Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "şubat ayında öğretmen ataması yapılmasına" ilişkin kritik bir kararı açıkladı.
Bakan Yılmaz'ın verdiği bilgiye göre; 2017 yılına ait bütçe tasarısı Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildikten sonra Maliye, Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıkları başta olmak üzere Devlet Personel Başkanlığı yetkilileri biraraya gelip kurumlara görev kadro atama sayısını belirleyecek. 2017 yılında tüm kamu için 60 bin kadro sayısının Milli eğitim Bakanlığı'na ne kadarının verileceği bu toplantıda belli olacak. Meclis'te konuşan Yılmaz, "Şubat ayında atama olacak mı" sorusuna açıklık getirerek, şunları kaydetti: "2017 yılı bütçesinde açıktan atama toplam sayısı belli oldu, 60 bin gibi. Dolayısıyla, bu 60 bin sayısının tümü açıktan atama; öğretmen var, hâkim var, polis var, ihtiyaçlarıyla. Bunun dağılımına kim karar verecek? Maliye Bakanlığıyla, Devlet Personelden Çalışma Bakanıyla, bir de ilgili bakanlıklarla görüşülecek, bir dağıtım yapılacak. Dolayısıyla böyle bir toplantı yapılmadan size ‘Şubat ayında şöyle bir atama yapılacak, olacak' demem doğru değildir. Bu yıl 50 bine yakın öğretmen atadık ki cumhuriyet tarihinde bir yıl içerisinde -yani şubatta 30 bin, ekimde de 20 bine yakın- 50 bin öğretmenin atandığı bir elin parmaklarını geçmez. 903 binin üstünde öğretmenimiz var. Yüzde 90'ların üzerindeyiz. Bazı yerlerde öğretmen fazlamız da var."
‘YARGI YOLU AÇIK'
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından FETÖ'ye yönelik başlatılan soruşturmaların ardından geçen hafta açığı alınan 6 bin 7 öğretmenin görevine iade edildiğini kaydeden Yılmaz, şöyle konuştu: "Gerçekten bunların aklandığı anlamına gelmez, bunların suçlu olduğu anlamına da gelmez. Bu bir idari tedbirdi, bu aşamadan sonra bir idari tedbiri uygulamanın kamu yararı açısından uygun olmadığını gördük. Öğretmenlerimiz de kendi öğrencileriyle buluştu. Ancak, soruşturma devam ediyor. Kiminde hiçbir ceza almayabilir, kiminde uyarı cezası alabilir, kiminde farklı bir disiplin cezası alabilir; onlarda da yargı yolu açıktır. İdare yanlış yapabilir, idarenin bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine tabidir. Ama bunlar bizim öğretmenlerimiz, onların muhatap olduğu evlatlar da bizim evlatlarımız. İstiyoruz ki daha iyi olsun.
‘SAVCILIĞA GİDİP BEYAN VERİYOR'
Açığa aldığımızda, ola ki bizim bir arkadaşımız, bizim bir kardeşimiz, bir savcı, bir kaymakam arkadaş, bir çalışan arkadaş, ‘Bunları açığa aldınız ama gerçekten bunun hakkında söylendiği gibi bir iddia yoktur' diye de geliyor. Kimisi savcılıktan bir belge alıyor. İşte ‘Benim üzerimde telefon olduğuna ilişkin, işte byLock var, byLock'tan dolayı açığa aldınız' Belli bir süre sonra belki ihraca gidecek ama savcılığa gitmiş diyor ki: ‘Bu telefon bana ait değildir' veya ‘Telefon numarası üzerime kayıtlı ama eşime verdim, kardeşime verdim, oğluma verdim, amcama verdim, arkadaşıma verdim' diyerek... Karşı taraftaki de savcılığa gidiyor, gerçekten de beyanda bulunuyor: ‘Bu telefon benim arkadaşımın üzerine kayıtlı ama ben kullanıyorum."