Benim „ZAFER“ Bayramım...

Hani „fırtınadan önceki sükûnet“ derler ya, kulak asmayın!

Bu seferki „sükûnetden önceki fırtına“... Kimse gam çekmesin; bir halt olacağı yok. Tam tersine sular durulacak.

Yazmışdı dersiniz...

***

Aslında sekiz on yazılık malzeme birikmişdi elimde; hem de bir hafta içinde... Fakat ansızın bu limandan demir alıp yeni ufuklara yelken açma karârı alınca yazık olmasın diye bunlardan hiç değilse bir bölümünü kısa notlar hâlinde sunmayı tercîh etdim.

‚Neden ansızın yeniden denize açılmak?’ diye suâl eyleyecek olursanız; onu da anlayacaksınız nihâyetinde; çatlamayın!

Önce kısa notlar:

„FETÖ“yü; Fatoş, Meloş, Memo filan gibi bir „sempati diminütifi“ sanan gençler bilsinler ki değildir! O TÖ „terör örgütü“ kelimelerinin kısaltmasıdır.

General ve albay tasfiyesi TSK’yı zayıflatmaz; tam tersine ‚operasyonel ve entelektüel’ yeteneklerini güçlendirir. Almanların bir atasözü var: Fazla aşçı yemeği bozar.

Avusturya’nın Türkiye-AB ilişkilerine dâir edebsizlikleri, Birinci (1526) ve İkinci (1683) Viyana kuşatmalarımızın kuyruk acısıdır.

Türkiye’nin „Avrupalı“ olmadığı yolundaki tezvîrâta karşı tek bir hatırlatma yapılması yeterlidir:

Devlet-i Aliyye 30 Mart 1856 târihli „Paris Konferansı Kapanış Bildirgesi“ ile, Kırım Savaşı ertesi, bugünki en yakın karşılığı AB olan „Avrupa Devletleri Şûrâsı“na (Konseyine) doğrudan „tam üye“ olmuş ve „Düvel-i Muazzama“ (Grandes Puissances/Büyük Devletler)’den biri olduğu bir kere daha belgelenmişdi. Öbürleri İngiltere, Fransa, Rusya. Almanya henüz yok!

Birtakım hıyarloflar, Türkiye’yi sanki „Cennet’in Kaçak Katı“ gibi pazarlama şaklabanlığından behemehâl vazgeçmelidirler!

Dürüstlük iyidir. Zâten kimsenin bir halt yutduğu yok!

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum