Adnan Menderes kimdir ve neden asıldı? sorusu, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünde daha çok merak ediliyor. 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesinin ardından asılan eski Başbakan Adnan Menderes, darbenin 59’ncu yılında anılıyor. Peki Adnan Menderes neden asıldı? Adnan Menderes’i kim astı? İşte Adnan Menderes hakkında bilinmeyenler…
Tarihler 27 Mayıs 1960’ı gösterirken askerler; Cumhuriyet tarihinin ilk darbe girişimini gerçekleştirdi. Başbakan Adnan Menderes ve iktidarı, yapılan darbenin ardından indirildi. Yassıada’ya hapsedilen Menderes ve arkadaşları, Millî birlik komitesince kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından 17 Eylül 1961 tarihinde idam ettirildi. Ölümünden seneler geçtikten sonra 17 Eylül 1990’da İstanbul’da yaptırılan anıtın ardından naaşı buraya defnedildi. Peki Adnan Menderes kimdir, neden asıldı? İşte 27 Mayıs askeri darbesine dair aradıklarınız…
Adnan Menderes kimdir?
1899'da Aydın'da doğan ve gerçek ismi Ali Adnan Ertekin Menderes olan Menderes'in babası İzmirli Katipzade İbrahim Ethem Bey, annesi ise Aydınlı Hacı Alipaşazadeler'den Tevfika Hanım'dır. Babasını ve annesini henüz küçükken kaybeden Adnan Menderes'i anneannesi büyüttü. Okul hayatına İzmir İttihat ve Terakki Mektebi'nde başlayan Adnan Menderes, Kızılçulu Amerikan Koleji'nde okurken misyonerlerle başı derde girdiği için, çeşitli makamlara müracaatta bulundu. Başvurduğu makamların birinin başında Celal Bayar bulunuyordu. Bayar'la tanışıklığı bu şekilde başladı.1931'de CHP Aydın milletvekili seçilmesinin ardından da Ankara Hukuk Fakültesi'ne girerek, 1935'te mezun olan Adnan Menderes, yedek subay eğitimi almasına rağmen, Birinci Dünya Savaşı'na sıtma hastalığına yakalandığı için katılamadı. Kurtuluş Savaşı'nda gösterdiği başarılardan dolayı İstiklal Madalyası almaya hak kazanan Adnan Menderes, İzmir'in ünlü ailelerinden, Evliyazade Fatma Berin Hanım ile 1929 yılında hayatını birleştirdi. Adnan Menderes'in bu evliliğinden Mutlu, Aydın ve Yüksel olmak üzere erkek oğlu bulunuyor. 16 Mayıs 1945 tarihinde toprak kanunu tasarısını protesto etmesinden ötürü Fuat köprülü, Refik Koraltan ve Adnan Menderes, yaptıkları muhalefetin ardından partiden atıldı. Bu olayların ardından 7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat Parti kuruldu. Adnan Menderes, demokrat Partisi aracılığıyla Kütahya milletvekili olarak yeniden meclise girmeyi başardı. 'Beyaz Devrim' olarak bilinen 1950 seçimlerinde DP Genel Başkalığına seçildi. On sene başkanlık eden Adnan Menderes, bu süre zarfında Türkiye için önemli olaylar gerçekleşti. Sanayileşme ve kentleşme hamlesi başlarken, köye makine girdi, enerji, ulaşım, sağlık, eğitim, bankacılık ve sigorta tekrardan başladı. Türkiye kalkınma kavramıyla tanıştı. 27 Mayıs 1960'da yapılan Türkiye'nin ilk askeri darbesiyle iktidardan indirildi. Yassıada'ya hapsedildi. Milli birlik komitesi tarafından kurulan Yüksek Adalet Divanı'nca idama mahkum edildi. Yassıada tutuklu bulunduğu sırada çeşitli işkencelere maruz kaldı. 17 Eylül 1961 tahinde İmralı Ada'da idam edildi. Ölümünden yıllar sonra 17 Eylül 1990 tarihinde mezarı İstanbul'da yaptırılan anıt mezara nakledildi.
