ABD’de bir profesör, anket şirketlerinin aksine aylardır Trump’ın başkan olacağını söylüyordu. Lichtman, 13 aşamalı bir sorgulama sistemiyle Trump'ın kazanacağını tahmin etti. Lichtman, 1984'ten beri yapılan tüm başkanlık seçimlerinin kazananını bildiğini söylüyor.
Amerikan Üniversitesinden profesör Allan Lichtman, ilk kez mayıs ayında yaptığı tahminle gündeme geldi. Lichtman, henüz o tarihlerde Cumhuriyetçi Parti adayının kim olacağı bile belli değilken, partinin adayı olmak için yarışan çok sayıda kişi arasından Donald Trump'ın sadece aday değil, ABD Başkanı seçileceğini de söyledi.
Lichtman, tahminini 13 aşamalı bir "doğru-yanlış" cevapları verilen modellemeye dayandırmıştı. Lichtman, bu modellemesi sayesinde 1984'ten beri yapılan tüm başkanlık seçimlerinin kazananını bildiğini belirtmişti.
ABD MEDYASINDA CİDDİYE ALINMADI
Amerikalı profesör, seçimlerden yaklaşık bir ay önce anketler Trump'ın kazanma ihtimalini hiç ortaya koymazken tahminini tekrarladı. Lichtman, ana akım ABD medyasında çok ciddiye alınmasa da bir gazeteciye verdiği röportajda öngörüsünde ısrar etti, hatta Trump'ın kazanacağından artık daha fazla emin olduğunu ifade etti.
Modeline güvenen Lichtman'ın tahmini anketlere, demografiye ya da eyaletlerin analizlerine dayanmıyor. Model, bunların yerine mevcut durumda başkanlığı elinde bulunduran partinin performansına dayalı olarak 13 aşamalı bir sorgulama sistemi içeriyor.
Lichtman, modelini nasıl oluşturduğunu anlatırken şunları söylemişti:
"Bunun arkasında gerçek bir teori var ve bu teori, başkanlık seçiminin bizim düşündüğümüz gibi olmadığını gösteriyor. Sistemimiz seçim kampanyaları, seçim konuşmaları, televizyon münazaraları ya da bağış etkinliklerine dayanmıyor. Aslında başkanlık seçimleri, tüm bunların yerine temel olarak Beyaz Saray'ın hakimi olan partinin performansının halk oyuna sunulması. Performans yeterince iyiyse, bu partinin adayı 4 yıl daha kalır. Değilse diğer taraf kazanır."
KULLANDIĞI 13 SORU
Allan Lichtman'ın bu performansı ölçmek için kullandığı 13 ana soru ise şunlar:
"Başkanın görevindeki iki yılın ardından yapılan ara seçimde Temsilciler Meclisinde Beyaz Saray'daki parti çoğunlukta mı? Halen görevde olan başkan tekrar yarışacak mı?
Beyaz Saray'ı elinde bulunduran parti içinde adaylık için çok sayıda kişi ortaya çıktı mı?
Üçüncü bir parti ya da bağımsız bir aday çıktı mı?
Kısa vadede ekonomi iyi mi? Geçmişe dönük uzun vadede ekonominin durumu iyi mi?
Ülkenin politikalarında ciddi değişimler var mı?
Toplumsal huzursuzluk bulunuyor mu?
Yönetim büyük bir skandalla anıldı mı?
Ülke dışında ya da askeri alanda başarı kazanıldı mı?
Ülke dışında ya da askeri alanda başarısızlık görüldü mü?
Görevdeki başkanın karizması var mı?
Beyaz Saray'daki partiyi zorlayan adayın karizması var mı?”
Lichtman'ın bu metodolojisinin ortaya çıkmasının da ilginç bir öyküsü bulunuyor. Lichtman, bir röportajında bunu anlatırken, seçim tahmini yapmak için deprem tahmin metodlarını kullanmak üzere birlikte çalışmak isteyen bir Rus jeofizikçiyle 1981 yılında tanıştığında "kazara" bu yöntemle karşılaştığını söylemişti.
Lichtman, bunun o kadar da "inanılmaz" olmadığını çünkü her iki tahmin formülünün de "istikrar ile değişimi" ölçtüğünü belirtmişti.