Anayasa değişikliği referandumu için son birkaç güne girilirken araştırmacılar, 16 Nisan Pazar günü seçmenin neye göre oy kullanacağını yorumladı. Varyans'ın Genel Müdürü Recep Sazkaya, 'istikrar' kaygısının hem 'Evet' hem 'Hayır' cephesinde öne çıktığını söyledi.
Türkiye 16 Nisan'da 15 Temmuz darbe girişimi, üst üste saldırılar ve anayasa değişikliği paketine ilişkin uzun tartışmaların gölgesinde sandık başına gidecek. Araştırmacılara göre, seçmenin asıl kaygısı 17 Nisan'da uyanacakları tablo. Seçmen tercihini etkileyecek üç temel konu ise, siyasi istikrar, güvenlik kaygıları ve ekonominin durumu.
Recep Sazkaya.
Sazkaya, AK Parti içindeki çeşitli siyasi anlayışların bir kompozisyonu olarak "sağ, muhafazakar, Anadolu'ya yaslanan ve tarihsel değerlere sempatiyle bakan, akademisyenler, gazeteciler, elit kesim" diye tanımladığı kesimin "Türkiye parlamenter sistemle sorunları istediği gibi çözemedi" düşüncesinde olduğunu söylüyor.
Sazkaya'ya göre, 'Evet' oyu kullanacak daha orta düzey seçmenin anayasa değişikliği paketinden beklentisi ise, "Daha iyi daha güçlü, rekabet edebilir, dünyada yerini sağlamlaştırmış ve hızlı karar alabilir bir Türkiye".
"Psikolojik aidiyet, hemşerilik ve duygudaşlıklar, istikrarın bozulmaması isteği, sevgi, nefret, lidere yakınlık" gibi faktörlerin de oy eğilimlerini etkileyeceği görüşünü dile getiriyor.
SEÇMENİN AKLINDAKİ 3 BAŞLIK
GENAR Başkanı İhsan Aktaş'a göre ise, seçmenin aklındaki üç başlık sırayla şu şekilde:
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği;
Siyasi partilerin kendi görüş ve tutumları;
Anayasa değişikliğinin içeriği.
Aktaş'a göre, 1970'lerde daha ideolojik olduğu görülen seçmen tabakası giderek günlük yaşantı kaygısıyla daha 'rasyonel' bir yapıya büründü:
"Daha sağduyulu, ekonomiyle ilgili ve kendisinin, çocuklarının geleceğini düşünen 7-8 puanlık bir seçmen tabakası var. Referandum oylamasının ertesi günü Türkiye'de durumu ne olur? Evet mi hayır mı istikrar getirecek, yoksa bir kargaşa olur mu…? Son hafta milletin bu anlamda bu şekilde daha rasyonel bir hesap yapacağını düşünüyorum."
EKONOMİK SEÇMEN
"Gelişmiş bir ekonomi" algısının seçmen davranışını etkileyen dikkate değer kriterlerden olduğunu dile getiren Aktaş sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Ekonomik seçmen dediğimiz bu yeni sınıf, ideolojisinin ötesinde, borsa düştü mü çıktı mı, döviz hareketleri, yabancı yatırımlar, ihracat hareketleriyle ilgileniyor."
İhsan Aktaş ayrıca, seçmenin derdinin vaatlerin eyleme geçtiğini hemen, 17 Nisan gününden itibaren görmek olduğunu ifade ediyor.
Aktaş, muhalefete ilişkin beklentilerin karşılık görmesinin, iktidardan farklı olarak uzun vadede olacağı görüşüne dikkat çekiyor. Bu kesimin, 'Evet' oylarını da artıracağı görüşünde.
HAYIR ÇIKARSA AK PARTİ ZAYIFLAR KORKUSU
Dikkat çekilen bir başka etken de "korkular".
Sazkaya'ya göre, çoğunluğunu AK Partililerin oluşturduğu ve bir bölümü 'Hayır' oyu vermeyi düşünen bir kesim, "AK Parti'nin içindeki olası bir çözülme ya da zayıflamanın doğurabileceği siyasi iktidarsızlıkla baş edilemeyeceği" kaygısında. AK Parti liderlerinin de söylemlerinde geniş yer bulan "Evet geçmezse 90'lı yıllardaki gibi çok partili, parçalı bir siyasi yol haritası olur" görüşü de karşılık buluyor.
Peki 15 Temmuz darbe girişimi, saldırılar, Türkiye'nin güneydoğu illerindeki güvenlik operasyonlar ve Suriye politikalarındaki değişiklik seçmen davranışını nasıl etkiledi?
İhsan Aktaş, "Terörün bitirilmesi için 'Evet' diyen kitle var ama ekonominin biraz bozuk olduğunu düşünüp 'Hayır' diyen kitle de var" diyor:
"GENAR'ın araştırmalarına göre FETÖ'yle mücadelede yüzde 80-90'lık bir kamuoyu desteği var, yüzde 75-80'lik bir kesim DEAŞ ve PKK ile mücadeleyi destekliyor. Ancak referandum anketlerinde bu oranlar daha düşük seyrediyor."
Peki seçmen anayasa değişikliği paketindeki maddelerle güvenlik endişeleri arasında nasıl bir bağlantı kuruyor?
Aktaş'a göre seçmen doğrudan paketteki maddelere atıf yapmasa bile şu savı dile getiriyor:
"Erdoğan'ın başında olduğu, yürütmenin rahat çalıştığı, bürokrasinin ayak bağı olmadığı bir hükümet, problemleri daha rahat çözer, terör de rahat çözülür."
FETÖ İLE MÜCADELEDE ERDOĞAN'A GÜVEN
Araştırmacılara göre, darbe girişimi sonrası FETÖ ile mücadelede Erdoğan'a güven güçlü.
Sazkaya, "FETÖ ile mücadeleyi Erdoğan'dan başka kimse bu kadar başarıyla götüremez" görüşünün seçmenleri "'Evet' oyuna yönlendirdiğini açıklıyor. Sazkaya AK Parti'yi referandumda zorlayan noktayı ise şöyle tanımlıyor:
"Seçmen yakın vadedeki gelişmelere bakıyor. Halbuki AK Parti ve MHP, 'koalisyon ihtimali gibi istikrarsızlıklar olabilir, AKP güç kaybedebilir' gibi gerekçeleri sıralıyor. Seçmen bunun ne zaman olacağını bilemiyor ve bu riskleri tam olarak hissetmiyor.
"İstikrarın referandumun geçmeyeceği durumda sağlanacağına inanç güçlü olsaydı, 'hayır' cephesinin eli daha güçlü olurdu."