Roman, şiir, öykü, makale ve denemeler ile Türk edebiyatının öncülerinden olan Aziz Nesin, 24. ölüm yıl dönümünde sevenleri tarafından anılıyor. Vefatının yıl dönümüne sosyal medya uygulaması Twitter’da da ‘#AzizNesin’ etiketi, Türkiye gündemi sıralamasında en üst sıralara kadar yükseldi. Çatalca'daki Nesin Vakfı'nın bahçesine gömülen Aziz Nesin’in vasiyeti üzerine mezarının hâlâ tam olarak nerede olduğu bilinmemekte. Peki Aziz Nesin kimdir? Aziz Nesin’in Türk edebiyatındaki önemi nedir? İşte Aziz Nesin şiirleri, sözleri ve hayatı…
Tam 24 yıl önce bugün aramızdan ayrılan Aziz Nesin, Türk edebiyatına bıraktığı eserlerle birçoğumuzun gönlünde taht kurdu. Aziz Nesin, şiirleri, sözleri, kitapları ve hayat hikâyesi ile her yıl olduğu gibi bu yıl da sosyal medyada en çok araştırılan konular arasına girdi. Öyle ki ‘#AzizNesin’ hashtagi, Twitter’da Türkiye gündeminde en üst sıralara kadar yükseldi. Kullanıcılar, ‘#AzizNesin’ etiketi ile binlerce tweet atarken, tanımayanlar da; ‘Aziz Nesin kimdir? Aziz Nesin kitapları, şiirleri, sözleri nelerdir? Aziz Nesin’in mezarı nerede? gibi detayları araştırmaya başladı. Aziz Nesin’in hayatına karar.com’dan erişebilirsiniz…
AZİZ NESİN KİMDİR?
20 Aralık 1915'te Heybeliada'da doğan Aziz Nesin, 1924 yılında İstanbul Süleymaniye'deki adı daha sonra İstanbul 7. İlkokulu olarak değiştirilecek olan "Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi'nin 3. sınıfına girdi. İki sene Darüşşafaka Lisesi'nde okuyan Aziz Nesin, 1935 yılında, Kuleli Askeri Lisesi'ni, 1937 yılında Ankara'da Harp Okulu'nu bitirdikten sonra teğmen oldu. Son olarak 1939’da Askeri Fen Okulu'nu bitiren Aziz Nesin, bu dönemde bir taraftan da Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü'nü sürdürdü. Aziz Nesin, bir röportajında ona bu eğitim hayatının ‘Fikri takip’ dedikleri şeyi getirdiğini belirtmiştir. İki kere evlenen Aziz Nesin, Vedia Nesin ile yaptığı ilk evliliğinden Oya (d. 1940) ve Ateş (d. 1942), Meral Çelen ile yaptığı ikinci evliliğinden de Hüseyin Ali (d. 1956) ve Ahmet Aziz (d. 1957) isimlerinde toplam 4 çocuğu bulunuyordu.
Üniformalı olan Aziz Nesin...
YABANCI DİLLERİ EN ÇOK ÇEVİREN DÖRDÜNDÜ YAZAR OLDU
UNESCO'nun yayınladığı Index Translationum adlı dünya çeviri bibliyografyasına göre Aziz Nesin, Türkçe eser veren yazarlar arasında Orhan Pamuk, Yaşar Kemal ve Nazım Hikmet'in ardından eserleri yabancı dillere en çok çevrilen dördüncü yazar konumundadır.
'GÖREV VE YETKİSİNİ KÖTÜYE KULLANMA'DAN ASKERLİKTEN UZAKLAŞTIRILDI
Ankara Harp Okulu’nu bitirmesinin ardından asteğmen rütbesiyle orduya katılan Aziz Nesin, 1941 yılından başlayarak II. Dünya Savaşı dönemlerinde 2 sene Trakya’da çadırlı ordugâhta görev yaptı. 1942 yılında Erzurum Müstahkem Mevkii İstihkam Taburu Bölük Komutanlığı’na atanan Aziz Nesin, bir bomba kazasında yaralandı. Erzincan’da depremde yıkılmış bir cephaneliğin boşaltılmasıyla görevlendirilen Aziz Nesin, 1944 yılında Ankara’da Harp Okulu’nda açılan ilk tank kursuna katıldı. Aziz Nesin, aynı sene Zonguldak’ta uçaksavar top mevzileri yaptırmakla da görevlendirildikten sonra üsteğmen rütbesindeyken “görev ve yetkisini kötüye kullandığı” suçlamasıyla askerlikten uzaklaştırıldı.
"MİZAH DİYİNCE HALK YARARINA İŞLEVİ OLAN GÖREVCİ MİZAHI ANLIYORUM"
Gazeteci Zeynep Oral ile Milliyet Sanat Dergisi için yaptığı röportajda, Aziz Nesin; mizahı, sanatçıyı ve sanatını şu şekilde tanımlıyor:
" ...Mizah deyince halk yararına işlevi olan görevci mizahı anladığımı baştan söylemeliyim...Beni mizah yazarlığına iten etken, o günkü ortamın koşullarıydı. Kısaca şunu söyleyeyim; genellikle yoksunluk ve yoksulluk, yaşamından gelen bir kızgınlık, öfke, bir hınç alma biçimidir mizah...Her zorluk, her acı çeken ille de mizahçı olmaz elbet, ama bu ağır koşullar kişinin mizahçı yeteneğini geliştirir...Mizahçının yetişmesi için gerekli bireysel koşuldan da anlaşılacağı üzere, mizah, bir yıkıcılıktır. Mizahçı kırgınlıklarını, nefretini, kinini, öfkesini, hıncını, bilinçli bir biçimde gerçekten yıkılması gereken hedefe yöneltebilir ve mizah silahını halk yararına kullanabilirse, bir olumlu yıkıcı olur...Sınıfsal bilinci olan her yazar, ister istemez güdümlü olduğunu, kendi kendini güdümlediğini bilir.Sınıfsal bilince sahip bir yazarı, bir sanatçıyı güdümlü kılmak hiçbir politikacının hiçbir yönetmenin haddi değildir... Sanatın işlevi?...Bu konuda başkalarınınkine uymayan düşünceler içindeyim...Sanatçının kendini, kendi sınıfıyla özdeşleştirmesi koşuluyla, sanatın işlevi, sanatçının kendini dışlaması, varlaması, ortaya koyması demektir. Sınıfıyla özdeşleşmiş olduğundan, kendini anlatırken sınıfını anlatmış olur."
AZİZ NESİN’İN MEZARI NEREDE?
2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal etkinliklerine katılmak için Sivas giden Aziz Nesin, burada 33 kişinin hayatını kaybettiği Madımak Oteli Katliamı'ndan sağ olarak kurtulmayı başardı. Söyleşi ve imza günü için gittiği Çeşme Alaçatı’da, 5 Temmuz'u 6 Temmuz'a bağlayan gece sabaha karşı geçirdiği kalp kriziyle hayatını kaybeden Aziz Nesin, 7 Temmuz 1995'te vasiyeti gereği hiçbir tören yapılmadan ve yeri belli olmayacak bir biçimde Çatalca'daki Nesin Vakfı'nın bahçesine gömüldü. Günümüzde hâlâ Ankara Uluslararası Film Festivali çerçevesinde verilen özel ödüllerin arasında "Aziz Nesin Emek Ödülü" verilmektedir.
AZİZ NESİN SÖZLERİ
1. Hayalim; küçük bir çocuğa ‘ne kadar seviyorsun’ dediğinde, açıp elini iki yana ‘İşte bu kadar’ derken ki o masum sevgiyi bulmaktı.
2. Aynı kağıdın arka ve on yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen.
3. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.
4. Ne kadar kalmak istesek de bazen gitmek zorunda kalırız. Ve ne kadar gitmek zorunda olsak da kalmaktan yanadır sol yanımız.
5. Türk erkeğinin dünyanın en kıskanç erkeklerinden biri olmasının sebebi; sevgililerine değil, kendilerine güvenmediklerindendir.
DİĞER DETAYLAR İÇİN TIKLAYIN