Türkiye, günlerdir iyi bir ailenin Sarbonne Üniversitesi’nde biyoloji okuyan ve 4 dil bilen zeki çocuğunun nasıl seri katil olduğunu konuşuyor. Polisin bile alışık olduğu katil profiline uymayan Atalay Filiz seri katil mi yoksa psikopat mı? Senaryolar muhtelif ama hakkında bugüne kadar çıkan bilgiler çoklu cinayet işlemeye meyilli bir psikopatı işaret ediyor.
HABER MERKEZİ / İSTANBUL
Türkiye günlerdir katil zanlısı Atalay Filiz’i konuşuyor. Polis bugüne kadar hiç alışık olmadığı bir katil profiliyle karşı karşıya. Emekli havacı albay bir baba, Galatasaray Lisesi mezunu, Fransa'da Sorbonne Üniversitesi'nde biyoloji okumuş, 4 dil bilen, zeki bir katil zanlısı... Tüm bu özelliklerine bir de kaçma ve saklanma becerisi eklenince zorlu bir suçlu profili ortaya çıkıyor. Peki Atalay Filiz gerçekte bir seri katil mi, rahatlıkla cinayet işleyebilen bir seri katil mi yoksa psikopat mı? İşte Atalay Filiz'le ilgili bugüne kadar ortaya çıkan bilgiler ışığında bir katil portresi...
YOLDA KALMIŞ SAF BİR KÖYLÜ
Atalay Filiz'in son olarak bulunduğu yer Tuzla'da bir kebapçıydı. Filiz'in davranışlarını yakından izleyen kebap salonu sahibi F.F., katille ilgili tüm ayrıntıları da sadece Karar'a anlattı. Kendisini Furkan adıyla tanıtan cep telefonu kullanmayan Filiz, kebapçı F.F.'nin anlattıklarına göre “saf” bir karaktere büründü. Sigara almaya gönderildiğinde bile eczaneye giderek de rolünde tutarlı davrandı. Yabancı dil bildiğini gizleyerek eğitimsiz köylü zavallı genç olduğuna çevresindekileri ikna etti.
GÜVENSİZ, İÇİNE KAPANIK
Güvensiz, içine kapanık, bir şey sorulmadan konuşmayan, 15 yaşındaki bir lokanta çalışanının bile dalga geçebildiği bir karakteri canlandırdı. Böylece kimsenin şüphesini üzerine çekmedi bir de üzerine haline üzülen patronu ve komşularından yiyecek ve para yardımı alabildi. Patronu çok cimri olduğunu düşünüyordu çünkü asıl amacı kaçabilmek için gerekli parayı toplayabilmekti.
KAÇAK FİLMLERİNİ KOPYALADI
Ancak o firarı bir katildi ve kaçak suçlularla ilgili film senaryolarını kopyalamış gibi hareket etti. İlk olarak MOBESE kameralarından uzak durdu. Siparişleri verirken ara sokakları kullandı. Düzenli gazete okuru gibi görünüyordu oysa, kendisiyle ilgili cinayet soruşturmasında bir gelişme olup olmadığını takip ediyordu. Çünkü teknik takibe yakalanmamak için ailesi dahil kimseyle iletişim kurmuyordu. Cep telefonu kullanmaması patronunun da dikkatini çekmişti. Ama gariban bir genç imajına cep telefonu kullanmaması uygundu. İşine sadık titiz çalışan hali sempati topluyordu. Öyle bir izlenim vermişti ki çevresindekilere “Ormana bırak tek başına yaşar. Önüne ne koysan yer. Ot bile yer” dedirtmişti.
SERİ KATİL DEĞİL, ÇOKLU ÖLDÜRME
Kamuoyunun tüm gelişmeleri anlık takip ettiği katil zanlısı Filiz dosyasında, işlediği cinayetlerde kıskançlık, reddedilme, terkedilme duygularının öne çıkıyor. Tuğgeneral Hasan Hüseyin'in TÜBİTAK'da uzman olarak çalışan oğlu Göktuğ Demirarslan ve sevgilisi, Paris'teki kız arkadaşı bu gerekçelere uyuyor. Ancak tarih öğretmeni Kayıkçı'yı para ya da deşifre olacağı endişesiyle öldürmüş olabileceği belirtiliyor. Uzmanlara göre seri katil değil, kendince haklı gerekçelerle cinayet işleyen bir suçlu. Yani seri cinayetler değil, çoklu öldürme vakalarıyla karşı karşıyayız.
ZEKİ BİR PARANOİD ŞİZOFRENİ
Antisosyal kişilik bozukluğu nedeniyle olaylara reaksiyonu tap noktada veriyor. Bu da paranoid şizofreni yani akıllı delilik hastası olabileceğini düşündürüyor. Yani kendi kafasında problem haline getirip o problem doğrultusunda harekete geçiyor. Hastalığı alevlendiğinde cinayet işleyebilecek noktaya geliyor. Rol yapma yeteneği zekasının yüksek olduğunu gösteriyor.
BENZER METOD VE TAKINTI YOK
İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Nevzat Alkan, Atalay Filiz'in bir seri katil vakasına benzemediğini belirterek şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Seri katil peşi sıra benzer metotlar kullanarak, kafasındaki bir takıntı ya da öfke sebebiyle cinayet işler. Bu kişi belki de cinayetlerini belli bir mantık çerçevesinde işlemiş olabilir. Hatta son cinayetini diğerlerinin ortaya çıkmasını engellemek gibi bir sebeple bile işlemiş olabilir. Şu an seri katil demek için çok erken. Ayrıca 2 yıl boyunca başını hiç belaya sokmadan, hiç sesini çıkarmadan düşük profilli bir hayat sürdürebilmiş. Bir psikopat olsa bu şekilde sessizce yaşayamaz. Mutlaka başka suçlar da işler. Lise günlüklerinden ruh yapısı sıkıntılı bir profil olduğu belli ancak net bir profil çizebilmek için tüm cinayetlerin sebebini biliyor olmamız gerek.”