Eski bakandan o yıllara dair anılar
Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi 27 Mayıs'ın arkasından idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes döneminde ülkenin ve Türk insanının 10 sene boyunca altın çağını yaşadığını ifade eden eski Bakan Ali Naili Erdem, 27 Mayıs darbesinin, siyaset için kara bir leke olduğunu, bir facialar silsilesi olduğunu vurgulayarak, seçimle iktidara gelen bir siyasi partinin alaşağı edildiğini ve orta çağın zulmü neyse 27 Mayıs'ta o zulmün Türkiye'de yaşatıldığını savundu. Türkiye'nin yaşadığı o zor ve karanlık günleri gözyaşları içinde AA muhabirine anlatan Erdem, üniversitede okurken Menderes'in oğlu Yüksel Menderes'in daveti üzerine sık sık öğle yemeklerine gittiğini, bu ziyaretlerde tanıştığı Adnan Menderes'ten çok etkilendiğini söyledi. Erdem, Menderes'in maddi anlamda zengin bir Türkiye, manevi planda ise vicdanı ve hürriyeti olan bir ülke oluşturmak istediğini, Mustafa Kemal Atatürk'ün fikirlerini benimsediğini ancak buna tahammül edilemediğini dile getirdi. DP'nin savunduğu ilkeler dolayısıyla partiye üye olduğunu belirten Erdem, "Adnan Bey seçimle iş başına geldiği 14 Mayıs 1950 yılından askeri darbenin yaşandığı sürede geçen 10 sene boyunca ülkesine ve Türk insanına altın dönemini yaşatmıştır. 1940 yıllarının Türkiye'sini ortadan kaldıran, insanımızı doyuran yine Adnan Bey olmuştur. 'Onun zamanında bir şey yapılmadı' diyorlar ama o 11 liman, Batman rafinerisi, 19 çimento ve 16 şeker fabrikası kurdu. Ondan önce coğrafya kitaplarında bir Çubuk Barajı vardı. Onun kavgası zengin bir ülke yaratma kavgasıydı." diye konuştu. İlçe başkanı olduğu yıllarda Menderes'i Manisa'daki Demirköprü Barajı'na giderken Kemalpaşa'da karşıladığını anlatan Erdem, şöyle devam etti:
"Adnan Bey beni görünce tanıdı. Ona birkaç gün önce İsmet Paşa'nın söylediği 'şartlar uygun olursa müdahale mukadder hale gelir, sizi ben bile kurtaramam' sözünü hatırlatarak 'kavga etmeseniz olmaz mı?' dedim. Bana dönerek, (Türkiye Kemalpaşa'dan görüldüğü gibi değildir.) dedi."
Erdem, Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi olma özelliğini taşıyan 27 Mayıs'ta Türkiye'de demokrasiye büyük darbe vurulduğunu, DP'ye oy veren seçmenin iradesinin yok sayıldığını aktardı.
O tarihten sonra ülkede hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığına dikkati çeken Erdem, şu değerlendirmede bulundu:
"27 Mayıs darbesi, siyasi hayatımız için kara bir lekedir, bir facialar silsilesidir. Seçimle iktidara gelen bir siyasi parti alaşağı edilmiştir. O günleri tarihin sayfalarına gömdük, ama mazlum olan insanların ahı yerde kalmıyor. Orta çağın zulmü neyse 27 Mayıs'ta o zulüm Türkiye'de yaşatılmıştır. O tarih bana göre zulmün dik alasıdır. Eğer dünyadaki işkenceleri alt alta koyarsanız, bu işkencelerin hiçbiri 27 Mayıs'ta olanları geçemez."
Erdem, bir hukukçu olarak Menderes ve diğer arkadaşlarının yargılandığı Yassıada'da yaşanan hukuksuzluğu görünce çok etkilendiğini, duruşmaları büyük bir şaşkınlıkla izlediğini ifade etti.