‘Şakir Paşa Ailesi’ dizisi ile gündeme gelen meşhur ailenin damadı mezar bekliyor. Şakir Paşa’nın kızı ressam Fahrünnisa Hanım’ın ilk eşi, Fecr-i Ati döneminin önemli yazarlarından İzzet Melih Devrim’in mezarının yerini tespit ettiklerini söyleyen Türk dili ve edebiyatı uzmanı Mesut Kaplan “Zincirlikuyu’da Abdülhak Hamit Tarhan, Ömer Seyfettin, Rıza Tevfik’in bulunduğu adada mezar taşı olmadan yatıyor. İnsanlar toprağın altında kimin yattığını bilmeyerek burayı yol olarak kullanıyor” dedi.
SALİHA SULTAN
Now tv ekranlarında yayınlanan diziyle gündeme gelen ‘Şakir Paşa Ailesi’nin gerçek mi kurgu mu olduğu izleyicide merak konusu. Son dönem Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli ve entelektüel ailelerinden biri olan ‘Şakir Paşa Ailesi’ bugüne kadar belgesellere, tv programlarına ve dizilere konu oldu.
Yazar Mehmed Şakir Paşa ve ailesine yer veren dizide ailenin meşhur simaları arasında Türk edebiyatının önemli kalemlerinden Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı, modern resmin ustası Fahrünnisa Zeyd, ilk Türk gravür sanatçısı Aliye Berger, ilk Türk seramik sanatçısı Füreya Koral gibi önemli isimler yer alıyor. Dizi ile birlikte yeniden gündeme gelen Şakir Paşa Ailesi hakkındaki bilgilerini KARAR’a anlatan Türk dili ve edebiyatı uzmanı Mesut Kaplan, bu ailedeki bir diğer önemli ismin ise, Türk edebiyatında Fecr-i Ati döneminin önemli yazarlarından İzzet Melih Devrim olduğunu söyledi.
İzzet Melih’in Şakir Paşa’nın ressam kızı Fahrünnisa ile evlenerek aileye damat olarak girdiği bilgisini veren Kaplan, “Sanayi-i Nefise mektebinde tanışıp evlenirler. Bu evlilikle birlikte özellikle İzzet Melih’in Fransız kültürüne olan hâkimiyetiyle Avrupa’ya yaptığı seyahatler sırasında Fahrünnisa Hanım, buradaki entelektüel cemiyetlerle tanışma fırsatı bulur. Böylece küçük yaşlarda başladığı resim eğitimini daha da ileriye taşır” dedi. Sonraki yıllarda ayrılan çiftin üç çocuğu olduğunu, ilkinin iki yaşında bir hastalığa yenik düşerek vefat ettiğini aktaran Kaplan, Nejat ve Şirin isimli çocukları hakkında da şu bilgileri kaydetti: “Nejat, Avrupa’nın birçok şehrinde sergiler açmış önemli bir ressam olur ve 1995’te Polonya’da hayatını kaybeder. Türk tiyatrosuna uzun yıllar hizmet etmiş önemli bir tiyatro sanatçısı olan Şirin ise 2011 yılında İstanbul’da vefat eder.”
‘ARARKEN MEĞER DEFALARCA KEZ ÜZERİNDE YÜRÜMÜŞÜZ’: Kayıp mezar taşları ile ilgili yaptığı çalışmalarla tanınan ve KARAR okurlarının 2022’de gündeme getirdiği bohem yazar Fikret Adil’in kayıp mezarını da bulan isim olan Kaplan, “Şakir Paşa Ailesi’nin damadı olan yazar İzzet Melih’in mezarı da kurtarılmayı bekleyen mezarlardan” diyerek bir bilinmeyene dikkati çekti. Kaplan, Tüveyç Demir ile birlikte sürdürdüğü ve bugüne kadar yaklaşık 600 civarında yazar ve onların mezarlarının izini sürerken İzzet Melih ile ilgili yaptığı araştırmada edindiği bilgileri şu sözlerle aktardı: “İzzet Melih, 15 Haziran 1966’da yaşamını yitirmiş ve bir cuma günü, öğle namazına müteakip, Zincirlikuyu Mezarlığı’na daha evvelden satın aldığı yere gömülmüş.
Mezarın tespitini yapmak istediğimizde ise mezarın kayıtlarda belirtilen adada görünmediğini fark ettik. Hâlbuki İzzet Melih’in gömülü olduğu ada, Abdülhak Hamit Tarhan, Ömer Seyfettin, Halit Fahri Ozansoy, Rıza Tevfik, Lüsyen Hanım gibi birçok ünlü ismin olduğu kısımdı. Son çare, kayıt defterlerinde İzzet Melih’in sağ ve solundaki mezarlar aracılığıyla tespitini yaptık, bu sayede de yerini belirlemiş olduk.” Kaplan, öte yandan tam olarak yerini tespit ettikleri mezarın yapılı olmadığını gördüklerini paylaşarak, “Yapılı olmadığı gibi burada bir mezar olduğuna dair de bir ibare yoktu.
Tespit sırasında defalarca kez üzerinden yürüdüğümüz mezar, küçük bir yol gibiydi” dedi. İzzet Melih’in mezarının ihya edilmesi gerektiğini belirten Kaplan, şu çağrıda bulundu: “İzzet Melih mezar yapısı hatta mezar taşı olmadan yatıyor. İnsanlar burada mezar olmadığını düşünerek burayı yol olarak kullanıyor, toprağın altında kimin yattığını bilmeyerek. Bu konulara olan hassasiyetleri ve çalışmalarıyla tanıdığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve İBB Miras’ın bu konu ile muhakkak ilgileneceklerini düşünüyorum.”
FECD-İ Tİ'NİN ÖNEMLİ YAZARLARINDAN
Fecr-i âti yazarlarından olan, tam adıyla Süleyman İzzet Melih Devrim, Kudüs’te doğdu. 1906 yalında Mekteb-i Sultani’den mezun oldu, Paris’te hukuk eğitimi aldı. Ülkeye döndükten sonra Reji İdaresi’nde Mektupçuluk, Genel Sekreterlik ve Direktörlük, bunların yanı sıra bazı özel şirketlerde ve Harp Akademisi’nde Fransızca öğretmenliği yaptı. Genç yaşlarda katıldığı Fecr-i ti topluluğuna çeviri oyun, şiir, gezi notları, deneme hikâye ve roman gibi birçok alanda katkıda bulundu.
Özellikle Fransa’dan aldığı eğitim üzerinde ciddi bir etki bıraktı, bu durum kılık kıyafetine kadar sirayet etti. Kendisi ‘İstanbul’da yaşayan bir Fransız vatandaşı’ gibiydi. ‘Leila’ (Leyla) isimli tiyatrosu, bir Türk yazar tarafından Fransızca yazılan ilk eserlerdendir. Bu tek perdelik oyun, ilk defa İstanbul’a gelen Blanche Toutaine topluluğunca Beyoğlu’nda oynandı. ‘Tezat’ (1915) ve ‘Sermet’ (1918) romanları, İzzet Melih’in önemli diğer eserleri. İzzet Melih, 15 Haziran 1966’da 79 yaşında geçirdiği bir kalp krizi sonucu vefat etti.