ABD’de son yıllarda yükselişe geçen ‘alternatif sağ’ akımı, müstakbel başkan Trump’ın kabine atamalarıyla iktidarda söz sahibi hale geldi. Aşırı sağcı akımın lideri Bannon, ülkeyi 50 yıl yöneteceklerini söyledi.
ABD’nin müstakbel başkanı Donald Trump’ın, görevi devraldıktan sonraki ekibi yavaş yavaş netleşiyor. Daha önce siyasi tecrübesi bulunmayan Trump’ın, çeşitli konularda nasıl bir politika izleyeceğinin, büyük ölçüde seçeceği ekibe bağlı olduğu belirtiliyor. Cumhuriyetçi Parti içindeki farklı kanatlar, yeni hükümette söz sahibi olma mücadelesi veriyor. ABD’nin önemli siyasi dergilerinden Politico’da yer alan yazıda Trump’ın ilk seçimleri değerlendirildi.
Trump’ın, seçim kampanyasında kendisine destek olan ‘kışkırtıcı’ figürleri ödüllendirdiği belirtilen yazıda, Cumhuriyetçi Parti’nin gelenekçi kanadının da görmezden gelinmediği kaydedildi. Trump’ın cuma günü Kansas milletvekili Mike Pompeo’yu CIA şefi olarak seçmesi, bu kanatta memnuniyet yarattı. Adalet Bakanı olarak seçilen Jeff Sessions ise 1980’lerde ırkçı sözleri nedeniyle dönemin Başkanı Ronald Reagan tarafından federal yargıç olması engellenmiş bir isim. Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak belirlenen Michael Flynn ise partinin ‘şahin’ kanadından ve Amerikalıların Müslümanlardan korkmasının ‘rasyonel’ olduğunu söylemişti. Daha önce Trump’ın baş stratejisti olarak belirlenen aşırı sağcı Steve Bannon ise ‘alt-right’ (alternatif sağ) kavramının isim babası. Cumhuriyetçi Parti içinde son yıllarda ortaya çıkan aşırı sağ bir akım olan alternatif sağ, Trump’ın en hararetli destekçilerini oluşturuyor. Twitter, ayrımcı söylemleri nedeniyle alternatif sağcıların hesplarına yasak getirmişti.
TIPKI 1930’LARDAKİ GİBİ
Steve Bannon, Hollywood Reporter’a verdiği mülakatta ülkeyi 50 yıl boyunca yöneteceklerini söyledi. Breitbart adlı aşırı sağcı haber sitesinin kurucusu olan Bannon, “Trilyon dolarlık bir altyapı planım var. Bu her şeyi yeniden inşaa etmek için harika bir fırsat. Tersaneler, demir çelik fabrikaları. Hepsini yükseltelim. 1930’lardaki kadar heyecanlı. Reagan devriminden daha büyük. Muhafazakarlar ve popülistler, milliyetçi ekonomik bir hareketin içerisinde” ifadelerini kullandı.
ÜÇ DİNDEN DAYANIŞMA
Donald Trump’ın ABD Başkanlığına seçilmesinin ardından farklı dinlerden temsilciler başkent Washington’da Müslümanlar tarafından inşa edilen ilk cami olan Mescid Muhammed’e gelerek Müslümanlarla birlikte cuma namazına katıldı. “Omuz omuza Müslümanlarla birlikte duruyoruz” adı verilen organizasyonda, Hristiyan ve Yahudi dini temsilciler cuma namazı öncesinde caminin önünde buluşarak basın açıklaması yaptı. Goergetown Üniversitesi hahamlarından Rachel Gartner, yaptığı konuşmada, Tevrat’tan bir bölüm okudu. Gartner, şunları söyledi: “Trump ‘Bütün Amerikalıların başkanı olacağım’ demişti. Amerikalı Müslümanlar da bu toplumun bir parçası ve korku içerisindeler” diye konuştu.
