetmesi. Bizim çözümden anladığımız bu. Herkesin düşüncelerini, görüşlerini açıkça ifade edebilmesi, etnik ya da mezhebi geçmişi dolayısıyla kimsenin tahkir edilmemesi, horlanmaması. Bu konuda da zaten büyük mesafeler alındı. Talepler gelirse onları da değerlendirebiliriz ama talepleri yerine silahlar gelirse o silahları susturmasını da biliriz" diye konuştu.

''CHP'nin tutarlı bir çizgisi yok''

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz hiçbir yere HDP'den ya da PKK'dan izin alarak gitmeyiz. Gittiğimiz yere başımız dik, Türkiye Cumhuriyetinin en kuşatıcı partisi olarak gideriz. Çünkü onların herhangi bir toplum kesimini temsil ettiklerini de kabul etmeyiz" dedi.

CHP'nin son dönemde çok siyasetçi nesli değiştirdiğini,  Ulusalcı çizgiyle HDP'li çizgi arasında gidip geldiğini belirten Davutoğlu, "Tutarlı bir çizgisi yok. Yakın zamanda bu terör örgütüne müzahir denebilecek bazı yayın organlarında dahi arzı endam etmekten çekinmiyor, mesaj veriyor sürekli" diye konuştu.

''Kılıçdaroğlu HDP'den izin aldı''

Davutoğlu, "Bunun ilk uygulaması birkaç sene önce, 'Türkiye'nin her yerinde miting yapamazsınız' dediğimizde Sayın Kılıçdaroğlu yapacağını göstermek için Hakkari'ye gitmişti ama HDP'den, terör örgütünden izin alarak miting yapmıştı, tek bir Türk bayrağı yoktu. Biz gittiğimiz yerlere bayrağımızla, şanımızla gideriz" ifadesini kullandı.

''Biz HDP'den ya da PKK'dan izin alarak gitmeyiz''

Bugün ilçe başkanlarının yakını olan sandık temsilcilerinin ensesinden vurularak terör örgütünce şehit edildiğini anlatan Davutoğlu, "Bunun acısıyla bu programa geldim, Nusaybin ilçe başkanımızın amcasının oğlu sandık kurulunda görevli. Bir kardeşimizi şehit ettiler ama biz hiçbir yere HDP'den ya da PKK'dan izin alarak gitmeyiz. Gittiğimiz yere başımız dik, Türkiye Cumhuriyetinin en kuşatıcı partisi olarak gideriz. Çünkü onların herhangi bir toplum kesimini temsil ettiklerini de kabul etmeyiz" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP'de tutum değişikliği olduğunu, bu tutum değişikliğinin bazen Türkiye'de terörle mücadeleye bile soğuk bir yaklaşımı beraberinde getirebildiğini vurguladı.

"AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kalmasına en büyük etken olarak bu tutum değişikliklerini görebilir miyiz" sorusu üzerine Davutoğlu, "Esas itibariyle dış politika ve eğitim alanında genel olarak da Türkiye'nin AK Parti'nin 13 yıllık dönemi başarısızlık, yıkım dönemiymiş gibi bir 'onarım hükümeti kuracağız' kavramsallaştırmalarıyla gelmiş olması. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildi. 13 yıllık başarı hikayesinin erbabı için bir koalisyon hükümeti kuracağız, o başarıları yok saymak için değil. Çok sebep vardı, sebeplerden biri de buydu" yanıtını verdi.

"1 Kasım'da tekrar milletimizin huzurunda olacağız"

Başbakan Davutoğlu, 1 Kasım seçimleri sonrası bir balkon konuşması yapıp, yapmayacağı şeklindeki bir soru üzerine de "Seçim neticesi ne olursa olsun ben halkımın karşısına çıkar, perspektifimizi vizyonumuzu paylaşır ve halkımla dertleşirim" dedi.

Seçim geceleri birçok kişinin ayaküstü açıklamalar yaptığını belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Yüzde 41 oy oranı yüksek bir oy oranı olmakla birlikte tek parti hükümeti kuramadığımız için arkadaşların morali bozuktu. 'Balkon konuşması yapacak mısınız?' diye sorduklarında şunu söyledim; ‘Biz her halükarda balkon konuşması yapmak durumundayız. Yüzde 41 önemli bir başarıdır ve halkımız bunu bize verdi, halka teşekkür etmemiz lazım. İkincisi bu ülke bizim sorumluluğumuzda milletimiz de tam da bu gece bizden onların ruhunu, psikolojisini teskin edecek ve geleceğe ümitle bakacakları mesajları duymak ister' dedim ve çıktım. Hatırlayacağınız gibi mesajlarımızı da verdik. Millet iradesinin üstünlüğü ve yönetim boşluğu olmaması için yapacaklarımız konusunda mesajları da verdik. Bu bakımdan inşallah 1 Kasım'da tekrar milletimizin huzurunda olacağız seçim neticeleri belli olduktan sonra."

''En büyük insani yardımı Türkiye yaptı''

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in 1 Kasım seçimlerinin çok önemli olduğuna yönelik açıklama yaptığı ve mülteci alt başlığını verdiğinin hatırlatılması ve önümüzdeki dönemde mülteci sorununda taşın altına elini sokan ülkenin yine Türkiye mi olacağına ilişkin bir soru üzerine Başbakan Davutoğlu, "Biz insani bir konu olduğunda sağımıza solumuza bakmadan davranırız. Taşın altına elini koyacak başka kimse olmasa bile biz insani sorumluluğumuzu yaparız ve nitekim Suriyeli mültecilere bu anlamda en büyük insani yardımı Türkiye yaptı, yapmaya devam ediyor" yanıtını verdi.

Avrupa’nın mülteci sorununu yeni fark ettiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Onun için de Sayın Merkel'in Türkiye’yi ziyaretinde bunları detaylı konuştuk. Farketmeleri iyi ancak alınacak tedbirler konusunda da yeterince hızlı olduklarını söylemek mümkün değil. Ümit ederiz ki daha hızlı hareket ederler, külfet paylaşımı ilkesi etrafında mülteci sorununu hep beraber omuzlama cesareti gösterirler ama her ne suretle olursa olsun Türkiye bir taraftan mültecilere yardımcı olacak diğer taraftan dünya kamuoyunu daha çok şey yapmaya teşvik edecek şekilde diplomatik çabalarını sürdürecek."

Davutoğlu, konuşmasının sonunda dinleyicilere 1 Kasım'da oylarını kullanmayı ihmal etmemeleri çağrısında bulundu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN