Uluslararası Berlin Film Festivali programı açıklandı. Festivalde bu yıl 19 film ‘Altın Ayı’ için yarışacak. Öte yandan geçen yıl Filistin halkının yaşadığı drama ışık tutan bir yapıma ‘En İyi Belgesel’ ödülünü verdikten sonra hükümetin ve Yahudi lobisinin şiddetli tepkisiyle karşılaşan festival bu yılki programında Filistin anlatısına yer veremedi. İsrailli yönetmen Tom Şoval’ın ‘Hamas’ın rehin aldığı bir İsrailli aktör’ü konu alan ‘Davut’a Mektup’ belgeseli ise özel gösterim programında.
SALİHA SULTAN
Bu yıl 75’incisi düzenlenen Uluslararası Berlin Film Festivali programı açıklandı. Almanya’da, 13-23 Şubat 2025 tarihlerinde düzenlenecek festivalde bu yıl 19 film ‘Altın Ayı’ için yarışacak, festivalin açılışı da Tom Tykwer’in ‘Işık’ filmi ile yapılacak. Öte yandan geçen yıl İsrailli yerleşimcilerin işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı şiddeti konu alan ‘Başka Ülke Yok’ (No Other Land) belgeseline ‘En İyi Belgesel’ ödülünü veren festival bu yıl Filistin sinemasını es geçti. Ödül töreninde yükselen Gazze’ye destek mesajlarının ardından Alman hükümeti ve Yahudi lobisi tarafından topa tutulan festival özel gösterim programına İsrailli yönetmen Tom Şoval’ın ‘Hamas tarafından rehin alınan bir İsrailli aktör’ü konu alan ‘Davut’a Mektup’ belgeselini seçti. Festivalin basın toplantısında konuşan programın ortak yönetmeni Michael Stutz, filmi gazetecilere yönetmenin ‘duygusal ve son derece kişisel bir ağıtı’ ifadeleri ile takdim etti.
Gazze’de ateşkesin yürürlüğe girdiği günlerde açıklanan Berlinale programında Filistin halkının dramını anlatan yapımlara yer verilmemesi sinema dünyasında büyük hayal kırıklığı yarattı. Geçtiğimiz yıl Berlinale’de ödül kazananların Gazze’de ateşkes çağrısında bulunup sahnede Filistin yanlısı açıklamalar yapması Almanya’da tepkiye yol açtığında, siyaset sanatı gölgede bırakmıştı. Ülkede hem sol hem de sağ kanattan önde gelen politikacılar, Gazze’de ateşkes istenen mesajları ‘antisemitik’ olarak yaftalayarak, festival yönetimini de eleştirmişti. Salı günkü basın toplantısında konuşan festival direktörü Tricia Tuttle’nin konuşmasına da geçen yılın bu gerilimli iklimi damga vurdu. Tutte, konuşmasında öncelikle festivalin Almanya’nın ulusal seçim oylamalarının son günü olan 23 Şubat’ta sona ereceğini hatırlattı. Tuttle’nin “Ama dürüst olalım, bu yıl her festival için gerçekten zorlu geçti. Çok ayrıştırıcı ve bölünmüş bir dünyada yaşıyoruz ve söylemler her zaman dostça ve açık değil ve bu da zorlu bir ortam yaratıyor” sözleri ise Yahudi lobisinin Gazze’ye destek veren organizasyonlara uyguladığı baskıları doğrular nitelikteydi.
Berlinale, Alman hükümeti ve Yahudi lobisinin baskılarına boyun eğerken, öte yandan sinema dünyası Oscar kısa listesinden umut kesmiş değil. Oscar uzun listelerde Rashid Masharawi’nin filmlerini Gazze’de çeken 22 Filistinli yönetmenin çalışmalarını bir araya getirdiği ‘Sıfır Noktasından’ projesi, Yuval Abraham ve Basel Adra’nın Batı Şeria’daki yerleşimcilerin şiddetini konu alan Berlinale ödüllü ‘Başka Ülke Yok’ belgeseli ve Muhammed Al-Mughanni’nin İsrail kontrol noktasından geçmeye çalışan bir gencin hikayesini anlattığı ‘Yafa’dan Portakal’ filmine yer verilmesi büyük heyecan yaratmıştı. Şimdi gözler 25 Ocak’ta açıklanacak Oscar kısa listelerinde ve Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin de Yahudi lobisine boyun eğip eğmeyeceğinde.
ALMAN POLİTİKACILAR BERLINALE YÖNETİMİNİ TOPA TUTMUŞTU
Geçtiğimiz yıl Berlin’de düzenlenen ödül töreninde birçok sinemacı İsrail’in Gazze’deki katliamlarına tepki göstermişti. Ödül töreninde sahnede Filistin direnişin sembolü olan keyfiye takan ABD’li film yapımcısı Ben Russell’ın İsrail’in soykırım suçu işlediğini, Filistinli yönetmen Basel Adra’nın Filistin halkının İsrail tarafından katledildiğini söylemelerinin ardından salonda büyük alkış kopmuştu. İsrail’in sadık müttefiki olan Alman hükümetinin sözcüsü ise İsrail’in Hamas nedeniyle operasyon yaptığını savunarak törendeki konuşmaların ‘kabul edilemez’ olduğunu söyledi. Berlin Belediye Başkanı Kai Wegner de Gazze’ye destek veren konuşmalara itiraz ederek, “Berlin’de antisemitizme yer yok” demişti. Wegner ayrıca yeni festival direktörü Tricia Tuttle’ın ‘bu tür olayların bir daha yaşanmamasını sağlayacağını’ umduğunu söylemişti. Festivalin bu yaşananlardan bir yıl sonra açıklanan yeni programı, Berlinale yönetiminin bu baskılardan etkilendiğini gösterdi.